Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

40 yıl sonra da...

Dündar ağabeyi ölümünün 40. yılında büyük bir hasretle anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Kısa ömründe hiçbir karşılık beklemeden, hiçbir tehditten etkilenmeden, sadece ve sadece milletine hizmeti düşündü ve gereğini yaptı. Bu sebeple vefatının üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen manevi varlığı aramızda yaşıyor ve kutlu hizmete devam ediyor. Çok sevdiği gençlere yol gösteriyor.
Bilenler şehadet ederler ki; Güzel ahlak sahibi, ihlaslı bir Müslüman’dı. Türk Milletine aşıktı. Tarihi iyi biliyordu, hatta yaşıyordu.
Yüksek meziyet sahibiydi. Alan değil, hep verendi. Gerçekten ağa tabiatlıydı. Kabına sığmayan keskin zekası, derin kültürü, sağlam mantığı, asil heyecanı, hitabet gücü ve akıcı yorumuyla hayranlık uyandırıyordu.
Gönül adamıydı. Sohbet meclisinde bulananlara, haz ve ilham veren büyülü sohbetlerin merkezi de “Kübitem” (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) idi. Yazı hayatına 1969’da Devlet gazetesinde başladı. Okuyucuları tiryakisi oldu. Dost düşman Devlet’in çıkmasını beklerdi. Siyasi rakipleri ve takipçileri, “Acaba Taşer ne diyor” diye, öğrenme ihtiyacı duyarlardı. 1972’de elim bir kaza sonucu vefatı üzerine bütün yazıları “Mesele” adıyla yayımlanan kitapta toplandı. “Mesele” çok okundu, okunuyor ve kitabın yeni baskıları yapılıyor.
Hakkında yazılan kitapları;
- İlk baskısı 1972, Töre-Devlet yayını, Dündar Taşer’in eseri “Mesele” ,
- Ötüken Neşriyat’tan çıkan rahmetli Ziya Nur’un ölmez eseri “Dündar Taşer’in Büyük Türkiye’si” ve Nevzat Kösoğlu’nun “Dündar Taşer”i,
- Töre-Devlet Yayını, İbrahim Metin’in yeni eseri “İhtilalciler Hesaplaşıyor, Belgelerle 27 Mayıs-14’ler ve Dündar Taşer,
- Türk Ocağı Ankara Şubesi yayını, Muzaffer Çakmak’ın tezi “Dündar Taşer’in Fikir Hayatı”,
- Eskimeyen Dostlar yayını, Şevket Bülent Yahnici’nin hazırladığı “Derleme, Sunuş, Sonsöz, 40 Yıl Sonra ‘Mesele’yi Okumak”ı sayabiliriz.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki, o kıymetli sohbetleri için böyle bir liste veremiyoruz. Tek tesellimiz rahmetli Alparslan Türkeş, Osman Yüksel Serdengeçti, Erol Güngör, Yıldırım Niyazi Gençosmanoğlu, Dilaver Cebeci, Mehmet Çınarlı, İskender Öksüz, İbrahim Metin, Ahmet Er, M. Hanifi Bostan, Dündar Taşer (torun), Meriç Coşkun, Hakkı Öznur gibi değerli dostların makaleler yazmış; Devlet gazetesi ve Türk Yurdu gibi bir çok gazete ve dergide yazılar yayımlanmış olmasıdır.

***


Bu vesileyle Dündar ağabeyle tanışmamızdan da bahsetmek isteriz. Kendisini 1965 yılında askerlik dönüşü CKMP’de tanıdım. Bu resmi ve sıradan bir tanımaydı. Zira o yıllarda partinin fikri kimliği karışıktı. Ahmet Oğuz gibi milliyetçisinden, Niyazi Ağırnaslı gibi Marksist’ine kadar her çeşit insan vardı. Parti, Türk Milliyetçiliği kimliğini 1969’da kazanabildi.
Bir gün Galip ağabey, “Dündar Bey’in kültür anlayışı bizim gibi” deyince, bakışımız değişmeye başladı. Kısmen 1968’de, esas itibarıyla 1969’da, bugünkü Dündar Taşer’i tanımamız mümkün oldu. Buradaki “biz” Türk Ocakları’ndan gelen Galip Erdem, Halil Özyıldız, İbrahim Metin, İskender Öksüz gibi fikir adamlarıdır.
1965’de CKMP Genel Başkanı olan Türkeş, 1967’de Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevini bana vermişti. Sayıca az olmalarına rağmen gençler arasında bir huzursuzluk vardı. Disiplini sağlamak, fikri kimliği inşa edici sistematik eğitim yapmak ve bütün fakültelerde teşkilatlanmak gerekiyordu. Görevin çerçevesi böyleydi.
O yıllarda fakülte ve yüksek okullarda, adına “öğrenci kulüpleri” denilen her fikrin derneği kuruluyordu. Bizim gençler de “Ülkü Ocakları öğrenci Derneği” adıyla teşkilatlanıyorlardı.
Teşkilatlanma işi 1968 sonunda, Ocakların birleşip Birlik olması 1969 sonunda tamamlanmıştı. “Ankara Ülkü Ocakları Öğrenci Birliği” gibi. Ankara’daki birliğin ilk Başkanı İbrahim Doğan’dı. İstanbul, Erzurum, Trabzon, İzmir’de de Birlikler kurulmuştu.
Eğitim çalışmaları da çok başarılıydı. Dersleri; Alpaslan Türkeş, Galip Erdem, Kamil Turan ve İskender Öksüz veriyordu.
Dikkat çekmiştir; hocalar arasında neden Dündar ağabey yok? Tanımamız geç oldu da ondan. Büyülü ve coşkulu üslubuyla ders verseydi, muhakkak ki bambaşka olurdu. Ama, genç, yaşlı herkes için Kübitem sohbetleri de birer eğitimdi.
Nur içinde yatsın.
- İbrahim Metin’in kitabı için müracaat: imdevlet@mynet.com

Yazarın Diğer Yazıları