Yüksek istihdam potansiyeli ve çok sayıda sektörü doğrudan etkilemesiyle Türkiye ekonomisi açısından kritik öneme sahip inşaat sektörü için hükümet, gelecek yılki yol haritasını çizdi.
2018 programında, inşaat sektöründe giriş çıkışların diğer birçok sektöre göre daha hızlı olduğuna dikkat çeken yetkililer, “Piyasada çok küçük ölçekli, teknik birikimi sınırlı ve profesyonellik bakımından eksiklikleri bulunan yüklenicinin faaliyet göstermesi, sektörde gelişim ve katma değer potansiyelini sınırlıyor” değerlendirmesini yaptı.
YÜZDE 22.3'Ü İNŞAATTAN
Sözcü'den İsmail Şahin'in haberine göre, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin verileri, Ocak 2013-Ekim 2017'yi kapsayan yaklaşık 5 yıllık dönemde 110 bin 613 inşaat şirketi kurulurken, 26 bin 143'ünün kapısına kilit vurulduğunu gözler önüne serdi. Sadece bu yılın ilk 10 ayında sektörde 21 bin 926 şirket faaliyete başlarken, 4 bin 296 firma kapandı. Toptan ve perakende ticaretten sonra en fazla giriş çıkışın olduğu inşaat sektörü, ocak-ekim döneminde Türkiye'de kurulan şirketlerin yüzde 22.3'ünü, kapanan şirketlerin de yüzde 16.4'ünü oluşturdu. İnşaattaki bu giriş çıkışların yenilikçi bir ortamın oluşmasını engellediğini belirten hükümet, 2018 programında sorunun çözümü için önlem sinyali verdi.
YETKİ BELGESİ VERİLECEK
Sağlıklı bir iç piyasa oluşturulması ve yurt dışında rekabet gücünün artırılması için, yetki belgeli yapı müteahhidi sayısı artırılacak. Güvenilir nitelikte üretim yapan bir müteahhitlik sistemi oluşturmak amacıyla denetimler çoğalacak. Öte yandan, teknik müşavirlik hizmetleri etkinleştirilecek, yapı denetim sistemi mevzuatı ve uygulamaları değiştirilecek, araştırma merkezi kurulacak, yetki belgeli ara iş gücü oranı yükseltilecek.
BEŞ ŞİRKETTEN BİRİ KAPANDI
YETKİ KARMAŞASI VAR ŞEHİRCİLİK KANUNU ŞART
Hükümet şehircilik ve imar artışları konusunda da öz eleştiride bulunarak, çarpıcı tespitler yaptı:
– İmar ve planlama sisteminin yapısal ve işlevsel sorunlarını çözecek, planların amacı ve niteliği, kapsamı ve arazi kullanım kararlarındaki belirleyicilik düzeylerini netleştirecek yeni bir şehircilik kanunun hazırlanması dair ihtiyaç devam ediyor.
– Merkezi kurumların plan yetkilerinin genişletilmesinden ziyade planlama, yapılaşma, denetim sürecinde dikkate alınacak nesnel kuralların geliştirilmesi teknik olarak detaylandırılması gerekiyor.
– Planlı alanlarda imar uygulamalarının yetersiz kalmasıyla arazi kullanım kararı ve yoğunluk artışına neden olan çok sayıda plan değişikliğinin yapılması şehirlerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor.
– Kentsel yaşam kalitesinin ve kentlerdeki dönüşümün ölçülmesi ve izlenmesine ilişkin yeterli veri altyapısı bulunmuyor.