"ABD artık cesede dönüştü"

"ABD artık cesede dönüştü"

"ABD artık cesede dönüştü"

* Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ART’de canlı yayımlanan Ceviz Kabuğu programına konuk olan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, “ABD, bu kez Titanik gibi battı. Gizleniyor ama ABD artık tamamen bitti” dedi.  

 

Türkiye, ABD cesedinin arkasından koşmamalı
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, ABD’de ortaya çıkan büyük ekonomik krizin ABD’yi tamamen çökerttiğini, Batı’nın ve IMF’nin de çöktüğünü ama bir tek Türkiye’nin IMF’yi başından atamadığını belirtti

Haber: Macit SOYDAN
Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Avrasya Televizyonunda (ART) canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu programında konuşan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, küresel kriz ve Türkiye gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Küresel ekonomik krizi, kaynağı olan Amerika’da gözlemleyen Prof. Dr. Sinanoğlu, “İki ay boyunca Amerika’nın batışını, Titanik’in batışı gibi izledim. Buralardan görünmüyor batış. Saklanıyor ama ’Aslan Amerika’artık tamamıyla bitmiştir” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışma yaratan “kriz bizi teğet geçer” sözünü değerlendiren Sinanoğlu, Başbakana bir matematik kuralını hatırlattı: “Matematikte teğet vardır. Bir de kesen vardır. Teğet biraz aşağı kayarsa keser.”

Açlıktan kırılan
ülkeden fayda bekliyoruz

Oktay Sinanoğlu, Amerika’nın batışının otuz yıldır hazırlanan bir süreç olduğunu dile getirdi. Yakın bir gelecekte Amerika’nın beş kuruşunun kalmayacağını söyleyen Sinanoğlu, şöyle konuştu: “Kapitalist sistemlerde her 10 yılda bir böyle şeyler yaşanır. Sistem bozulur, toparlanır... Ama bu sefer böyle değil. Bu sefer tam anlamıyla bir çöküştür. Üstelik aniden bir çöküş de değildir. Otuz yıldır adım adım hazırlanan bir çöküştür. İnsanlar sürekli olarak borçlandırıldı. Sürekli tüketime yönlendirildi. Amerika on senedir Çin’den aldığı borçlarla ayakta duruyor. Biz, batmakta olan, açlıktan kırılan bir ülkeden fayda bekliyoruz. Amerikanın borcu milli gelirinin 53 katı. Batan bankaları kurtarmak için yaptığı devletleştirmeler parası olduğundan değil, para basabildiğinden. IMF 50 milyar dolar verecek diyorlar. 1 milyar dolar verecek hali yok IMF’nin. Onların kaynağı Amerika’ydı.”

Merkez Bankası’nın
sahibi devlet değil

Prof. Sinanoğlu Amerika’nın ekonomik sistemi ile ilgili bir başka bilinmeyeni daha  açıkladı. Amerikan Merkez Bankası’nın bizdekinden farklı bir anlama geldiğini ifade eden Sinanoğlu, “Amerikanın Merkez Bankası beş bankerden oluşuyor. 1905’ten beri bu böyle ama Amerikan halkının da haberi yok, onlardan gizlenmiştir bu gerçek” dedi.

ABD’nin krizi
Türkiye’nin kurtuluşu olur

Hulki Cevizoğlu’nun sorularını yanıtlayan Oktay Sinanoğlu, bugün ufak tefek ülkelerin bile Amerika’ya kafa tuttuğunu ama Amerika’nın onlara “gık” bile diyemediğini belirtti. Türkiye’nin de başını dik tutarak bu zor durumdan kurtulabileceğine dikkat çeken Sinanoğlu ilginç bir benzetme yaptı: “1919’da Atatürk Samsun’a çıktı. Bir yıl sonra 1920’de İngiltere çöktü. Kimse bunu söylemez. Şimdi de ABD çöktü. Amerika’nın batışı bizim ikinci kurtuluşumuz olur inşallah.” Sinanoğlu şöyle devam etti: “Serbest piyasa, küreselleşme edebiyatları artık bitmiştir. IMF bitmiştir... Zaten IMF’yi başından def eden Brezilya gibi ülkeler kurtulmuştur. Bundan sonra denge politikası gütmeliyiz. Bunu yaparak bir iki yıl içinde Brezilya gibi dünyanın parlayan ülkeleri arasına girmemiz mümkün. Türkiye’nin bunu yapacak gücü vardır.”

