ABD’nin Suriye’den çekilmesi ile ilgili iddia

ABD’nin Suriye’den çekilmesi ile ilgili iddia

ABD’nin Suriye’deki faaliyetleri konusunda hazırlanan bir raporda, ABD’nin Suriye’den çekilmesinin nedeni olarak terör örgütü PKK/YPG’nin verilen silahları ve eğitimleri ‘kendi başına kullanma yeteneğine ulaşamaması' gösterildi.

ABD'nin 7 yıldır iç savaşın sürdüğü Suriye'den çıkma kararı, 'sürpriz' olarak değerlendirilirken, S Bilişim Danışmanlık tarafından hazırlanan raporda, Suriye konusunda gelinen süreçle ilgili ilginç tespitler yer aldı. 1 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan ‘Siyasi Risk İzlekleri Geçici Raporlama-PKK’ başlıklı raporda, ABD’nin Suriye’den çekilme kararının temelinde ‘Bölücü terör örgütünün, verilen eğitim ve silahları, kendi başına kullanma yeteneğine ulaşamaması' olduğu tespiti yapıldı.

Raporda ABD Başkanı Trump’ın, TSK'nın Fırat’ın doğusuna girdiğinde PKK/YPG'nin Amerikan askerleri olmadan ayakta kalamayacağını gördüğü, teröristler ile birlikte Türk askeriyle karşı karşıya gelmemek için çekilme kararı aldığı ifade edildi, "Çözüm olarak CENTCOM projeden vazgeçti" denildi. Raporda ABD'nin PKK/YPG mensuplarını eğitip donatırken, nitelikli asker haline dönüştürmenin mümkün olmadığı ifade edilerek, "ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), PKK/YPG’yi, nitelikli-teknik askerî sınıflara dayalı düzenli ordu formatına yükseltmesi imkânsızdır" ifadeleri kullanıldı.

Raporda PKK/YPG'nin 2014 ila 2018 yılları arasında küresel siyasi, askeri denkleme girdiği ve sahada küresel müttefiklik tesis ettiği, bu müttefikliğin 'Suriye’de DEAŞ ile mücadele' adı altında işlerlik kazandığı anlatılarak, "DEAŞ Suriye'de bitti ancak, müttefiklik devam etti. CENTCOM’un Suriye’den çekilmesi, Beyaz Saray-Trump talimatı da durumu şimdilik değiştirmiyor” denildi.

 Raporda öne çıkan önemli bir konu ise ABD’nin örgüte, havadan vurulamaz geniş coğrafi bir saha temin etmesi oldu. Havadan vurulmama güvencesi kalktığında, PKK’nın Suriye’de açık hedef haline geldiği kaydedildi.

İÇ SAVAŞTA 350 BİN İNSAN ÖLDÜ, MİLYONLARCA SURİYELİ GÖÇ ETTİ

Suriye, 15 Mart 2011'de ‘Arap Baharı’ndan esinlenen demokrasi yanlısı gösterilere, hükümet ölümcül güç kullanınca ateş çemberine döndü. Beşar Esad yönetimine karşı yükselen isyan, yerini yıkıma yol açan bir iç savaşa bıraktı. 8'inci yılına girecek olan iç savaşta, 350 bin insan öldü, milyonlarca Suriyeli evlerinden, vatanlarından oldu... Savaş ateşi ülkeyi sararken muhalefet destekçileri, önce kendilerini savunmak, sonra da güvenlik güçlerini bölgelerinden atmak için silahlandı. Esad, ‘dış destekli terör’ diye tanımladığı olayları bastırmaya yemin etti. Şiddet hızla arttı ve ülke iç savaş bataklığına saplandı. DEAŞ ve El Kaide gibi örgütler güçlendi, kendilerini yönetmek isteyen, Suriyeli Kürtler de savaşa eklendi. İşte tam da bu noktada Rusya, ardından İran devreye girdi. Irak, Afganistan ve Yemen'den gelen binlerce Şii milis, İran tarafından silahlandırıldı, eğitildi. ABD, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkeler ise muhaliflere destek çıktı. Koalisyon Güçleri, Suriye'de 2014'ten bu yana DEAŞ militanlarına hava saldırıları düzenledi ve Suriye Demokratik Güçleri(SDG) adlı Kürt ve Arap milis ittifakının cihatçıların elinden toprak kazanmasına yardımcı oldu. Suudi Arabistan, İran'ın nüfuzunu azaltmak amacıyla, isyancı gruplara silah ve para yardımı yaptı. İsrail de, İran silahlarının Hizbullah'a gitmesini engellemek için hava saldırıları düzenledi. Suriye'de barışın tesis etmesi için Türkiye de uzun süredir muhalif Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) destek veriyor.

İLK RESMİ KARA GÜCÜNDE 50 AMERİKAN ASKERİ YER ALDI

ABD, IŞİD ile mücadele eden Kürt güçleri eğitmek üzere ilk resmi kara gücünü, Kasım 2015'de Suriye'de konuşlandırdı. 50 Amerikan askeriyle Kobani’ye yerleşen ABD, müttefik olarak nitelediği terör örgütü PKK/YPG'ye desteğini, 2018'de ‘IŞİD'in geri dönüş tehlikesi olduğu’ gerekçesiyle artırdı.

