Atatürk ve Türk İnkılâbı, Millî Mücadele'nin başından itibaren yabancı yazarların dikkatini çekmiş, bu konuda eser yazılmıştır. Yabancı yazarlar, yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da Atatürk'ten hayranlık ve takdir duygularıyla söz etmişler, yazılarında eserinin değeri ve büyüklüğü karşısında düşünce ve duygularını dile getirmişlerdir.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bütün Batılı ülkelerin ilgi odağı olmuş bir olgudur. Örneklemek gerekirse; Amerikalı asker diplomat General Shell, "Mustafa Kemal, çağımızda henüz hiç kimsenin geçemediği büyük ve yetenekli bir adamdır..." derken bir Batılı yazar da; "... Bütün ulusların büyük adamları vardır. Fakat modern Türkiye'de Atatürk'e gösterilen derin saygıya benzer bir şeyin başka bir yerde bulunacağından şüpheliyim. O, Ebedî Önderdir" ifadesiyle Atatürk'e olan hayranlığını belirtir. Bu sözlerin ışığında bu yazı dizimizde, emekli Korgeneral Cemal Enginsoy'un Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi'nde yayınlanan incelemesini aktarıyoruz:
Ansiklopedik eserler arasında belgesel bir değer taşıyan Encyclopaedia Britannica, Atatürk'ü "Seçkin bir Türk askeri, reformcu ve devlet adamı..." olarak tanımlar ve hemen şu değerlendirmeyi ekler: "Mustafa Kemal'in Türkiye'yi kurtarma mücadelesi, Afrika ve Asya'da doğum halindeki birçok devletin bağımsızlık yolunda çarpışmaları için ilham kaynağı olmuştur..." Ansiklopedi, bu değerlendirmesinde yalnız değildir. Bu hususu, Doğu ve Batı literatüründen birer örnekle vurgulamak isterim. Büyük Hint şairi ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rabindranath Tagore'a göre: "Kemal gelip geçmişinin şanlı hatıralarını yeniden yaşatırcasına, önümüze yeni bir Asya modeli koyuncaya kadar, Türkiye'ye Avrupa'nın Hasta Adamı denirdi. Fakat, Kemal'in gerçekleştirdiği bu yeni Asya modeli, Doğu ülkeleri için yeni bir hayat ümidi olmuştur. Bu bakımdan, Kemal'in getirdiği ruh, en yüksek saygıya ve takdire lâyıktır..." Öte yandan, Atatürk ile ilgili incelemeleri ile tanınmış Amerikalı Prof. Dankwart Rustow, Atatürk'ün başarısını şöyle değerlendiriyor: "Kemal'in büyüklüğü ülkesinin savunucusu, Cumhuriyetin kurucusu ve köklü reformcu olarak, üçlü başarısında yatar..."
Roosevelt:
Aziz Cumhurbaşkanım
Bu bölümde sunacağım örneklerin, daha ziyade, protokol yönü ağır basar. Bununla beraber, bazı dikkate değer görüşlere rastlandığına da şüphe yoktur. İlk örnek Başkan Roosevelt'ten. Roosevelt, Atatürk'e gönderdiği 6 Nisan 1937 tarihli mektubuna "Aziz Cumhurbaşkanım" diye başlıyor.
Mektuplarda daha çok alışılmış hitap şekli, sanırım, "Aziz Cumhurbaşkanı"dır. Nitekim bundan sonra vereceğim iki örnek böyle başlar. Ama, Roosevelt'in hitap şekli, kanımca, daha samimî. Mektubun içeriği şöyle: "Birkaç akşam önce, White House'da bir film gösterisinde hazır bulundum... (Filmlerde görüldüğü üzere) nispeten çok kısa bir sürede başarmış olduğunuz olağanüstü birçok eseri seyrederken duyduğum büyük heyecanı size söylemek isterim. Sizi evinizde iken ve kumsalda küçük kızınızla (Ülkü'yü kastediyor olmalı) oynarken gösteren filmleri izlemekten özellikle mutlu oldum. Çok az olan dinlenme anlarımda, bana göndermek nezaketinde bulunduğunuz Türk posta pulu koleksiyonunu inceliyorum. Bu pullar üzerindeki manzaraları bir gün kendi gözlerimle görmeyi ümit ediyorum." DEVAM EDECEK