Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

ABD’nin ve çözüm sürecinin rehinesi iktidar

Türkiye son zamanlarda giderek kayıt dışı siyasetin rehinesi haline geldi. Türkiye’nin yalnız barışına değil siyasetine de kimi eli silahlı, kimi kayıt dışı bazı siyaset erbapları dahil oldu. AKP iktidarının ne yapıp ne yapmayacağını Ankara’dakilerden daha çok İmralı, Kandil ve ABD’dekiler söylüyor.

Büyük birader rolündeki Biden, Erdoğan’la aralarındaki görüşmeleri önce afişe ediyor sonra da özür diliyor. Biden’in söyledikleri yalnız IŞİD ile ilgili değil. Aslında Biden-Erdoğan görüşmelerine ilişkin Kıbrıs konusunda söylenenler IŞİD konusunda söylenenlerden daha vahimdir. Biden şunları söylüyor: “Dünya değişiyor. Birincisi;, Türkiye, Kıbrıs’ta askerinin olmasının kendisine bir menfaat sağlamadığını tam olarak anlamış durumda. İkincisi; Erdoğan, işgali önemseyen tek kesimle TSK ile bir kırılma yaşadı” diyor. Böylece Kıbrıs konusunda Erdoğan’ın ve mevcut şartların müsait olduğuna dikkat çekiyor. Bu anlamda önümüzdeki günlerde Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesi tartışmaları gündeme oturursa şaşırmamak gerekir.
ABD Başkan Yardımcısı diyor ki: “Erdoğan’ın Kıbrıs’ta, üzerinde anlaşabileceğini söylediği, iki bölgeli, iki toplumlu adaya dayalı hangi çözüm?.. Doğu Akdeniz’de ciddi bir boyuttaki doğal kaynakların avantajından yararlanmanın Türkiye için müthiş bir tek taraflı menfaat olduğunu bence anlamaya başladı”.
Biden, Türkiye’nin Akdeniz’deki doğal kaynakların kullanımı karşılığında Türkiye’nin geleneksel olarak sürdürdüğü Kıbrıs politikasını terk edeceğini ima ediyor. Gerçekler Biden “özür diledi”, lakırdıları arasında kaybolup gidiyor. Diplomatik çatlakların tamiri için dilenen özürler anlaşılıyor da Biden ve Erdoğan’ın otel odasındaki görüşmelerinin gerçek kayıtları ne diyor? Asıl onlar ne diyor, onlara bakmak gerekir!.
Kaldı ki John Kerry’nin BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma daha doğrusu Türkiye’ye yönelik suçlama Biden’in yaptığı konuşmadan daha hafif değildi. Kerry, “Vaktiyle Esad’ı devirmek için IŞİD’e destek olanlar bu krize sebep olmuştur... Onlar, arada çürük elmalar olsa da önemli olan Esad’a karşı savaşmalarıdır, diye hesap yapmışlardı” diyor.
Kerry, doğrudan doğruya Erdoğan ve AKP hükümetini “Esad’ı devirmek için IŞİD’e destek olmak” la suçluyor. Kerry, Türkiye’ye, ‘IŞİD adlı canavarı siz yarattınız’ diyor.
Kerry’nin vahim Türkiye suçlamalarına sessiz kalıp, Biden’in Erdoğan’ın “siz haklıydınız” dediğine yönelik şahsi sözleri için özür dilemesiyle yetinmek anlaşılır değildir!
AKP iktidarını ABD’den sonra rehin alan bir başka olgu da ‘çözüm süreci’dir. AKP’nin “çözüm süreci” bölücü ve yıkıcı terörist unsurlar tarafından Türkiye’yi tehdit sürecine dönüşmüştür. Terör örgütü PKK, İmralı ve HDP, çözüm süreci kartını kullanarak AKP iktidarı özelinde Türkiye’yi adeta rehin almıştır.
Davutoğlu hükümeti, Öcalan tarafından ısrarla talep edilen ‘Çözüm Süreci Kurulu’ ve ‘İzleme ve Koordinasyon Kurulu’nu teşekkül ettirmesine rağmen çözüm sürecini garantiye alamadı. Terörist kurmaylar ‘çözüm süreci bitti-bitiyor’ söylemleriyle AKP iktidarını Türkiye’nin çözülmesine katkı sağlayacak süreç için yeni adımlar atmaya zorluyor.
AKP’nin ‘süreç bitmesin de isterse Türkiye bitsin’türünden ısrarlı yaklaşımına karşın bölücü çevreler, zaten bir oyun olarak gördükleri süreci Türkiye’ye karşı kullanıyorlar.
Terörist Bayık, terör örgütüne “93’te ayda 1000’e yakın kişi katılırdı. Geçen ay 1200 kişi katıldı” diye açıklamada bulundu. Bayık’ın söylediklerine bakılırsa ortada açılım yok katılım var!
Kıdemli teröristlerinden Sabri Ok, “Tespitimiz, gerçekten de sürecin bittiği yönündedir” diyor.
Murat Karayılan ise şöyle konuşuyor: “Süreç bizim için bitmiştir, şimdi Başkan Apo’nun süreç konusunda söyleyeceği son sözü bekliyoruz”.
Teröristbaşı Öcalan ise bir yandan lütfedip “çözüm için 15 Ekim’e kadar bekleriz” diyor, diğer yandan da “Kürtlerin yaşadığı her bölgede IŞİD’e karşı mücadele” adı altında Türkiye’yi karıştırın talimatı veriyor... Yapılmak isteneni anlayanlar anlıyor!

Yazarın Diğer Yazıları