2018, ABD’NİN SURİYE’YE YERLEŞTİĞİ YIL OLDU

Ülkedeki üs sayısını 2018’de 15'e çıkaran ABD, Suriye iç savaşına yönelik politikasını, terör örgütü IŞİD ile mücadele üzerinden Suriye'de nüfuz alanı oluşturmaya yönelik kurdu. Bunun için de PKK/YPG'ye yöneldi. PKK/YPG, Ocak 2014'ten bu yana aldığı ABD desteğiyle ülkenin dörtte birini işgal etti. Suriye'nin enerji kaynaklarının yüzde 70'ten fazlasına hakim oldu. Ülkenin elektrik ve sulama ihtiyacının yüzde 70'ini karşılayan barajlar da Aralık 2015-Haziran 2017 döneminde ABD'nin hava desteğiyle örgütün eline geçti. Türkiye'nin 2018'in ilk 3 ayında düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'den çıkarılmasına rağmen örgütün işgal alanı, 45 bin 967 kilometrekareyi buldu. IŞİD tehlikesinin büyük ölçüde bertaraf edilmesine rağmen ABD, örgüte askeri ve lojistik desteğini tüm hızıyla sürdürdü.

ÖRGÜTÜ, ÖSO’YA KARŞI KORUDU

ABD, Nisan 2016'dan itibaren üslerine inen kargo uçakları ve Kuzey Irak'tan giren binlerce TIR ile PKK/YPG'ye silah ve mühimmat taşıdı. Söz konusu noktalarda bulundurduğu özel birlikler ve ekipmanlarla PKK/YPG'ye DEAŞ karşıtı operasyonlarında destek verirken, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerine karşı da koruma kalkanı sağladı. Zırhlı araç, personel taşıyıcı, hafif piyade mühimmatı, ağır silah ekipmanları ve mühimmatı, iş makineleri, çok sayıda prefabrik barınma malzemesi sevk etti. Sırrin’de buğday silolarına hava savunma ve sinyal istihbarat için radar ve çeşitli elektronik sistemler kurdu. 2018'de IŞİD'in büyük ölçüde ortadan kaldırılmasının ardından PKK/YPG'yi Suriye'nin kuzeyinde kalıcı bir yapıya dönüştürme yoluna girdi.

ASKER SAYISINI SIR GİBİ SAKLADI, 8 BİN PKK'LIYI EĞİTMEK İSTED

2017 ortalarında, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun, Suriye’deki operasyonlarını yöneten ABD’li Tümgeneral James Jerard, Suriye’de SDG'yi (PKK/PYD) desteklemek üzere ABD’nin 4 bin civarında askeri bulunduğunu söyledi. Ardından "Özür dilerim yanlışlıkla söyledim. Suriye’de yaklaşık 500 asker var" dedi.

4 Nisan 2018'de ise geçtiğimiz günlerde görevinden alınan ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Dana White, Suriye ve Irak’ta yaklaşık 5 bin Amerikan askerinin bulunduğunu açıkladı. 8 Aralık 2018'de de ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Suriye'de 8 bin bölücü terör örgütü PKK'lıyı eğittiklerini doğruladı. Dunford, "Suriye'nin doğusunda istikrarı sağlamak için için 35-40 bin kadar yerel gücün eğitilip donatılması bekleniyor. Şu anda bunun yüzde 20'si kadarını (yaklaşık 8 bin) tamamlamış durumdayız" dedi

TRUMP, TWITTER'DAN ÇEKİLECEKLERİNİ İLAN ETTİ

Yerel kaynaklar, ABD'nin 2018'in son çeyreğinde başlattığı bu çalışmaları, bölgede kalıcı olma planının parçası olarak değerlendirirken, ABD'nin Suriye'den çekilme sinyali ilk olarak başkan Trump'ın Ohio'da yaptığı bir konuşmayla geldi. Trump, 2016 yılındaki seçim sürecinde vaat ettiği gibi Amerikan askerlerinin evlerine döneceğini söyledi. 19 Aralık günü Twitter'dan "IŞİD'i yendik. Bölgede bulunmamızın tek sebebi buydu" şeklinde mesaj atarak, dünyaya Suriye'den çekileceklerini ilan etti.

ABD Başkanı Trump, son yaptığı açıklamasında ise "Rusya IŞİD'den bizden daha fazla nefret ediyor, İran IŞİD'den bizden daha fazla nefret ediyor, Türkiye belki bizim kadar olmasa da IŞİD'den nefret ediyor” ifadelerini kullandı. Trump, "Suriye'den askerlerimizi çekiyoruz” dedi, bununla birlikte hiçbir zaman Suriye'den hızlıca çekileceklerini söylemediğini kaydetti. Amerika Başkanı, “5 yıl önce oraya gittiğimizde birkaç ay orda kalacak iken yıllarca kaldık" dedi.

