85 kişinin hayatını kaybettiği binanın yıkılmasında tek kusurlu olarak depremi gösterdiler

85 kişinin hayatını kaybettiği binanın yıkılmasında tek kusurlu olarak depremi gösterdiler

Deprem felaketinde 85 kişinin hayatını kaybettiği apartman için hazırlanan bilirkişi raporunda tek kusurlu olarak ‘deprem’ gösterildi. T24 yazarı Tahincoğlu bilirkişi raporu için deprem sonrası numunelerin incelenmediğini belirterek satır arasındaki ayrıntılara dikkat çekti.

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde Hatay’da yıkılan ve 85 kişinin hayatını kaybettiği Ilgım Apartmanı ile ilgili görülen dava için hazırlanan rapor büyük tepki çekti. Binanın yapı denetim sorumlusu ve müteahhidinin tutuklu olduğu davada hazırlanan bilirkişi raporunda binanın yıkılma gerekçesi olarak ‘deprem’ gösterildi.

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu köşe yazısında bilirkişi raporundan ayrıntılar paylaştı. Hazırlanan rapor ile 10 ay boyunca tutuklu olan 2 sanığın tahliye edildiğini vurgulayan Tahincioğlu, raporda "…Binanın yıkılmasındaki sebeplerden birinin 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Pazarcık depreminde meydana gelen kuvvetli yer hareketinin büyüklüğü olduğu değerlendirmesi yapılmıştır” ifadelerinin yer aldığını aktardı.

Tahincioğlu’nun aktardığı bilgilere göre söz konusu rapor sanık avukatlarının talebi ile alındı. Depremden bir yıl sonra Karadeniz Teknik Üniversitesinden Üç profesör, bir doçent, üç doktor öğretim üyesinin hazırladığı raporda tek bir kusurlu kişi ya da kurum bulunamadı. Raporda apartmanın bütünüyle yönetmeliklere uygun yapıldığı ve binada bir kusur bulunmadığı belirtildi.

SATIR ARALARINDAKİ AYRINTILAR RAPORUN NASIL HAZIRLANDIĞNI ORTAYA ÇIKARDI

T24 yazarı Tahincioğlu, bilirkişi raporundaki satır aralarına dikkat çekti. Rapordaki kanıtlarda sorunlar olduğunu vurgulayan Tahincoğlu, yazısının devamında şu ifadelere yer verdi.

Ve raporun sonuna şu not düşüldü:

"Proje, Yapım ve İş Bitim aşamalarında, tarafımıza ulaşan bilgiler doğrultusunda, herhangi bir sorumlu kişi bulunmamaktadır."

Bina son deprem yönetmeliklerine bütünüyle uygun olduğuna, kullanılan demirin, betonun bile yönetmeliklerdeki değerlerin üzerinde bulunduğuna göre geriye tek bir sorumlu kalıyor: Deprem.

Zira ya yönetmelikler bütünüyle bu şiddette bir depreme uygun hazırlanmadı ya da bilirkişiye sunulan "kanıtlarda", bilirkişi raporunda bir sorun var.

Ancak raporda, satır aralarında kalan bazı ayrıntılar da var.

Misal, güncel zemin etüdü yapılmadığı için eski veriler üzerinden inceleme yapıldığı söyleniyor. Deprem sonrası numunelerin henüz incelenmediği…

Zeminde sıvılaşma olup olmadığının sondaj yapılarak tespiti mümkünken bunun da yapılmadığı ama genel zemin incelemesine göre görüş oluşturulduğu ifade ediliyor.

Binadan alınan 9 ayrı donatının ve diğer karotların ellerine geçmediği, eldeki tek numuneden görüş oluşturduğu aktarılıyor.

Bütün bu eksikler giderilmeden bu kadar kesin bir görüş içeren raporun nasıl verildiği muamma…

Ancak müteahhit ve yapı denetim sorumlusu, bu rapor doğrultusunda, daha önce "firari" durumda iken yakalanmış olmalarına rağmen tahliye edildi…

Ve bir de soru var ortada. Daha depremden birkaç ay önce Maraş'ta 7,5 şiddetinde deprem provası neden yapıldı? Bu tatbikatta neden Hatay'ın da etkileneceği açık biçimde dile getirildi? Madem bu şiddette bir deprem bekleniyordu, şimdi nasıl olup da "kusursuz" ilan edilen binaların sadece depremin şiddeti nedeniyle yıkıldığı söylenebiliyor.