Hasan ÇEKİÇ / YENİÇAĞ
Milli Düşünce Merkezi, Türk Aydınları Vakfı ve Türk Ocağı Ankara Şubesi tarafından organize edilen ve toplam 18 kuruluşun iştirak ettiği 3 Mayıs Türkçüler Günü uzun yıllar sonra geniş bir katılım ile Ankara’da yapılan etkinliklerle kutlandı.
Kutlama programı öncesinde Ankara Büyükşehir Belediyesi Gençlik Parkı Tiyatro Salonunun önünde Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı bir gösteri düzenledi.
sonrası tiyatro salonuna geçildi. Program, istiklal marşının okunması ve sinevizyon gösterisi ile başladı. Ardından Büyükşehir Belediye başkanı Mansur Yavaş'ın mazereti dolayısıyla gelemediğini beyan eden, Türkçüler Gününü kutladığı telgrafı okundu.
İlk konuşmayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı temsilen Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Ertan Işık yaptı.
İkinci konuşmayı Milli Düşünce Merkezi Genel Başkanı ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Sadi Somuncuoğlu yaptı. Somuncuoğlu konuşmasında şunları söyledi:
"Böyle toplantıları her zaman yapmak istedik, salon sıkıntısı içinde arzumuzu yerine getiremedik. Bize Ankara seçimleri milli davamızın geleceği için büyük imkanlar verecek bir fırsat olarak önümüze serildi. Onun için de ayrıca bu mücadeleyi kazanan ve o makama oturan, büyük hizmetler beklediğimiz kardeşimiz Mansur Yavaş'a minnetlerimizi sunuyoruz.
Değerli kardeşlerim 18 kuruluş bir araya geldik, 3 Mayıs Türkçüler Gününü kutluyoruz. Bu çapta belkide geçmişte birkaç defa kutlama olmuştur. Uzun süreden sonra katıksız, yalın olduğu gibi konuşmak üzere bir araya geldik. Bir araya gelmenin birlikte olmanın gücünü de ortaya koymak istedik. Bizim gücümüz yüksek. Çünkü bizim davamız Türk milletinin davasıdır. Ahmet'in Mehmet'in davası değil! Türk Milleti'nin davasıdır. Ne zaman Türk Milliyetçiliği düşüncesini ve Türk Milliyetçilerini yok etmek isteyen iç ve dış düşmanlar birlikte hareket etmişse onların hepsi yok oldu ama bu dava yok olmadı. Çünkü sahibi Türk Milletidir, kıyamete kadar yaşayacak bu asil millettir.
1944 Nedir? Bilenler bilir, unutanlara hatırlatmak için birkaç söz söylemek isterim. Adı Irkçılık Turancılık ve bu rejimi kurmak için darbe hareketidir resmi adı.
Eğilme bilmeyen, yalçın dağlar gibi davamızı temsil edenler çok ağır şartlarda yargılandılar ama beraat ettiler tertemiz yeniden yola koyuldular.
Irkçılık kanunlarımıza göre suçtur. Ama Turancılık diye kanunlarımızda, o günde bugün de bir suç yoktur. Ama yargılandılar. Onlar aslanlar gibi, bozkurtlar gibi Türk Dünyasını savundular. Hiçbir sözü geri bırakmadılar.
Irkçılık suçtur ama mahkeme kararıyla yargılananların ırkçı olmadığı, Türk Milliyetçisi olduğu, Türkçü olduğu onaylandı.
Bu çok önemlidir. Zaten ırkçılık suçlaması o gün bu gün Türk Milliyetçilerinin önünde en büyük itham olarak duruyor.
Ama bir tane Türk Milliyetçisi ırkçılıktan mahkum olmadı. Ama düşmanları, düşmanlık yapan, ideoloji peşinde koşanlar, defalarca mahkum oldular hapishanede yattılar.
Demek ki Türk Milliyetçileri ırkçı değil! Ama Türk milletinin üstünlüğüne iman etmiş, Türk milleti için canını feda etmeye iman etmiş insanlardır. Nihal Atsız Bey bunu söylüyor. Rahmetli Genel Başkanımız Alparslan Türkeş bunu söylüyor. Türkeş o zaman genç bir üsteğmendi. Türkeş diyor ki "Biz ırkçı değiliz ama Türk milletinin üstünlüğüne iman etmiş insanlarız. Bize askerlikte öğrettiler, Türk birlikleri kendisinden üç misli büyük düşman birlikleri alt edecek kudrettedir. İstiklal harbimiz bunun en büyük delilidir. Milletimizin üstünlüğüne iman etmişiz" dediler kahramanca. Ama ne dedilerse hala ırkçı suçlamalar devam ediyor. Büyük Atatürk'ün "Ben Türk Milliyetçisiyim" dediği devleti kuran ülkü, felsefe, halen ırkçılıkla suçlanıyor.
Türk Milliyetçiliği bilirsiniz dünyadaki bütün milliyetçiliklerden ayrıldığı nokta vardır. Türk milliyetçiliği birleştiricidir, bütünleştiricidir, faydacıdır. Ama bizim dışımızdaki bütün milliyetçilikler ırkçıdır, ayrımcıdır. Peki biz bunu nereden biliyoruz, nasıl ispat ediyoruz? Gayet basit, tarih boyunca devletimizin bütün vatandaşları, milletimizin bireyleri şerefli insanlardır, birbirine eşittir. Ayrımcılığı bilmeyiz. Ayrımcılığı kabul etmediği için Türk milliyetçiliğine ırkçılık damgası vuruyorlar. Kimler? Düşmanlar bir, iki; aşiretçilik, etnikçilik gibi ayrımcılık güdenler. Halbuki ırkçılık onların yaptığıdır.
