37. yıldönümünde 12 Eylül darbesinin çözümlemesi

Çok yazıldı, çok irdelemeler, değerlendirmeler oldu ya, işin bilimsel ve de derli toplu bir çözümlemesi hâlâ yapılmış değil.

Biz bu 12 Eylül günü, o darbenin 37. yıldönümünde, bir değerli bilim insanı Prof. Dr. Çetin Yetkin'in "Türkiye'de Askeri Darbeler ve Amerika" adlı kitabının (Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları) 12 Eylül'le ilgili bölümünden az bilinir bilgiler, özel hatırlatmalar ve değerlendirmeler sunacağız.

Önce o darbeyi yapan Kenan Evren'in, darbeden sonra yaptığı bir konuşmadan bir bölümü sunalım: "Artık vatandaş öyle bir hale gelecekti ki 'Lanet olsun, ne gelirse gelsin, yeter ki sokağa rahat çıkalım…' diyecekti."

Ve Demirel, 12 Eylül'de ikinci kez darbeyle indirilen başbakan, o da doğruluyor bu durumu:

"Müdahale ortamının oluşmasını bekliyor ve istiyordu (generaller). Halk ertesi günü yapılacak darbeye 'iyi oldu' diyebilmesi için, bunca kana ilaveten, daha çok bunaltılmalı idi."

Evet vatandaş bu ruh halinde, bu çaresizlikte, bu beklentide idi. 12 Eylül olunca, derinden bir "oh" da çekti, bu oh'un bir manipülasyon olduğunu anlamadan ya da anlamazlığa gelerek.

Peki oldu da ne oldu, neler geldi başımıza, ne yaralar-belalar açıldı ülkenin başına?

-Yunanistan'ı NATO'nun askeri kanadına döndürdü Kenan Evren yönetimi. Hem de karşılığında bir ödün almadan.

-1983 seçimleri... ABD Dışişleri Bakanlığı'nın görüşlerini yansıtmakla tanınan Wall Street Journal gazetesinin 26 Ağustos 1983 günlü sayısında yer alan makalede şöyle deniyordu: "Amerikan diplomasisinin Türk generallerinden bilmelerini kesinlikle istediği nokta şudur: Toplumda bir gerginlik yaratılmadan, seçimlerde Özal'ın partisinin kazanması, demokrasiye erken dönüş için bir ümit rüzgârıdır". Bu makale ertesi gün teleksle ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine gönderilir ve yazılanların ABD Hükümetinin görüşlerini yansıttığı notu düşülür. Ve bu destek ve isteğin gereği, ustaca yapılır (Evren'in Özal'ı suçlayan o ünlü konuşmasını hatırlayınız, özellikle yapıldı, -parantez içi, benim notumdur C.G-).

-Tütün tekeli kaldırıldı, Reji'den Tekel'e geçen ve bunu onca yıl namus gibi koruyan Türkiye, uluslararası tütün tekellerinin bastırmasıyla kaldırdı bu tekeli, hem de Ulusu Hükümetinin Gümrük ve Tekel Bakanı Recai Baturalp'in karşı çıkmasına karşın. Baturalp sırf bu nedenden dolayı görevinden oldu.

-İrticanın önü açıldı, laiklik karşıtlığı aldı yürüdü. Ulusal birlik ve ulus anlayışı yerine, dinsel birlik ve ümmetçilik zihniyeti öne çıkarıldı. Laik devlet yasaları ve bunların yaptırımları küçümsenip, 'günâh' algısı benimsetildi. Devlet yönetiminde din, siyasal amaçla kullanıldı, hem de bizzat Kenan Evren tarafından. Nurculuk gibi bazı oluşumlar en fazla müsaadeye mazhar oldular.

-Ve 12 Eylül Üniversiteleri... Atatürk'ün adını taşıyan üniversitenin Tıp Fakültesinde, 10 öğretim üyesi tarafından hazırlanan ders notlarında, insan beyninde "Dua, tapınma ve hürmet merkezleri vardır" denildi bilime aykırı olarak.

-Son olarak 12 Eylül'ün korkunç bilançosu: 650 bin kişi gözaltına alındı, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 229 kişi cezaevinde öldü, 23700 derneğin faaliyeti durduruldu, gazetecilere verilen cezalar toplamı 3315 yıla ulaştı vb..

Yazarın Diğer Yazıları