Eylül ayında açıklanan perakende satış verileri, beklenenden daha hızlı bir artış gösterdi. Bu durum, ABD tüketicisinin güçlü olduğunu ve harcama gücünün devam ettiğini ortaya koydu. Tüketici harcamalarındaki bu artış, ekonominin sağlam temellere dayandığını gösterirken, Fed’in faiz oranlarını düşürme kararını etkileme potansiyeli taşıyor.
Ayrıca, işsizlik başvuruları da Ekim ayının ortasında beklenenden daha az artış gösterdi. Bu da, işgücü piyasasında yumuşama endişelerinin azalmasına yardımcı oldu. Ancak, inşaat izinleri ve konut başlangıçlarında yaşanan hafif düşüş, genel olumlu havayı biraz gölgeledi. Bu durum, konut piyasasında bir miktar soğuma olduğunu gösteriyor.
Fon vadeli işlemleri, piyasalardaki beklentilerin bu yıl Fed’in kalan toplantılarında her birinde 25 baz puanlık faiz indirimi yapılacağı yönünde olduğunu gösteriyor. Bu durum, yatırımcıların faiz oranlarının düşeceğine dair güçlü bir inanca sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Fed, ekonomiyi desteklemek için faiz oranlarını ayarlamayı planlıyor. Ancak, güçlü tüketici verileri ve istihdam rakamları, Fed’in aceleci davranmasına gerek olmadığını gösteriyor. Piyasalardaki bu dalgalanmalar, yatırımcıların Fed’in yaklaşımını nasıl şekillendireceğine dair belirsizlikler taşıdığı anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Cuma günü tahvil getirilerindeki yükseliş ve ekonomik verilerin güçlü çıkması, yatırımcılar için önemli sinyaller veriyor. Tüketici harcamalarının artması ve işsizlik başvurularındaki düşüş, ABD ekonomisinin sağlam temelleri olduğunu gösteriyor. Ancak, inşaat izinlerindeki gerileme, dikkat edilmesi gereken bir husus olarak öne çıkıyor. Fed’in politikalarının nasıl şekilleneceği, bu veriler ışığında daha da netleşecektir. Yatırımcılar, bu gelişmeleri yakından takip ederek, gelecek adımlarını belirlemeye çalışacak.