"Bir Devlet Kurucu Olarak Atatürk" adlı incelemesinde, Profesör Rstow şu görüşlerini belirtiyor: "...Osmanlı İmparatorluğunun Türkiye Cumhuriyetine dönüşümünde Kemal’in oynadığı rol, Weber’ce (Max Weber) bir terimle, çok kez karizmatik olarak anılan türdendir... Bir karizmatik lider, izleyicilerinin gözünde normal insan (değer) ölçülerini aşan ve onların yararına mucizeler yaratma yeteneğinde olan bir kişidir... Karizma, her şeyden önce, lider ve izleyicilerini birbirine bağlayan bir ilişki, bir beklenti halkasıdır... Karizma liderliği, bir kriz liderliği şeklidir... Kemal’in öyküsünün büyük kısmı, karizmatik varsayımlara iyi uyar; kişisel inisiyatif, ucu ucuna kaçışlar ve kurtuluşlar, (giderek) artan başarılar, yaygın popüler destek. Bütün bunlar, kuruluşları meydana getirme ve bütün halkın davranışlarını tekrar canlandırma şansı kazandıran unsurlardır...Yaradılış ve eğitim bakımından, Kemal, soyut bir düşünür değil; bir hareket (aksiyon) adamı idi. Fakat, hareketleri üzerinde düşünürdü ve olağanüstü bir esnekliğe sahipti... Kemal’in düşüncesinde, özellikle dış ilişkilerde, kuvvetin bir ana tema oluşturması şaşırtıcı değildir. Kendisi bir askerdi; sonraları, savaşta bir siyasal lider oldu. Oluşum (çağı) ve en etkin yılları boyunca -gerçekte Cumhuriyeti kuruncaya kadar- dış tehlikeler, Kemal’in 30’la 42. yılları arasında olduğu sırada, Türk Devleti için çok yakın ve büyüktü... Askerî sınırlara dayanarak yeni bir devlet kurmak, Kemal’e, bir politikacı olarak son siyasî rolünde bile, askerî niteliklerini bütün boyutları ile kullanmak olanağını veren bir görevdi. Aynı yapıcı güç, genel plânı uygulamasında da açıkça bellidir. Buluculuğu, alternatifleri dikkatli bir şekilde kullanışı, kesin zamanlama duygusu ve baskına olan güveni kendisinin birçok siyasal uygulamalarında da görülebilir... Kemal’in büyüklüğü ülkesinin savunucusu, Cumhuriyetin kurucusu ve köklü reformcu olarak üçlü başarısında yatar..."
Stanford J. Shavv: Daha önce
bilinmeyen bir yetenek de gösterdi
Yararlandığım son Amerikan kaynak eser, Amerika’daki Ermenilerin şimşeklerini üzerine çektiğini söyleyebileceğim Prof. Stanford J. Shavv’un iki ciltlik bir tarih kitabı. "Osmanlı İmparatorluğunun ve Modern Türkiye’nin Tarihi" adını taşıyan bu eserin ikinci cildinde, yazarın konumuzla ilgili şu görüşleri dikkatimizi çekiyor: "...Tarihin sağladığı derin bir görüşle donatılmış olan Kemal’in, mütevazı kökeninden eğitimine ve savaş hizmetine kadar, hayat ve mesleğinin özel bir amacı ve yönü olduğu görülür: Osmanlı imparatorluğunun küllerinden Türk milletinin yeniden doğuşunun başarılması...
Normal insanların ihtiyaç ve düşüncelerini kestirmek hususunda, Kemal’in, arkadaşları arasında eşsiz bir seziş gücü vardı... (Devam edecek)