ABD ne yapmak istiyor?
Hiçbir devlet sınırlarında boşluk oluşmasına izin vermez, devlet dışı güçlerin oldu bitti yaratmasına da seyirci kalamaz. Yine hiçbir ülke dokuz yüz kilometreyi aşkın sınırının terörist diye nitelendirdiği gruplarla çevrilmesine müsaade etmez. Türkiye de etmeyeceğini gerçekleştirdiği Cerablus hareketiyle ortaya koymuştur!
ABD'nin görünür politikası bölgeyi IŞİD'den temizlemektir. Bunun için kara gücü olarak ABD kendi askerlerini değil YPG'yi kullanıyor.
ABD bunu Suriye'deki iç savaşın müsebbibi olarak gördüğü Şam yönetimiyle kara gücü olarak kullandığı YPG-PYD'nin uzun süredir iş birliği içinde olmasına rağmen yapıyor.
ABD'nin Irak'a yaptığı ilk müdahale sonrasında Türkiye'ye konuşlandırdığı "çekiç güç" vasıtasıyla Kuzey Irak Kürt yönetimini aşama aşama inşası, bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiştir.
ABD'nin 2000'li yıllarda sahneye koyduğu Irak oyununun aynısını 2010 yılından sonra Suriye'de sahneye koymaya çalıştığı açıktır. ABD, bu hedefine Suriye'nin kuzeyinde PYD'ye ilan ettirdiği kantonlarla adım adım ulaşmayı amaçlıyor.
Kuyruğuna basılmış kediler!
Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde PKK tarafından kuşatılmaya alınmasına, neredeyse beş kala müdahale etti.
Türkiye'nin Cerablus müdahalesi herkesten çok stratejik müttefiki ABD'yi şaşırttı.
ABD, Türkiye'nin ÖSO ile birlikte gerçekleştirdiği Cerablus harekâtına ses çıkaramadı. Hatta ABD, ortaya çıkan bu fiili durum sonucunda müttefiki olan YPG güçlerinin, Menbic'i boşaltarak Fırat'ın doğusuna çekileceğini açıkladı.
TSK, ABD'nin söz vermesine karşın YPG'nin Fırat'ın doğusuna geçmemesi üzerine bu terör örgütünü de vurmaya başladı.
ABD'den kuyruğuna basılmış kedi gibi "ortaklarımızın kendi arasında çarpışmasını istemiyoruz" sesleri yükseldi. Böylece ABD hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem de terör örgütü YPG'yi ortak gördüğünü açıkça telaffuz etmiş oldu.
TSK'nın Menbic operasyonu yerli kedi HDP'yi de hoplattı. Figen Yüksekdağ, "Dün nasıl 6-8 Ekim sürecinde Kobani'nin DAEŞ tarafından işgal edilmesi Türkiye'deki Kürt halkını, bizleri harekete geçirdiyse Menbic'e yönelik saldırganlık yanıtlanacaktır" dedi. Böylece kim, kiminle nasıl bir iş tuttuğu ortaya çıkmış oldu!
ABD'nin bölgedeki CENTCOM yetkilisi "Salı günü tarafların IŞİD'le mücadeleye odaklanarak birbirlerine ateş etmeye son verecekleri"ni açıkladı.
ABD'li yetkililerin PYD ile Türkiye'nin gevşek mutabakata vardıkları iddiaları Türkiye tarafından derhal yalanlandı. ABD Büyükelçisi Dışişleri'ne çağrılarak bu ifadelerin kabul edilemez olduğu kendisine söylendi.
Türkiye sınırlarını ABD terörü koruyor!
Bu arada ABD Savunma Bakanı Ash Carter, Türkiye'nin Cerablus'un güneyine değil batıya doğru ilerlemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin Cerablus'a müdahalesi ABD'nin hamiliğinde oluşturulacak terör koridorunu kuzeyden imkânsız kılıyor. Şimdi PYD bunu Cerablus'un güneyinden yani El Bab üzerinden gerçekleştirmek istiyor. ABD bu nedenle Türkiye'ye 'güneye doğru ilerleme' diyor. Hâlbuki Cerablus'un hem batısı hem de güneyi IŞİD'in kontrolünde ve Türkiye, IŞİD'e karşı hareket ediyor.
ABD açıkça PYD'nin IŞİD'le mücadele adı altında bölgede yaptığı etnik temizliği onaylamış oluyor. Barzani'ye PYD'den kaçan üç yüz bin, Türkiye'ye de seksen bin Kürt sığınmıştır.
PYD, bölgedeki Türkmen, Arap ve diğer grupları da kovarak kantonlarını ilan etmişti.
PKK-PYD'nin, sırtını ABD'ye dayayarak Kuzey Suriye'de oluşturacağı koridor Büyük Kürdistan projesinin bir parçasıdır. PKK, koridoru tamamladıktan sonra var gücüyle Türkiye'nin Güneydoğu'suna yüklenecektir. Bu da Türkiye'nin parçalanması projesidir. Bunun Türkiye farkındadır.
PYD'nin oluşturduğu terör kantonlarının Türkiye'nin güvenliğini tehdit ettiğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur.
Türkiye, bölgesel ve küresel her güce karşı kendi sınırlarını korumak zorundadır. Bu nedenle önceliğini Cerablus'un güneyine vermesi şarttır. El Bab, TSK'nın ilk hedefi olmalıdır. Sonra da terör kantonlarının dağıtılması ve göç eden halkın yerlerine dönmesi için gereken neyse o yapılmalıdır!