ABD - Çin ilişkilerinde dönüm noktası. Büyük Güvenlik Duvarı'nın geleceği Xi Jinping'in kararına bağlı

ABD - Çin ilişkilerinde dönüm noktası. Büyük Güvenlik Duvarı'nın geleceği Xi Jinping'in kararına bağlı

Çin Lideri Xi Jinping geçtiğimiz sonbaharda San Francisco'dayken Amerika ve Çin'in birbirleri arasına “engeller dikmemesi gerektiğini” ilan etti. Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) Büyük Güvenlik Duvarı'nı yıkarak sözüne sadık kalabilir.

Büyük Güvenlik Duvarı, Çin halkı üzerinde neredeyse tam bir toplumsal kontrol sağlamak üzere tasarlanmış distopik bir sansür rejimidir. Yapay zeka ve en son teknolojinin yardımıyla güçlendirilen bir sansür ordusuyla Çin'deki tüm bilgi ve ifadeleri izleyerek ÇKP'nin (Çin Komünist Partisi) onaylanmayan konuşmaları hızla ortadan kaldırmasını ve ihlalleri polise havale etmesini sağlıyor.

Büyük Güvenlik Duvarı, Çin vatandaşları ile dış dünya arasındaki iletişimi engelliyor. Çin'e bilgi akışı engellenmekte ve Çin halkının dışarıya bilgi aktarmasına mani oluyor. Şimdiye kadar Facebook, X, Instagram ve YouTube engellendi. Büyük Güvenlik Duvarı'nın arkasında ÇKP, Çin halkını Xi'nin otoriter rejimi tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilen sürekli bir propaganda akışıyla beslendikleri paralel bir gerçekliğe hapsetmiş durumda.

ÇKP, bir özgürlük aracı olarak tasarlanan interneti nihai kontrol aracına dönüştürdü. Ve daha da güçlendikçe fiziksel, ekonomik, politik, kültürel ve entelektüel olarak tam kontrolü sürdürme hırsını da arttırdı. Aslında, büyük bir askeri yığınak için tarihi miktarlarda harcama yapmasına rağmen ÇKP hala iç güvenlik için ordusundan daha fazla harcama yapıyor.

telemmglpict000331896623-trans-nvbqzqnjv4bqqvzuuqpflyliwib6ntmjwfsvwez-ven7c6bhu2jjnt8.webp

ÇKP'nin kontrol arayışı Çin'in sınırlarında bitmiyor. ÇKP, Huawei, Hikvision ve ZTE gibi devlet destekli sektör devleri sayesinde gözetleme teknolojisini hızla yurtdışına ihraç ediyor.

Venezuela'daki Nicolás Maduro rejiminden İran'daki Ayetullahlara kadar ÇKP, otoriter hükümetlerin interneti kontrol etmelerine ve halklarına baskı yapmalarına yardımcı olmak için teknolojilerini ihraç ediyor. Bu sadece küresel olarak insan haklarını baltalamakla kalmıyor aynı zamanda iktidarlarını giderek ÇKP'ye borçlu olan hükümetlerden oluşan bir ağ yaratarak Amerika'nın ulusal güvenliğini de tehdit ediyor.

Geçtiğimiz bir buçuk yıl boyunca ÇKP Seçilmiş Komitesi, Çin halkının özgürce konuşma hakkını savunmak için yorulmak bilmeden çalıştı. Muhaliflerin ve Çinli öğrencilerin ABD'de karşılaştıkları şiddetli tehditleri anlattıkları oturumlar düzenle ve onlara yönelik baskıların sona erdirilmesi için yüksek sesle çağrıda bulundu. Xi'nin çok önemsediğini iddia ettiği Çin ve Amerikan halkları arasındaki bariyerleri yıkmaya çalıştık ancak Büyük Güvenlik Duvarı'nı yıkmakla mümkün gözüküyor.

Yarın, Seçilmiş Komite bir kez daha Çin halkının haklarını savunacak. İlk kez Rus yazar Boris Pasternak tarafından kullanılan ve eski Başkan Ronald Reagan'ın 1988'de Demir Perde arkasında sıkışıp kalan insanlar için hayalini tekrarladığı bir ifade olan “silahsız gerçeğin karşı konulmaz gücü”nü Çin halkına nasıl gösterileceği Büyük Güvenlik Duvarı üzerine bir oturum düzenlenecek.

ÇKP'nin en çok korktuğu şey Çin halkının gerçeği yani Uygurlar, Tayvan, Tiananmen Meydanı, COVID-19, Çin ekonomisi, yolsuzluk ve en kötüsü de ÇKP'nin kendisi hakkındaki gerçeğiöğrenmesidir. Neden mi? Sadece ve sadece tek bir nedenden dolayı: Yönetimlerinin, Çin halkı adına sadece Parti'nin konuşabileceği yalanı üzerine kurulu olduğunu onlar da biliyorlar da ondan.

Xi, San Francisco'da verdiği sözleri yerine getirmek için Reagan'ın başka bir genel sekretere verdiği tavsiyeye kulak vermeli ve güvenlik duvarını yıkmalıdır. Reagan'ın Berlin'de gözlemlediği gibi: “Bu duvar yıkılacak. Çünkü inanca dayanamaz; gerçeğe dayanamaz. Duvarlar özgürlüğe dayanamaz!”

china-firewall.jpg