ABD'nin geçen hafta düzenlenen NATO zirvesi sırasında Almanya'ya uzun menzilli silahlar konuşlandıracağını açıklaması küçük çaplı bir sansasyon yarattı. Washington ve Berlin hükümetleri ortak bir açıklamayla bu konuşlandırmanın 2026'dan itibaren gerçekleşeceğini duyurdu. Uzmanlar bu hamleyi bir süredir bekliyordu. Ancak kamuoyu, özellikle de Almanya'da sürpriz tepkilerle karşılaştı.
Soğuk Savaş'tan bu yana ilk kez orta menzilli füzeler yeniden Batı Avrupa topraklarına yerleştiriliyor. Konuşlandırılan füzeler teorik olarak Rusya'nın başkenti Moskova'yı bile vurabilecek silahlar. Bu durum Sovyetler Birliği'yle yaşanan silahlanma yarışını hatırlatıyor ve füzelerin ne amaçla kullanıldığı sorusunu gündeme getiriyor.
Beş yıl önce INF veya tam adıyla Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’nın çökmesinin ardından, ABD bir kez daha kendi orta menzilli silahlarını geliştirmeye başladı. Bu girişimde sanıldığının aksine Rusya değil Çin’in saldırgan tutumu baz alındı.
Çin hiçbir zaman bu anlaşmanın bir parçası olmadı ve halihazırda yüzlerce orta menzilli füzeye sahip. Ancak yeni Amerikan silahları Avrupa'da Rusya'ya karşı bir caydırıcılık aracı olarak da kullanılabilir. Özellikle de hiçbir Avrupalı NATO ülkesi bu tür sistemlere sahip olmadığı için ABD’nin söz konusu füzeleri kıtada konuşlandırmasına sonsuz destek veriyor. Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius, son yaptığı ilgili açıklamada “mutlaka kapatılması gereken bir kabiliyet açığından” söz ederek, füzelerin önemine dikkat çekti.
Almanya ve ABD, 10 Temmuz'da yaptıkları duyuruda bölgede konuşlandırılması planlanan SM-6 ve Tomahawk adlı iki seyir füzesinin adını özellikle zikrettiler. Bir süredir ABD Donanması'nın hizmetinde bulunan bu füzeler, son yıllarda girişilen çabaların neticesinde karada konuşlu görevlerde kullanılabilmesi için dönüştürüldüler. ABD Ordusu bu amaçla yeni Typhon fırlatıcısını da geliştirdiğini duyurdu. Söz konusu füzeler geçtiğimiz Nisan ayında Filipinler'deki bir tatbikat için ilk kez yurtdışında konuşlandırılarak denendi.
Typhon fırlatıcıları kamyonlara monte edebiliyorlar. Bu özellik onlara mobilizasyon yeteneğini vererek çok daha işlevsel olma kabiliyeti verdiyor. Yani bunların Almanya'da konuşlandırılmaları belirli bir üsse bağlı olmak zorunda değil. Pentagon tarafından 2023 yılında yayınlanan bir bilgilendirme grafiğinde de fırlatılmadan önce dikey konuma getirilen yarı römork üzerindeki beyaz füze konteynerini kamuoyuna tanıtıldı.
SM-6 FÜZELERİ
Bu tür bir silahın Almanya'da konuşlandırılmak üzere tasarlanmış olması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Zira Amerikan Donanması tarafından kullanılan versiyon 500 kilometreden daha az menzile sahip. Dolayısıyla orta menzilli bir füze değil. Ancak görünüşe göre Tomahawklara benzer şekilde yaklaşık 1600 kilometre menzile sahip yeni bir versiyon yakında kullanıma hazır olacak. Bu versiyonun aynı zamanda hipersonik hızlara ulaşması, yani saatte 6,200 kilometreden daha hızlı uçması bekleniyor.
TOMAHAWK SEYİR FÜZELERİ
Seyir füzeleri diğerlerine göre çok daha yavaş uçarlar. Ancak uçuşları boyunca itme gücüne sahip olmaları, çok alçaktan uçabilmeleri ve bu nedenle düşman radarları tarafından tespit edilmelerinin zor olması gibi avantajlara sahiptirler. ABD'nin cephaneliğinde kırk yıldır tomahawk seyir füzeleri bulunduğu ve birkaç kez geliştirildiği öteden beri bilinen bir gerçek. Tomahawkin eski versiyonları 2,500 kilometre, en yenileri ise 1,700 kilometrenin biraz altında menzile sahip. Tomahawklar uzun bir süre sadece AB Donanması’nın silahı olarak kullanıldı. Ancak 2024'ten bu yana karadaki görevler için kara ordusunun da kullanımına sunuldu.
KARA KARTAL HİPERSONİK FÜZELERİ
ABD üçüncü bir silah türünün ise sadece ipuçlarını paylaştı. Halihazırda geliştirilmekte olan hipersonik füzelerin konuşlandırılacağını duyurdular. Resmi adı “Uzun Menzilli Hipersonik Silah” olan bu yeni tip füze büyük olasılıkla Kara Kartal olarak adlandırılan füzenin yeni versiyonunu ifade ediyor. Aldığı isme rağmen, yaklaşık 2,800 kilometrelik beklenen menzili ile uzun menzilli bir füze olarak değil, orta menzilli bir füze olarak sınıflandırılacağı açıklandı. Pentagon'a göre, birkaç gecikmenin ardından, ilk kapsamlı test Haziran sonunda Pasifik'te başarıyla tamamlandı.
Füzenin ucunda, istenilen irtifaya ulaşıldığında füzenin geri kalanından ayrılan bir süzülme füzesi bulunuyor. Bir savaş başlığı ile donatılmış olan füze daha sonra hipersonik hıza yani ses hızının beş katından fazlasına ulaşarak hedefine doğru süzülüyor. Böylesine yüksek hızlar düşman hava savunma sistemlerini aşmayı kolaylaştırıyor. ABD'den önce Rusya ve Çin orduları hipersonik silahların geliştirilmesine başlamıştı.
Rusya'nın nükleer bombalarla donatılabilen orta menzilli silahları ve hipersonik füzelerinin aksine, ABD nükleer savaş başlıkları kullanmadığında ısrarcı bir tavır sergiliyor. Eğer ABD’li yetkililerin açıklamaları doğru kabul edilecekse, Almanya'da planlanan konuşlanma tamamen konvansiyonel silahları içeriyor.
Bu durum, 1980'lerde Almanya'da şiddetli protestolara neden olan nükleer pershing adlı orta menzilli füzelerinin güçlendirilmesinden önemli bir fark oluşturuyor. 2026'dan itibaren konuşlandırılacak füzelerin sayısının da şimdilik düşük kalması da muhtemel. Mevcut planlara göre Wiesbaden dışındaki bir Amerikan üssünde sadece bir görev gücü, yeni uzun menzilli silahlarla donatılacak ve bunun yanında da iki orta menzilli bataryaya sahip olacak.
Bütün bu bilgiler ışığında ABD’nin konuşlandıracağını açıkladığı füzelerin Rusya'ya karşı caydırıcı etkisi sınırlı kalacağı anlaşılıyor. Berlin ve Washington hükümetlerinin açıkça vurguladığı başka bir husus ise çok daha önem arz ediyor: Planlanan konuşlanma ABD'nin NATO'ya ve Avrupa'nın savunmasına olan bağlılığının altını çiziyor. Ancak bu taahhüdün Trump yönetiminin değişmesi halinde devam edip etmeyeceği şimdilik belirsizliğini muhafaza ediyor.