Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde Antakya ilçesi Cebrail Mahallesi’nde bulunan Emlak Bank Konutları 1. Kısım’da bulunan 96 daireden oluşan 6 blok yıkıldı.
Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı düşünülen blokların enkazından 370 kişinin cansız bedeni çıkarıldı. Avukat Mehmet Alper Neşeli (38) ile 2,5 yaşındaki çocuğu ve eşi enkazdan yaralı olarak kurtarılırken, karşı blokta oturan annesi Emine (68) ve babası Hayrettin Neşeli (74) hayatını kaybetti.
Yıkılan blokların hemen karşısında, aynı firmanın yaptığı Emlak Bank Konutları 2. Kısım’daki binalar ise yıkılmadı, ancak ağır hasar aldı. Sorumluların cezalandırılmasını isteyen Mehmet Alper Neşeli, suç duyurusunda bulundu.
Konutların müteahhidi Mehmet Özat hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Her yerde aranan Özat, bulunamadı. Neşeli, firari Özat'ın adalete teslim edilmesi için çağrıda bulundu.
"ŞU AN HUKUKİ SÜREÇ YAVAŞ İŞLİYOR"
Avukat Mehmet Alper Neşeli, yıkılan konutların 1996 yılında yapıldığını belirterek, kalitesiz malzeme kullanıldığını öne sürdü.
Aynı müteahhidin 1,5 yıl sonra karşı tarafa yaptığı binalarda daha kaliteli malzeme kullandığını anlatan Neşeli, “Oradaki 10 bloğun hiçbiri yıkılmadı. Çok şükür oradaki komşularımız sağ çıktı ama bizim birinci etaptaki hiçbir bina ayakta durmadı. Depremin 15’inci saniyesinde tüm bloklar yıkıldı. Müteahhit şu anda hiçbir yerde bulunamıyor.
Maddi gücüne güvenerek bir şekilde saklanıyor. Binalardan karot örneği alındı ve delil tespiti yapıldı. Şu an hukuki süreç yavaş işliyor. İlerleyen günlerde diğer sorumlular, projede imzası bulunan diğer kişilerin isimleri de tamamen belli olur. Hatay genelinde deprem büyük hasar verdiği için şu an dosyalara rahat ulaşılamıyor” dedi.
"SELAM VERECEĞİM KİMSE KALMADI"
Onlarca kişiye mezar olan konutlarda çocukluğunun geçtiğini anlatan Mehmet Alper Neşeli, şöyle devam etti:
“Müteahhidin vicdanen bir şey hissettiğini düşünmüyorum, çünkü vicdanlı olsaydı konutları yaparken işini sağlam ve sorumluluk hissederek yapardı. Hukuki olarak kaçtığı için vicdanlı olmadığı da zaten ortada. Bu siteye ilk taşınan aileyiz. Güvendiğimizi hissettiğimiz site olduğu için evlendikten sonra da buradan ev alıp, taşındık. 26 yıldır burada oturuyoruz. Aynı müteahhidin yıkılan birçok binası var ve kendisi ortada yok. Anne, babamızı kaybettik. Komşularımı, sevdiklerimi kaybettim. Selam vereceğim kimse kalmadı.
Yandaki, karşıdaki bloklar dimdik ayakta ama bu site yıkıldı. Burası ne kadar kötü bir mühendislikle yapıldıysa, çıkarılan cenazeler bile tek parça halinde çıkarılamadı. Bu eksikliğin sorumlusu kim? İlk başta müteahhit. Diğer sorumlular da yakında çıkacaktır ortaya. Buradan kazandığı paralarla müthiş bir yaşam sürdüler, başka işler kurdular. Vicdan sahibi bir insan nasıl adalete teslim olmaz? Hiçbir suçu yoksa bile gelir ‘Suçum yok’ der, savunmasını yapar, kullandığı malzemeleri ortaya koyar ama ortalarda kimse yok.” (AA)