PKK’LI TERÖRİSTLER EĞİTİLEMEDİ

S Bilişim Danışmanlık, 1 Ocak 2019 tarihinde yayınladığı ‘Siyasi Risk İzlekleri Geçici Raporlama-PKK’ başlıklı raporunda, ABD’nin Suriye’den çekilme kararının temelinde, ‘Bölücü terör örgütünün, verilen eğitim ve silahları, kendi başına kullanma yeteneğine ulaşamaması” olduğu yönünde tespite yer verdi. PKK’nın 2014 ila 2018 yılları arasında küresel siyasi, askeri denkleme girdiği ve sahada küresel müttefiklik tesis ettiği, bu müttefikliğin 'Suriye’de DEAŞ ile mücadele' adı altında işlerlik kazandığı anlatılan raporda "IŞİD Suriye'de bitti ancak, müttefiklik devam etti. CENTCOM’un Suriye’den çekilme Beyaz Saray-Trump talimatı da durumu şimdilik değiştirmiyor" denildi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM’un Suriye kuzeyinde yığdığı PKK’lı teröristlerin sayısını hızla arttırdığı ardından bu bölgedeki faaliyetlerini ‘kullanımı zorunlu yol ve tesisleri örtme, yer-altı etkileşimlerini destekleme, yol-konvoylarının vurulmasını güçleştirici yan tüneller inşa etme, gizlenme, örtünme, sürekli yer değiştirtme, eğitim kamplarında havadan savunma sistemleri geliştirme’ şeklinde sürdürdüğü ifade edilen raporda, ABD’nin örgüte, havadan vurulamaz geniş coğrafi bir saha temin ettiği bildirildi. Ancak PKK’nın Suriye’deki varlığının, havadan vurulmamasına bağlı olduğu, havadan vurulmama güvencesi ortadan kalktığında ise açık hedef haline geldiği belirtildi.

SALDIRAN TARAFTAN BEKLEYEN TARAFA GEÇTİ

Örgütün yakın zamana kadar ‘ani saldırlar’ düzenleyen eylemler gerçekleştirdiği, Suriye’de ise CENTCOM destekli radar ve hava savunma sistemiyle bölgesini savunan konuma geldiği anlatılan raporda şu tespitlere yer aldı:

"PKK, önceden saldıran ve kazanan taraftı. Şimdi PKK açıkça deşifre olmuş, yeri, zamanı belli eyleme girişmektedir. PKK’lı militan artık bastığı tetikle eylem başlatan değil, başlatılan eyleme iştirak eden hatta bazen gelen kurşunla baskından haberdar olandır. CENTCOM tarafından PKK’ya verilen silah, teçhizat ve araçlar, yüksek bakım(parça) ve ikmal (başta akaryakıt) gerektiren yapıdadır. Bu silah, teçhizat, mühimmat ve araçların uzun vadeli kullanımı, kesintisiz hava, radar gözetleme ve süratli tetiklenen hava, savuma sistemi gerektirmektedir. Bu da PKK için ordu ve komplike işletilen sistemler demektir. Bunların kesintisiz temini ise PKK için karşılanması çok ağır bir yüktür. CENTCOM, PKK’yı istihkâm, topçu, zırhlı-mekanize, motorize silah, araç, teçhizatla donatmış ancak bunların bütünlüklü kullanım ve koordinasyon bilgi-becerisini kazandıramamıştır."

PKK'LILAR EĞİTİLEMEYİNCE DÜZENLİ ORDUYA GEÇİLEMEDİ

CENTCOM’un eğitimlerde başarısız olan teröristleri ancak yarı düzenli ordu haline getirebildiği, düzenli ordu haline ulaştıramadığı ve ulaştıramayacağını gördüğü bildirilen raporda, "CENTCOM şunu açıklıkla görmüştür; Binlerce TIR ve uçakla silah, teçhizat getirmiş, PKK/YPG’ye vermiş ve fakat bu silah, teçhizat hatta araçları kullanma yeteneği kazandıramamıştır. Verdiği eğitime rağmen kazandıramamıştır. Daha önemlisi, kazandıramayacaktır. PKK/YPG mensuplarını eğitip donatırken, nitelikli asker haline dönüştürmek mümkün olmamıştır. CENTCOM’un PKK/YPG’yi, nitelikli-teknik askerî sınıflara dayalı düzenli ordu formatına yükseltmesi imkânsızdır."

TRUMP, TÜRK ASKERİYLE KARŞI KARŞIYA GELMEK İSTEMEDİ

Başkan Trump’ın, TSK, Fırat’ın doğusuna girdiğinde PKK’nın Amerikan askerleri olmadan ayakta kalamayacağını gördüğü, TSK’ya karşı ABD askerlerini teröristler ile omuz omuza savaşa sokmamak için de çekilme kararı aldığı ifade edilen raporda; "Çözüm olarak CENTCOM ‘projeden’ vazgeçti" denildi.

İlgili Haberler