Türkiye’de her yıl onlarca çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Bu yılın yalnızca ilk 10 ayında en az 62 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çocuk işçiliğiyle mücadele etmek amacıyla ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı’nı hazırladı ve 2018 yılını ‘Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı’ ilan etti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da geçen ay yaptığı açıklamada, “Çocuk işçiliği ile mücadelemiz ve bu konuda gösterdiğimiz hassasiyet, istatistiklerimize de yansıdı. Bu anlamda ülkemizde 1990’lı yıllarda yüzde 15’i aşan çocuk işçi oranı bugünlerde yüzde 5’in altına düştü” dedi.
BirGün'ün haberine göre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayımladığı rapor ise hükümet kanadından gelen bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Rapora göre, ‘mücadele yılı’ ilan edilen 2018, böyle giderse en çok çocuk işçinin iş cinayetlerinde öldüğü yıl olacak. Üstelik çocuk işçiliğiyle mücadele ettiğini öne süren iktidar, 6 yıldır çocuk işçiliği verilerini açık biçimde yayımlamıyor.
SON 5 YILDA EN AZ 354 ÖLÜM
Raporda yer alan çarpıcı veriler şöyle:
2018 yılının ilk on ayında en az 62 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Aynı dönemde ölen 25 işçi ise 18 yaşında. Bu işçilerin kaçının 18 yaşını doldurmuş olduğu ise bilinmiyor.
2013 yılında 59 çocuk, 2014’te 54 çocuk, 2015’te 63 çocuk, 2016’da 56 çocuk, 2017 yılında ise 60 çocuk çalışırken yaşamını yitirmişti.
Çocukların can verdiği iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı üç il sırasıyla Antep, Urfa ve Mardin. Bu şehirlerin tarım işçiliği ve kırsalda yoksulluğun had safhada olduğu, aynı zamanda mülteci nüfusun yoğun olduğu iller olması dikkat çekici.
EN KÜÇÜĞÜ 8 YAŞINDA
Bu yıl yaşamını yitiren 62 çocuk işçinin 10’u mülteci/göçmen çocuklar. Göçmen çocukların ölüm oranı, tüm göçmen işçi ölümlerinin 3-4 katı. Ölümlerin 22’si 8-14, 40’ı ise 15-17 yaş aralığında yaşandı.
Çocuk iş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının oranı, yüzde 11 ile iş cinayeti verilerindeki kadın işçi oranının neredeyse iki katı. Bu durum kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklanıyor.
Rapora göre çocuk işçiler en çok ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu tarım sektöründe can verdi. Tarımı inşaat sektörü izledi.
Ölüm nedenlerine bakıldığında zehirlenme/boğulma, trafik/servis kazası ve yıldırım düşmesi ilk üç sırada. Çocukların sağanak yağmur altında tarlalarda çalıştırılırken yıldırım düşmesi sonucu can vermeleri, ne kadar kötü şartlarda çalıştırıldıklarının göstergesi.
İş cinayetinde yaşamını yitiren 62 çocuğun 22’si 14 yaş ve altında. 14 ve altı yasal olarak çalışması tamamen yasak olan bir yaş. 15 yaş ve üstündeki çocukların ise kimya, metal gibi ağır ve tehlikeli işlerde çalışmaları yasak, ancak çalışıyorlar.
ÇOCUK İŞÇİ YAŞAM MÜCADELESİNİ KAYBETTİ
Adana Yüreğir’de, meyve suyu fabrikasından çıkan narenciye ürünlerinin posasını taşıyan kamyon yükünü tarlaya dökerken, plastik kasaları almak isteyen ve posaların altında kalan atık kâğıt toplayıcısı 15 yaşındaki Halil Yeloğlu yaşam mücadelesini kaybetti. Yeloğlu, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındıktan 6 gün sonra dün yaşamını yitirdi.
HUKUKİ ÖNLEM DE YOK
Raporda, çocuk işçiliğinin ve çocuk iş cinayetlerinin önlenememesinin bir nedeninin ‘cezasızlık politikası’ olduğu vurgulanıyor. Konuya dair önergeye Bakanlığın verdiği yanıt bu cezasızlığı açıkça gösteriyor: “2013’te 49 işyerine 59 bin 22 TL, 2014’te 52 işyerine 69 bin 286 TL, 2015’te 33 işyerine 47 bin 273 TL, 2016’da 95 işyerine 146 bin 626 TL, 2017 yılında 27 işyerine 44 bin 601 TL, 2018 yılının haziran ayına kadar 23 işyerine 39 bin 343 TL idari para cezası verildi.”
ÇIRAKLIK VE STAJYERLİK
Raporda ‘mesleki eğitim’ adıyla çocuk emeğinin sömürülmesini ‘meşrulaştıran’ çıraklık ve stajyerlik uygulamalarına da değiniliyor. Rapora göre çıraklık ve stajyerlik yapan çocuklar, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri ile sosyal güvenlik korumasından uzak biçimde, çoğu zaman yetişkinlerle aynı işi yaparak çalışmaya mecbur bırakılıyor. Bugün sayıları 1,5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırakların sömürüsüne 4+4+4 eğitim sistemi ile de kan taşınıyor.