Pepe…
41 yaşında…
Hem kulüp takımında, hem de milli takımda yarı yaşındaki futbolculara top göstermiyor…
Ronaldo…
39 yaşında…
Hem kulüp takımında, hem de milli takımda çatır çatır top oynuyor…
Luka Modric…
38 yaşında…
Hem kulüp Real Madrid’in, hem de Hırvat Milli takımının olmazsa olmazı…
Jesus Navas…
1985 doğumlu, yani 38 yaşında…
Modric’le aynı yaştalar…
Sevilla’da ve İspanya Milli takımında kariyerini sürdürüyor…
Almanların başarılı kalecisi Neuer (38), Fransızların Olivier Giroud’u ve bunlarla aynı yaşta olan bir sürü futbolcu milli takımlarının başarısı için ter dökerlerken, bizim Cenk Tosun, neden kulübede?
Dekor olsun diye mi?
Ayrıca da, A Milli Takımın kendisine şiddetle ihtiyacı varken…
Çünkü, hem Gürcistan, hem de Portekiz maçlarında forvetsiz oynamamıza rağmen, Cenk Tosun’u kulübede tutan, adı ister Montella olsun, ister Sarı Çizmeli Mehmet Ağa olsun, futbol aklından şüphe ederim…
Portekizliler, İspanyollar, Fransızlar, Almanlar, Hırvatlar veya diğerleri tecrübeli oyunculardan faydalanırken, Montella, Cenk Tosun ya da Semih Kılıçsoy’u neden görmezden geliyor?
“Cenk Tosun” denilen adam, Türkiye’de, Avrupa’da, Milli Takım forması altında 200’ün üzerinde gol atmış…
Hem seyyar hem de sırtı kaleye dönük bir santrafor…
Yani, Milli Takımımız için “elzem” olan bir oyuncu…
Forvetsiz oynadığımız ne kadar gerçekse, takım savunmasında da zaaflarımızın olduğu Portekiz maçında ayan-beyan ortaya çıktı…
Savunmanın merkezindeki Abdülkerim ve Samet’in ağır çekim oyunlarını, arkalarına atılan toplarda aciz kalmalarını, geniş alanda nal toplamalarını da es geçmemek lazım…
Bizim ustalarımızdan Sedat Kaya’nın yaptığı bir paylaşım, açıkçası beni destekler nitelikteydi…
EURO 24’de ikinci maçların en çarpıcı hareketleri listesinde Abdülkerim Bardakçı’nın Ronaldo’dan yediği çalımın zirveye oturduğunun altını çizmiş…
İşkembeden atmamış…
Kupanın istatistikçilerinden almış…
Kalemizi savunanların da dört dörtlük olmadığını, dolayısıyla Montella’nın buraya da acilen kafa patlatmasının gerektiğine inanıyorum…
Bizim için çok önemli olan Çekya maçına, forvetsiz ve topallayan bir savunmayla çıkarsak, bir üst tur hayal olur…
Abdülkerim cezalı, Samet’in durumu ortada…
O nedenledir ki, Montella sorun üreten değil, sorun çözen bir kimlikle Çekya maçına çıkmalıdır…
Montella, hiçbir etki altında kalmadan iyi bir 11 yaparsa, bu turu geçeriz.
Ve Arda meselesi…
Bu turnuvada oynayan 41’likler, 39’luklar, 38’likler yorgun değiller, ama 19’luk Arda yorgun öyle mi?
Külahıma anlat…
Şunu diyebilirsin; Arda Güler, toplu oyunda var, topsuz oyunda yok ya da fizik olarak çok güçlü olmadığı için, atletik değil, dolayısıyla da savunma anlamında da biraz topal…
Şimdi soruyorum; yukarıda saydıklarım mı, yoksa yorgunluk mu?
İlgili Haberler