IMF’yi atarsak sorunu çözeriz
Prof. Dr. Sinanoğlu Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de insanların borçlandırıp üretimi azaltarak krizin tetiklendiğini belirterek “Sömürge ülkelerinde bile görülmeyen şeyler yaşıyoruz” dedi ve devam etti:
 “İnsanları borçlandırdılar. Kredi kartıyla... Mortgage ile... Parası olmayan adam da ev aldı, araba aldı. Sonunda Türkiye’de üretim sıfırlandı. Satacak bir şey kalmadı. Toprak da kalmadı satacak onu da sattılar. Hatta bize gelen duyumlara göre satmadılar, bedava verdiler. Bir iki hükümet önce metni görmeden onaylanıp meclisten geçen yasa ile sömürge ülkelerinde görülmeyecek şeyleri yaşıyoruz... Sorunun biri AB biri IMF. AB’ye ’eyvallah biz istemiyoruz’dersek, IMF’yi de başımızdan atarsak sorun çözülür. Hiçbir şey yoktan var edilemez. Amerika’ya da bu oldu. Bitti gitti... Cesedin peşinden ne diye koşuyoruz? “


Ülkemizde bilim neredeyse yasak
Oktay Sinanoğlu’nun Türkiye gündeminde yer alan konularla ilgili yaptığı diğer önemli açıklamalar başlıklarla şöyle:
* YÖK’le kestiler
“Bizim Batıya fiziği matematiği öğreten pirlerimiz var. Cebiri sıfırdan icat edip Batıya öğreten var. Şimdi ise orada adı sanı duyulmamış bir üniversiteye gidip eğitim için dünya kadar para dökülüyor. Geri geldiğinde tek meziyeti ’Tarzanca İngilizcesi’yle ders vermek oluyor. Bu ülkeye yapılan en büyük ihanettir bu. Oralara akıtılan paralar Türkiye’deki üniversitelerin AR-GE faaliyetlerine ayrılan paradan daha fazla. Türkiye’de bilimsel araştırma yapmak neredeyse yasak. Üniversitelere ’evrenkent’dedik. Evrensel bilgilerin üretildiği yer anlamında. Bilimsel araştırma yapmanın önünü üniversitelerde YÖK’le kestiler.”
* Kürtçe eğitim
“Ben kimsenin diline karşı değilim. Bu insanlığın zenginliğidir. Fakat bir ülkenin ana dili ve eğitim dili çoğunluğun dilidir. Mesela Fransa’da eğitim dili Fransızca olmasaydı Fransa 5 parçaya bölünürdü. Kürtlere bir alfabe icat ettiler.”  
* Ümraniye davası
“Ergenekon adını vermek psikolojik bir savaşın göstergesidir. Böyle oyunlara gelmeyin. Türkiye’den de geldi sanmayın. Dışarıdan talimat gelmiştir. Bu, psikolojik yani ruhbilimsel savaşın alâmeti. CIA marifeti işlerle ayağa düşürülüyor. Öyle bu işler.”


Dünyada en genç profesör olan kişi Sinanoğlu
Batı’nın sömürge ve katliama dayalı olduğunu Ceviz Kabuğu’nda Hulki Cevizoğlu’na örnekleriyle açıklayan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, ABD’nin de artık 20-25 parçaya bölünme aşamasına geldiğini ileri sürdü. Kendisinin atom bombası yapabilecek bilgiye sahip olduğunu söyleyen Sinanoğlu, profesör unvanını dünyada en genç kazanan kişi.

