30 Ağustos'u bekliyorum...
Geçtiğimiz yıl, 15 Temmuz gecesi başımıza gelen, herkesin kendi penceresinden gördüğü gibi, "darbe girişimi", "kalkışma", "ihanet", "alçaklık", "darbe", "tezgah", "operasyon" gibi farklı ifadelerle tanımladığı "şey" birinci yılında anılıyor.
Etkinliklerin büyük bölümünün ortak bir özelliği var;
Halkı yeniden sokaklara, meydanlara çağırıyorlar.
Kimi yerde konserler, kimi yerde mitingler, kimi yerde yürüyüşler; gece yarılarına kadar sürüyor kalabalık eylemler.
"15 Temmuz'u kana bulayacaklardı" ürkütmeli bir terör operasyonu yeni yapılmışken hem de!
***
Ben, şimdi 30 Ağustos'u bekliyorum!
Böyle somut bir terör tehdidine rağmen 15 Temmuz'da, Türkiye'nin her ilinde yüzbinler, belki de milyonlarca insanı sokağa çıkarmaktan geri durmayanlar, 30 Ağustos'ta da aynısını yapacaklar mı? Büyük Zafer'i de bu anmadaki coşkularıyla kutlayacaklar mı?
15 Temmuz gecesi "silah arkadaşı" bildikleri, "komutan" bildikleri belki de en güvendikleri isimlerin ihanetine karşı silah çekerek direnen, şehit veren, gazileri bulunan "millî ordu"nun, tankıyla topuyla tüfeğiyle gövde gösterisi yapmasına, dosta güven düşmana korku salmasına, en mühimi de bunca provokasyona, toplum mühendisliği çalışmasına rağmen ordu-millet el ele olduklarını göstermesine imkan tanıyacaklar mı?
***
Bu 30 Ağustos da "ülkemizin içinde bulunduğu şartlar" diye başlayan bir mazeretname gerekçe kılınarak kutlanmaz da "kutlanıyor-muş gibi" yapılarak geçiştirilirse 15 Temmuz'daki görkemli törenlerden sonra kimse inanmaz millî bayram iptallerinin "halkın can güvenliği, toplumun huzuru vs" gibi nedenlerle yapıldığına da o bakımdan soruyorum!
***
Ulaşımın "hak" olduğunu bilmiyorlar mı?
------
İstanbul gibi tek şeritte yarım saatlik araç arızasıyla bile zaten arapsaçı olan trafiği iyice içinden çıkılmaz hale gelen şehirde, "15 Temmuz'u anacağız" diye köprüyü trafiğe kapatıyorlar; hem de çift taraflı olarak!
Sadece köprü de değil; Kısıklı Caddesi, Gümüşsuyu Caddesi, Alemdağ Caddesi ve daha birçok yol da kapalı olacak trafiğe!
Şüphesiz en trajikomiği bu işin "demokrasiyi taçlandırmak" diye geçirilmesi tarihe!
Ulaşım, vatandaşın anayasayla güvenceye alınmış temel haklarından biri ise; siz nasıl olur da "demokrasi" dersiniz temel insan haklarından birinin engellenmesine?
Pes...
***
Vatandaş da sizin için "masum bir teşbih"te bulunursa...
-------
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, TBMM eski Başkanvekili Meral Akşener'den "Meral Kılıçdaroğlu" diye bahsetmesinin "masum bir teşbih" olduğunu söyledi ya... Şimdi vatandaşın biri de çıkar bu "resmi açıklama"yı "emsal" kabul eder de, birkaç yıl önceki övgülerine, sahiplenişlerine atıfla, AKP'lilerden;
"Şu Bekir Gülen mi?.."
"Şu Numan Gülen mi?.."
"Şu Süleyman Gülen mi?.."
"Şu Nurettin Gülen mi?.."
"Şu Recep Gülen mi?.."
"Şu Ahmet Gülen mi?.."
"Şu Abdullah Gülen mi?.."
"Şu İsmail Gülen mi?.."
Diye bahsetse mesela...
Yahut "açılım" günlerine atıfla;
"Şu Beşir Öcalan mı?.."
"Şu Hakan Öcalan mı?.." mı filan demeye kalksa...
"Masum bir teşbih" sayıp hoş görür müsünüz onu da mesela?
***
Geçmiş olsun...
----------
"Dokuzuncu Köy"den kovulmayı göze alacak gazeteci, yazar, çizer öyle azaldı ki "Onuncu Köy"ü başıboş bırakmayacaktır Bekir Coşkun; iyi olacaktır, kalkacaktır, kalemine sımsıkı sarılacaktır yeniden...
Tokat gibi vuracaktır kelimeler muhatabının yüzüne; yüzü varsa!
Yarayı ciğerinden almasından belli; kalem kalkan savaştığı onca yüzsüze, kalpsize, beyinsize karşı ciğeri var, ciğerli yazar...
Geçmiş olsun...
***
CHP öğreniyor...
------
Önce 16 Nisan sürecindeki pozitif kampanya...
Ardından "adalet Yürüyüşü"nde onca tahrike rağmen gösterilen soğukkanlılık...
Ve şimdi de TBMM Başkanlığı'nın zoraki, "şık olmayan daveti"ne rağmen inatlaşmayıp 15 Temmuz resmi programlarına katılma kararı...
CHP "Türkiye tipi siyaseti" öğreniyor; tuzağa düşmemeyi öğreniyor, oyunu bozmayı öğreniyor...