Türk Milliyetçileri bunu kabul etmemiştir. Çünkü binlerce yıldan bu yana kurduğumuz yüksek medeniyet ve kültür, ayrımcılığı kabul etmez. Devletin tebası hepsi birdir. Bir tutmamız ırkçılığa suçlama vesilesi yapılıyor.
Kendi milletinin hür ve istiklal içinde yaşamasını ve bütün dünyaya yayılmış Türkler arasında sağlam işbirliklerinin kurulması istemek hangi kanunda suç olarak yazılabilir? Dünyada böyle bir kanun var mıdır? Ama yargılandık. 12 Eylül darbesi oldu 1980'de Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü kuruluşlar davasındaki suçlamalardan biri de Turancı olmamızdır.
Mahkemede söyledik, siz kanunları bilmez misiniz, Turancılık diye bir suç Türk kanunlarında varmı dır? Ama ezberleri, içinde taşıdıkları öfke onları hukuku da çiğneyerek bizleri yargılamaya sevk etti.
Değerli kardeşlerim. Atsız Bey Türkçü olarak Türk milliyetçiliği içinde tanınan bir kişidir. Irkçıyım der. Ama O, Osmanlı döneminden gelen millete ırk denildiği için onu kastediyor. Aynen Mehmet Akif'in İstiklal marşında söylediği gibi, ırk millet karşılığı olarak kullanılmıştır. Çünkü millet Arapçada ümmet demektir. İbrahim milleti denince, onun ümmetinden olanlar anlaşılıyor. Bu karışıklığa karşı bir süre 50-60 sene ırk kelimesi millet karşılığı olarak kullanılmıştır.
Atsız Bey diyorki " Türk kimdir? Türk soyundan gelenlerle, onlar gibi Türk olduğunu kabul edenlere Türk denir". Büyük Atatürk de "Ne mutlu Türküm diyene" demiştir. Bunun farkı varmı? Türkçülük nedir? Ziya Gökalp'te aynı tarifi yapmış. Büyük Atsız da aynı tarifi yapıyor: "Türk milletini yüceltme ülküsünün adına Türk milliyetçiliği denir." Bunun neyine karşı çıkılıyor, bunu anlamak mümkün değildir. Onun için bizim işimiz çok zor. Bilge Kağan'ın dediği gibi, durmadan dinlenmeden, gece uyumadan çalışacağız.
Millet davası kıyamete kadar sürecek davadır. Onun şuuruna erenlerin ona göre hareket etmesi lazımdır.
3 Mayıs Türkçüler Günü'nü Türk Ocağı Ankara Şubesi başkanı Türkan Hacaloğlu ve Türk Aydınları Vakfı Başkanı Mehmet Dikici bey ile birlikte Milli Düşünce Merkezi olarak biz tertip ettik. Ama 16 kuruluş bizde varız dediler. Birliğin beraberliğin ne demek olduğunu herkese gösterdikleri için hepisine çok teşekkür ediyorum.
Türk Milliyetçileri Türkiye'nin en büyük gücüdür. Ama dağınık oldukları için durgun güçtür. Bunu harekete geçirdiğimiz zaman enerji doğacak yeniden Türk milleti kendine yakışan bir yolda, dünyaya da örnek olacak o yüksek adalet duygusuyla yoluna devam edecektir. Buna inanmışız, iman etmişiz. Bu vesile ile sizlere düşüncelerimi ifade etmek istedim. Hepinize saygılar sunuyorum. Gelecekte de işbirliğimize, çekişmeden, aramızdaki ihtilaflar ne olursa olsun erteleyerek yönelmemizi temenni ve tavsiye ediyorum. Sağ olun var olun.
Sadi Somuncuoğlu'nun konuşmasının ardından Türkçülük Paneli'ne geçildi. İlk olarak panel yöneticisi Prof. Dr. Akif Akkuş bir konuşma yaptı. Daha sonra sırasıyla Yeniçağ Gazetesi yazarı ve MDM yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun ve MİSAK Başkanı Prof. Dr. İskender Öksuz konuşmalarını yaptılar.
Panelden sonra T.C. Kültür Bakanlığı Türk Dünyası Müzik Topluluğu, Türk Dünyasından birbirinden güzel eserler seslendirdi. Türk Dünyası Müzik Topluluğu programın sonunda okuduğu Çırpınırdı Karadeniz marşı ile salonu coşturdu. Katılımcıların bozkurt işareti yaparak hep birlikte söylediği bu marşla Türkçüler Günü programı sona erdi.
Türkçüler Günü etkinliğine:
Milli Düşünce Merkezi, Türk Aydınları Vakfı, Türk Ocağı Ankara Şubesi, Başkent Aydınlar Ocağı, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, Genç Akademisyenler Derneği, Gazi Eğitim Mezunları Eğitim – Kültür Vakfı, Eskimeyen Dostlar Topluluğu, Azerbaycan Kültür Derneği, Anadolu Kültürünü Araştırma ve Koruma Vakfı, Türk Hareketi Derneği, Bilim Düşünce ve Strateji Derneği, Türkiye Türkmenistan Dostluk Derneği, Türk Boyları Federasyonu, Avrasya Kültür Derneği, Sendikalar Derneği, Yörük Türkmen Vakfı, Atayurt Yayınevi, İYİ Parti Konya milletvekili Fahrettin Yokuş, İYİ Parti GİK üyesi Yener Yıldırım, MHP eski milletvekilleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi Hüseyin Özcan, Ülkü Ocakları Eski Başkanı araştırmacı yazar Lütfü Şehsuvaroğlu, Salih Dilek, emekli bürokratlar, özellikle salonun üst katını dolduran Türkçü gençlerin katılımı dikkat çekti.
