ABD seçimleri ve kriz!
Kim ne derse desin; bütün dünya yarın ABD’de yapılacak Devlet Başkanlığı seçimine odaklanmış bulunuyor.
Ne var ki; başta Türkiye olmak üzere Suriye, İran, Irak, Afganistan hatta İsrail’in seçimin sonucundan etkileneceği biliniyor.
Çünkü; bölgenin ve bu gibi ülkelerin geleceği seçilecek Başkan’ın, kararlarına bağlanıyor.
Gerçekten de; yarından sonra, ABD’nin Suriye ve İran’a karşı politikalarının yanı sıra, tavırlarının değişmesi yani sertleşmesi bekleniyor.
Yarınki, seçim mücadelesinde 51 yaşındaki Demokrat Partili Başkan Obama, 4 yıl daha görevini sürdürmeye, 65 yaşındaki Cumhuriyetçi Romney ise koltuğu devralmaya çalışıyor.
Eldeki bilgilere göre; 2008 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de Obama, gençler ve kadınlar ile azınlık ve göçmenlerden destek bekliyor.
Romney ise zengin kesime ve iş dünyasına güveniyor. Obama’nın yumuşak karnı, krizin üzerinden 4 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ işsizliğin kriz öncesine geri dönememiş olması.
Somut yaratıcı ekonomik çözüm önerilerinden ziyade, sürekli ailesini ön planda tutarak seçim kampanyasını manevi değerlere dayandırmasından şikâyet ediliyor. Romney cephesinde ise Mormon olması ve finans sektöründen elde ettiği tahmini 250 milyon dolarlık varlığını ağırlıklı vergi muafiyetli sosyal güvenlik sisteminde ve offshore hesaplarda tutarak en düşük vergi diliminden vergi ödemesi eleştiri kaynağı oluyor. Obama’nın en önemli avantajları dürüstlüğü, halka yakınlığı ve başkanlık döneminde verdiği sözleri yerine getirmiş ya da getirmeye uğraşmış olması dikkatleri çekiyor.
İlk başlarda; Obama’nın rahat bir zafer kazanacağı düşünülüyordu. Fakat rakibi, kampanya süresince arayı kapatıyordu.
Bu arada, ABD’nin Doğu yakasındaki eyaletleri vuran ’Sandy Kasırgası’süresinde, Obama’nın çabalarının lehindeki puanları artırdığı öne sürülüyor. Her şeye rağmen, seçimleri Obama’nın alması kuvvetle muhtemel görülüyor. Yani bu ihtimal, ABD’nin sık sık dizayn edilen “Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi” nin yavaş yavaş yeniden yürürlüğe konulması anlamına geliyor. Şayet, ABD bu tehlikeli planından vazgeçmezse, Orta Doğu’da büyük bir yangının çıkışı kaçınılmaz görünüyor.
Ne yazık ki, böylesine bir “trajedi” en çok ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Askeri harcamalardan tutun, turizm ve ihracat gelirlerine kadar, birçok alanda sıkışıklık ve sıkıntı, kısacası büyük bir kriz Türkiye’yi tehdit ediyor. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ve her alanda süper bir devlet olma iddiasında olan ABD’nin, böylesine bir çılgınlığa kalkışması temenni edilmiyor ve milyonlarca kişi tarafından istenmiyorsa da, ikinci defa Başkanlığa seçilmesi halinde Obama’nın bir çıkış yolu bulması “imkânsız gibi” değerlendiriliyor.