ABD, açıkça düşmanlık yapıyor
TSK'nın Sincar'a yaptığı operasyon ABD'nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır.
Türkiye'ye yönelik terörün arkasında başta ABD olmak üzere İsrail ve Batılı müttefiklerinin olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Türkiye'yi teröre boğan hainlerin Avrupa'da serbestçe icrayı sanat etmelerini de bu bağlamda düşünmek gerekir.
Sabancı suikastı sanıklarından Fehriye Erdal, Avrupa'da 20 yıldır serbestçe dolaşıyor.
ABD açıkça Türkiye'nin varlığına ve bütünlüğüne düşman olan terör örgütü PKK-PYD'yi fiilen koruma altına almış bulunmaktadır.
Türkiye'nin yaptığı onca operasyona karşı PKK terörünün niçin bitirilemediği böylece ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Türkiye'nin terörle mücadelesi gerçekte onun arkasındaki bölgesel ve küresel güçlerle mücadelesidir.
Suriye, Irak ve İran'dan önce Batı ülkeleri Türkiye'ye karşı terör üzerinden vekâlet savaşı yürütmektedir.
ABD'nin PYD aşkı!
TSK'nın Sincar ve Karakoç'a yaptığı operasyon ABD'yi sersemletmiştir.
Adeta ne yapacağını şaşırmıştır.
ABD'nin PYD aşkı da Sincar operasyonu sonrası iyice nüksetmiştir.
Türkiye, Sincar operasyonuyla farkında olmadan dostunu ve düşmanını test etmiştir.
ABD, müttefiki Türkiye'ye verdiği onca sözü tutmadığı halde PYD'ye kendinden geçercesine sahip çıkıyor.
ABD, Türkiye'nin YPG'ye yeni bir operasyon yapmaması için tedbir alıyor.
PYD'lileri korumak için ABD, Türkiye sınırına asker ve zırhlı araç yığmıştır.
ABD ordusu, daha önce -Türkiye'ye verdiği söze rağmen- Menbiç'e asker konuşlandırarak YPG'li terörist unsurları TSK'ya karşı korumaya almıştı.
ABD ve YPG'li unsurlar Türkiye sınırlarında birlikte devriye geziyor.
ABD ve İsrail'in ortak amacı!
Kerkük ve Musul'da meydana gelen olaylar ABD-İsrail ikilisinin stratejilerinde yeni bir aşamayı işaret etmektedir.
Bu aşama Barzani'ye bağımsız, Salih Müslim'e ise özerk Kürdistan kurdurma aşamasıdır.
Vatikan Büyükelçisi Sahyoun Afrudi, bağımsız Kürt devletini destelediklerini söyledi.
İsrail'in de "Bağımsız Kürdistan'ın kurulmasını" en üst düzey yürütme ve yasama organlarında görüştüğü haberleri geliyor.
İsrail'in bağımsız Kürt devletine desteğinin "sözde kalmadığını, resmi tutum olduğunu" yetkililer anlatıyor.
Mesud Barzani verdiği bir mülakatta "Kürtler ile İsrailliler arasında bağların kurulması bir suç değildir" diyor .
Bunun üzerine Kerkük'teki bayrak sorunu da ilave edilirse ne yapılmak istendiği anlaşılmış olur.
Trump sonrası İsrail'in bölgede hiç olmadığı kadar eli güçlenmiş durumdadır.
İsrail karşıtları Orta Doğu'da sürekli kan ve mevzi kaybederken İsrail her gelişmeden kazançlı çıkmaktadır.
ABD'nin PYD aşkının altında da stratejik olarak İsrail'in güçlü kılınması vardır.
ABD, Orta Doğu'da İsrail'e karşı durabilecek bölgesel güç potansiyeline sahip İslam ülkesi istemiyor.
Türkiye başta olmak üzere güçlü İslam ülkeleri bu yönü itibarıyla hedeftir.
Bu ülkeleri zayıflatacak ve zaafa düşürecek her gelişme ABD, İsrail ve Batılı güçler tarafından desteklenmektedir.
ABD 'terörün arkasında ben varım' diyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre önce ABD Başkan Yardımcısı Biden'e şu serzenişte bulunmuştu: "Temsilciniz Kobani'de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz (ABD'ye) nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın, yoksa Kobani'deki teröristler mi?"
Türkiye'nin bütün ısrarına rağmen ABD, Rakka operasyonunu Türkiye'nin terör örgütü olarak ilan ettiği YPG unsurlarıyla yapacağını açıklamıştır.
ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass, "Türkiye'nin askeri harekatı kanıtladı ki Türkiye müttefik olabilir ama partner değildir. ABD'nin stratejisinin gözden geçirme vakti gelmiştir." diyerek gerçeği söylemiştir.
Türkiye de aynı şekilde hareket etmelidir.
ABD müttefikliğini Türkiye'nin birliği, bütünlüğü ve çıkarları aleyhine kullanmıştır.
Irak olayları sırasında ABD'nin İncirlik'te üstlendirdiği Çekiç Gücü Türkmenler aleyhine peşmerge lehine kullanılmıştır.
Kobani olayları sırasında ABD, Türkiye'den geçirttiği peşmergeyle PYD'ye destek, Türkiye'ye köstek olmuştur.
Türkiye'nin terörle mücadelesi bu gerçekler üzerine oturmalıdır.