 

Olmayan şey için neyin özrü?
Millet atasına küfreder hale getirilmiş. Onlar bizden özür diliyor mu? Ama bu millet kendine
gelecek
Sömürgeleşmenin en tehlikesi “fikirlerin ve gönüllerin sömürgeleşmesi” olduğunu ifade eden Sinanoğlu, sözde Ermeni soykırımı için özür kampanyası açanları kastederek, “Kendi atasına küfreder hale getirilmiş bir milletten ne bekliyoruz?” dedi. Prof. Sinanoğlu şunları söyledi: “Olmayan bir şey için bizden neyin özrünü bekliyorlar? Dünyanın her yerinde Türkler soykırıma uğruyor. Onlar bizden özür diliyor mu? Yahudilerden bari ibret alın. Dünyanın herhangi bir yerinde bir Yahudi’ye bir şey olsa yer yerinden oynuyor... Daha önce Ermeni soykırımı bir yana, Ermenistan diye bir devletin bile yoktu. İngilizler buralara Kürtleri ve Yahudileri doldurdu. Olmayan bir şeyin peşinde koşuyoruz ama bu millet kendine gelecek. Gençler için için geliyor.”


Yeni dünya düzeni hortlatıldı
Çeşitli kavramları üretir, tartışırlar ama uygulanmaz. Özelleştirme kavramı İngiltere ve ABD’den sonra Türkiye’ye geldi ve Türkiye’de uygulandı

Batı emperyalizminin “yeni dünya düzeni” adı altında yürüttükleri sömürge faaliyetlerinin 1900’lü yılların başından sonra Bush ve Clinton zamanında yeniden hortlatıldığını ifade eden Oktay Sinanoğlu, Türkiye’nin Amerika ve Avrupa’da üretilen ama uygulanmayan kavramlarla nasıl çıkmaza sokulmak istendiğini şu sözlerle anlattı: “Dünyanın yüzde 7’si hizmet için yeter. Gerisini birbirine kırdıralım, diyenler bunlar. Gençliğe söylenen yalanları bir yana koyarsak bizim kültürümüz insan olmaya dayanır. Biz insanın her türünü insandan sayarız. Batı emperyalizminin temeli ise ırkçılığa ve katliama dayanır. Çeşitli kavramlar oralarda üretiliyor ve Türkiye’de uygulamaya konuyor. Mesela özelleştirme kavramı İngiltere ve ABD’den sonra Türkiye’ye geldi. Küreselleşme kavramı da böyle. Oralarda üretilir, biraz tartışılır ama uygulanmaz. Oralarda kısa süre sonra adını duymazsınız ama Türkiye’de her gün duyuyoruz.

Bir biz kaldık
el pençe duran

Küreselleşme lafını Amerika’da bir kez duydum. O da bir ekonomi programında ve bizim anladığımız anlamından çok daha farklı olarak... Gözümle gördüm ki Türkiye’de en ufak ayrıntıya kadar kendi adamlarını yerleştirdiler. Avrupa’da bile hiçbir şeyin kendi kendine olacağını düşünemezsiniz. Orada öyleyse, Türkiye’de haydi haydi olur bunlar. Amerikan başkanları da aslında birer kukla. Küresel kraliyetçiler bunları yönetiyor.”
Medyadaki tekelleşmeye de dikkat çeken Prof. Dr. Sinanoğlu, “Amerika’da bütün medya neredeyse bir kişinin elinde. Aynı kişi Avrupa’da ve Türkiye’de de el altından pek çok kuruluşun sahibi. Türkiye’de Amerika’nın bu durumu gizleniyor. Çünkü bir Türkiye kaldı Amerika ve IMF’nin karşısında el pençe duran” diye konuştu.  


İhtilaller vatanı kurtarmak için yapılsa son 10 yılda yapılırdı
Batıda olduğu gibi Türkiye’de de işlerin bir yerlerden gelen talimatlarla yürüdüğünü program boyunca sık sık ifade eden Sinanoğlu, “İhtilaller, ilkelere karşı çıkılıyor, ülke elden gidiyor diye yapılsaydı, şimdi yapılırdı. Son 10 yılda yapılırdı. Milliyetçiliğin içini boşaltıp “anti-komünist” dediler. Gerçek komünistleri yok edip komünizmin içini boşalttılar. Ona da ” anti-emperyalist “ dediler. Bu iki kelimeyle gençleri birbirine kırdırdılar. Ortada hiçbir şey kalmadı. Bir sağ bir sol hükümet geldi sonra bir darbe. Sonra yine aynı düzen. Bu da ortaya sahte sağcıyı, sahte solcuyu, sahte dindarı, sahte çağdaşı çıkardı” dedi.