Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

3 Mayıs nedir?

3 Mayıs Nihal Atsız’dır. 3 Mayıs Zeki Velidi Togan’dır. 3 Mayıs Alparslan Türkeş’tir. 3 Mayıs Hüseyin Namık Orkun’dur. 3 Mayıs Orhan Şaik Gökyay’dır. 3 Mayıs Reha Oğuz Türkkan’dır. 3 Mayıs Nejdet Sançar’dır. 3 Mayıs Fethi Tevetoğlu’dur. 3 Mayıs Hasan Ferit Cansever’dir. 3 Mayıs Hikmet Tanyu’dur. 3 Mayıs İsmet Tümtürk, 3 Mayıs Sait Bilgiç, 3 Mayıs Osman Yüksel Serdengeçti, 3 Mayıs Zeki Sofuoğlu, 3 Mayıs Muzaffer Eriş, 3 Mayıs Hamza Sadi Özbek’tir.
Ben 16 kişi saydım. Merak edenler, konuyla ilgili herhangi bir kitaba bakıp 23 ismin tamamını görebilirler. 
3 Mayıs niçin Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş’tir? Bu sorunun cevabını öğrenmek için Reha Oğuz’un, Alparslan Türkeş’in konuyla ilgili kitaplarını; Nihal Atsız, Nejdet Sançar, Galip Erdem ve diğerlerinin makalelerini okumak gerekir. Bu yetmez, 23 ismin her birinin hayatını ve eserlerini incelemek, öğrenmek gerekir. Türk milliyetçiliğinin tarihine ilgi duymak, bu tarihin belli başlı olaylarını, şahsiyetlerini bilmek gerekir. Kısaca 3 Mayıs için, Türkçülük için merak etmek, araştırmak, öğrenmek ve bilmek şarttır. Öğrenilmezse, bilinmezse ne olur?
Bugünkü gibi, kendilerine “milliyetçi”  dedikleri hâlde “milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum” diyen bir şahsın peşinden giden “garip” insanlar ortaya çıkar. Milliyetçiliği din zanneden, dinin emir ve yasaklarına uymak zanneden insanlar ortaya çıkar. Milliyetçilik ile siyasi ümmetçiliği ayıramayan insanlar ortaya çıkar. Milliyetçiliği sadece “muhafaza”, hem de “olduğu gibi muhafaza” olarak algılayan, milliyetçiliğin gelişmeye, geliştirmeye, ilerlemeye yönelik bir  “ülkü” olduğunu unutan insanlar ortaya çıkar. 
Milliyetçilik bir kültür ve şuur meselesidir. Asgari seviyede bir kültür ve buna dayalı bir bilinç olmadan milliyetçilik olmaz. Ben “millî duygu” ile  “millî şuur” u ayırıyorum. Birincisi için kültür ve bilgi gerekmeyebilir. Milletin başarıları ve zaferleri insanları coşturur; acı günleri ve felaketleri ise üzer. Hatta milletin başına gelen büyük felaketleri defetmek için insanlar topyekün ayağa kalkar; bu millî duygudur. Millî şuur ise ancak bilgi ve kültürle mümkündür. Milletin tarihini, edebiyatını, milliyetçiliğin tarihini, olaylarını ve şahsiyetlerini bilmekle mümkündür. 
Millî şuura sahip aydınların çoğunlukta olduğu bir toplumda milliyetçiliğe düşman fikirlere sahip insanlar o toplumun önemli makamlarına gelemez. Hele iktidara hiç gelemez. Bir toplum, millî kültür ve şuurdan mahrum okumuşlarla dolu ise o toplumun başına her türlü felaket gelebilir. Milletin adını ortadan kaldırmak isteyenler, milletin bağımsızlık ve bütünlüğünü umursamayanlar, kendi milletlerinin yaşadığı acıları unutup milleti arkadan vuranların acılarını paylaşanlar, milleti mezheplere, tarikatlara, cemaatlere bölenler iktidara gelebilir. İktidara gelebilirler ve milleti yeni felaketlere sürükleyebilirler. Felaket, milleti ve bağımsızlığı yok etme derecesine gelince, ancak o dereceye gelince “millî duygu”  ayağa kalkar; bir sel olup etrafı yıkar ve milleti kurtarmaya çalışır. “Millî şuur” ise bütün bunlara meydan vermeden milletin sağlam bir şekilde yürümesini ve ilerlemesini sağlar. 
Milliyetçilik, kendi milletimiz söz konusu olunca özel adıyla Türkçülük, millî şuur ve kültüre dayalı bir fikir sistemidir. Her fikir sistemi gibi Türkçülüğün de tarihi vardır. Türkçülüğü ilk defa bir fikir sistemi olarak ortaya koyan Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” adlı eserine boşuna  “Türkçülüğün Tarihi” bölümüyle başlamamıştır. Korkarım ki bu eseri okumadığı hâlde kendilerine “milliyetçi”  diyenler de vardır. Hiç şüphesiz insanların kendilerini milliyetçiliğe nispet etmesi memnuniyet verici bir durumdur. Ancak “milliyetçilik” iddiasıyla birlikte bunun için gerekli bilgi ve kültüre sahip olmaya çalışmak şarttır. İşte 3 Mayıs ve onun kahramanları bu sebeple milliyetçiler tarafından öğrenilmeli ve bilinmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları