AB üyesi, talihsiz ve sahipsiz Türkler!
Hüseyin Mümtaz, İskeçe’nin “seçilmiş” Müftüsü Ahmet Mete’nin Haber Türk’ten Kutlu Esendemir’le yaptığı söyleşinin bir bölümünü aktardıktan sonra, akılda kalması gerekenleri özetleyerek, kurşun dökülmüş kulaklara ve nasırlaşmış vicdanlara bir şeyler anlatmak için çırpınıyor... İskeçe “seçilmiş” Müftüsü diyor ki;
1-Türkiye ile Yunanistan ya da Kıbrıs ne zaman soğuk bir ilişkiye girseler azınlıklar etkilenir. Çünkü Türk düşmanlığı Yunanlılar arasında yaygındır.
2- “Yunanlılar”, Avrupa Birliği içerisinde rahatına düşkün bir halktan söz ediyoruz. Yüksek maaşlar alan, siestasını yapan, rahatına bakan, para biriktiren fakat üretime hiçbir katkısı olmayan bir halktır.
3- Çalışmayı bilmeyen bir toplum var burada. Başkasının verdiği paylarla lüks hayat yaşayan bir toplumun başına bunların gelmesi kaçınılmaz. Türk halkına, Alman halkına hep gülmüşlerdi. ‘Çok çalışan bir halk, fakiri çok olan bir halk’ derlerdi. Fakat şimdi daha da kötü durumlara düştü Yunanistan. Mesela Türkiye’de çöplerde ekmek arayan insanları gösterir ve gülerdi Yunan televizyonları. Fakat Yunanistan’ın çöplerinin yüzde 90’ını şimdi açlıktan Yunanlılar karıştırıyor.
4- Daha kriz gelmeden önce Yunan Hükümeti’nce, Batı Trakya’da Avrupa Birliği’nin verdiği önlem paketi çerçevesinde, tütün, mısır, biber, pamuk gibi ürünler kotalara bağlandı. Batı Trakya toplumu böylelikle ürününü satamaz oldu. Çok ürün verdiğiniz zaman devlet almaz oldu. Primlerden kesintiler olmaya başladı. Daha kriz çıkmadan önce Batı Trakya krize sokulmuştu. Ve net söyleyeyim: Batı Trakya krizden iki kat daha fazla etkilendi. Bu krizde devletin zaten baskısı var. Zaten AB’nin tarım ve hayvancılıkta geliştirdiği politikalar, bize müdahale edemeyeceğimiz anlarda dikte edilmişti. Ürün para etmedi, hayvanlar çok ucuza gitti. Çarşının halini görüyorsunuz.
5- Biz hayat boyunca zengin olmadık ki, bu yoksulluk bizi fazla etkilesin! Bizim insanımız, patatesini soğanını çıkarır. Kışlık idaresini yapar. Kıtlık geçirdik biz. Gördük. Yaşadık. Batı Trakya Müslüman Türk toplumu ne olursa olsun dilenci pozisyonuna düşmeyecektir.
Çiller’le beraber bu memlekette 95’li Gümrük Birliği yıllarını yaşayanlar, Müftü’nün azınlık toplumunun fakirleşmesinin nedeni olarak öne sürdüğü “Avrupa Birliği’nin verdiği önlem paketi çerçevesinde, tütün, mısır, biber, pamuk gibi ürünler kotalara bağlandı” saptamasını eminim acı acı hatırlayacaklardır.
Tütün, çay, pamuk, fındık, zeytin...
Hayvancılık...
Ne diyor İskeçe “seçilmiş” Müftüsü?
“Batı Trakya krizden iki kat daha fazla etkilendi” diyor, “Biz hayat boyunca zengin olmadık ki, bu yoksulluk bizi fazla etkilesin” diyor..
Başka ne diyor?
“Eğitim sorunu var” diyor; “Özerk olması gereken okullar da öğretmenler de, denetim mekanizmaları da maalesef devletin elinde” diyor, “Vakıf sorunu önemli” diyor.
Bana “mütekabiliyet”, “mukabele-i bilmisil” filan gibi çokbilmiş diplomatik kavramlarla bilgiçlik taslamayın. Demek ki Batı Trakya’da “reel politik” yürürlükte.
(...)
30 şu kadar yıldır “AB üyesi” olan Yunanistan’ın “AB vatandaşı” statüsündeki Türk azınlığı “krizden iki kat fazla etkileniyor”, “hayat boyunca zenginlik tatmamış oluyor” , “özerk olması gereken okulları, öğretmenleri özerk olmuyor”, “vakıflar meselesi halledilemiyor” Ama...
“Aday” ülke Türkiye “üye yapacağız” yutturmacasına kanarak...
Azınlık eğitimini ve okullarını özerk hâle getiriyor...
Azınlık vakıflarını..
1926’da Medeni Kanun’un kabulüyle 1936’ya kadar on yıl süre verilerek kayıt altına alınan dolayısı ile o beyannamede “bulunmayan” malları bile azınlıklara veriyor...
Türkiye’deki azınlıkların vakıfları vakıf da...
Batı Trakya’daki, Kıbrıs’taki Türklerin vakıfları vakıf değil mi?
Batı Trakya’nın Türk şehri İskeçe’de bir “seçilmiş” Müftü vardır.
Bu Müftü iyi ki vardır ve iyi ki konuşmuştur.
Söyledikleri... Yâni 30 şu kadar yıldır Yunanlının yamacında güya AB vatandaşı olan Batı Trakya Türklerinin hâlleri..
Batı Trakya Türkü dert küpü..
Batı Trakya Türkü 30 şu kadar senedir AB vatandaşı..
Ama Yunan hâkimiyetinde ve onun için “2’nci Sınıf” vatandaş.
“2’nci Sınıf” Yunan vatandaşı olduğu kesin de, Avrupa’nın kaçıncı sınıfı olduğu belli değil.
(...)
Hayret; 30 şu kadar yıldır Yunanistan’la beraber AB vatandaşı olan Batı Trakya Türkü meğer “hayat boyunca zengin olamamış” mış..
Halbuki Çiller’li 95’den itibaren bize; 2004 Annan Planı’ndan beri de Kıbrıs Türkü’ne ne diyorlar; “Bir üye olun bakın neler olacak.. Bir eliniz yağda, öbürü balda”..