5 Numaralı Hücre...
Uzun bir aradan sonra bir gecede kitap bitirmenin keyfini yaşadım. Yazarı tanıdık, konuda kendinizi buluyorsanız bir nevi okumuyor o sayfaları yaşıyorsunuz. "12 Eylül'ün gizli kalmış öyküsü" olan "5 Numaralı Hücre" müthiş bir eser olmuş. Çok değerli ağabeyim, Komutanım olan Vedat Çınaroğlu'na gıpta ettim. O'nun meziyetlerini biliyordum. Fakat "Türkçe" konusundaki hassasiyetine bayıldım. Gerçek anlamda bir Türk Milliyetçisine, Türkçüsüne "Türkçecilik" yakışmış...
Çınaroğlu, 1979'da Kara Harb Okulundan teğmen olarak mezun olduğunda ben Kuleli Askeri Lisesi öğrencisiydim. O dönem yollarımız kesişmese de "gönül köprümüz" vardı. Yıllar sonra daha dün ayrılmış gibi kucaklaşmamız ve hiç kopmayışın sebeplerinden birisi de 5 Numaralı Hücre'de yaşananlar ve yazılanlardır. 1979 devresi TSK'nın gözbebeğidir. En çok general çıkaran devresi olduğu gibi "Milli"dir. Vedat Ağabeyin "Piyade" sınıfını tercih etme sebeplerinin en başında 1283 apolet numaralı Mustafa Kemal gelmekte. İnsanın kendisini yazması çok zor. Nitekim Çınaroğlu, başından geçenleri, çok sevdiği askerlik hizmeti esnasında yaşadıklarını "İlteriş"e yüklemiş. Edebi usul yerine "anı-belgesel-roman" türünü seçerek tarihe karşı sorumluluğunu yerine getirip yeni nesillere ibret olacak vesikayı ortaya koymuş. Teğmenliğinden emekliye ayrıldığı Binbaşılığına kadarki görevlerini, yaşadıklarını yazarken sadece isimleri değiştirmiş. Devlet sırrı olan bölümleri gizlemeyi başarmış. İlk sayfasından itibaren satır aralarında kendimi bulduğumu ifade etmiştim. Zaman zaman hıçkırıklarıma özgürlük verip, doyasıya ağladığımı da itiraf etmeliyim. Çınaroğlu ve arkadaşlarının Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulunun tutukevinde yaşadıklarını farklı tarih ve mekanlarda yaşadığım için o yıllara saldım kendimi... Üniformayı çıkaralı 35 yıl olmasına rağmen rüyalarımın önemli bölümü halen Kuleli ve Harb Okulu yıllarıma aittir. Sabahın ilk ışıklarında kitabı bitirip, derin bir nefes alınca kendimle kavgaya tutuştum. "Üstelik gazetecisin! Sen niye yazmadın!" diye öfkelendim. Tembelliğimi vurdum yüzüme...
"İhtilaller kendi yavrularını yer" sözü bu günde geçerliliğini koruyor. 1960 ihtilali, 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül darbesinde Türk Ordusunun en idealist kadrolarının tasfiye edilişi dahası bir kısmına işkence yapılması bilinmesine rağmen; o kadre uğrayanlar yaşadıklarını yazmaktan imtina ettiler. Bir nevi "Kol kırılır yen içinde kalır" anlayışına sığındılar. Fakat iyi yapmadıkları bugün ortada. Hatalar, aksaklıklar açıkça tartışılmadığı için bozulma sınırları aşılıp çürümeye kadar götürdü... Nitekim 15 Temmuz hain kalkışması sonunda yine aynı hatalar tekrar etti. Kısacası "Ders alınmadığı için tekerrür etti..."
Vedat Ağabeyimin yazdıklarını defalarca heyecan ile dinlemiş ve yıllarca ısrarla yazmasını talep etmiştim. İki yıl önce ikna ettim. Haftalık rutin telefon görüşmelerimizde "Kitap nasıl gidiyor?" sorusunu yönelttim. Mütevazilikle "Bizimkisi amatör çalışma" cevabı ile geçiştirdi. "Bittiğinde, baskıdan önce mutlaka okumalıyım" teklifime de olumlu cevap vermişti. Nitekim yayınevine "ön okuma" için vermiş. Yayın hayatımıza yeni soluk getiren "Atayurt Yayınevi" heyecanla vakit geçirmeden basmış eseri. İyi de yapmış. Sanırım dağıtımda aksama var. Kitabevlerinin raflarında bulunmuyor. Sadece internet satışı ile olmaz. Umarım bu engeller de aşılır.
Piyade Teğmen rütbesinde Bölük Komutanlığı yanında istihbarat ve operasyonel birlikleri başarı ile yöneten Çınaroğlu, üsteğmen rütbesinde MİT'te görev alması istendi. Geri çevirip "Kurmay" olma kararını ilettikten 10 gün sonra "Darbecilik"le suçlanıp tutuklandı. Detaylarını bedavadan yazmam. Mutlaka bu kitabı alın okuyun. Yorumlarınızı paylaşın. Binbaşılıktan emekliye ayrılan Çınaroğlu, sonrasını yazmamış. Kısaca hatırlatayım. Çok sevdiği memleketi Samsun'a dönüp merhum Türkeş'in talimatı ile MHP Samsun İl Teşkilatına katıldı. Kısa sürede İl Başkan Yardımcılığını üstlendi. 1999 seçimlerinde MHP Samsun Milletvekili seçildi. TBMM'de Divan üyeliği yaptı. MHP Genel Sekreter Yardımcılığını yüklendi. 2002'de aday olmadı. Kitaplara döndü. Özellikle Atatürk ve tarih kitaplarına gömüldü. Bu sırada Samsun'un gazetelerine yazılar yazıp, televizyon programlarına katılmaya devam ediyor.
1980 öncesi ve sonrası kuşakların mutlaka okuması gereken bu eser için kütüphanenizde yer açın.
Atayurt Yayınevi'nin telefon numarası: 0312 354 44 32
Vedat Çınaroğlu'nu yürekten kutluyor ve selamlıyorum...