Türkiye’yi etkisi altına alan soğuk hava ve kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken DHA Genel Müdürü Celal Korkut, 1963 senesi kışında kara saplanan bir treni haber yapmak için çıktıkları yolda basın şehidi olan Hürriyet’in 3 gazetecisinin öyküsünü hatırlattı.
1963 senesinde Edirne-İstanbul seferini yapan tren Çatalca’da rayları kaplayan karlara saplanmış içindeki yüzlerce yolcu da mahsur kalmıştı. Hürriyet’in Adliye muhabiri Yüksel Kasapbaşı, “Hemen bir vasıta temin edin, biz gideriz” diyerek kararını verirken ona foto muhabiri arkadaşı Abidin Behpur ve Gazetenin şoförlerinden Yüksel Öztürk eşlik etmişti.
Görev aşkıyla yanıp tutuşan bu üç arkadaş haber kaynağına ulaşmaya çok az kala araçlarının kara saplanması sonrası 20 saat haber alınamayan üçlü, aracın içinde donarak hayata veda etmişti.
Korkut paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
Gazetecilik zor meslek…
Bunu masabaşında çalışan, oturduğu yerde haber yapan bilmez…
Sokakta haber peşinde koşturan, yağmur çamur, sıcak soğuk demeden sadece işini iyi yapmaya çalışan, muhabir, fotomuhabiri, kameramanlar bilir. Asıl kahramanlar onlardır.
1963’ün ocak ayının son günleri o meşhur “Balkanlar’dan gelen” karlı, soğuk havanın etkisindeydi. Sadece İstanbul değil bütün Anadolu soğuktan donuyordu. Hürriyet 26 Ocak’ta “Karakış Felaket Halini Alıyor” manşetini atmıştı. O gün Edirne-İstanbul seferini yapan tren Çatalca’da rayları kaplayan karlara saplanmış içindeki yüzlerce yolcu mahsur kalmıştı. Haber gazetelere ulaştığında hem heyecan hem de endişe başlamıştı. Böyle bir haberi takip etmenin heyecanı ve o devrin zor imkânlarıyla kar kıyamet altındaki olay yerine gidebilmenin endişesi bir aradaydı.
“VASITA VERİN HEMEN GİDELİM”
Hürriyet’in haber merkezinde de bu telaş vardı. Adliye muhabiri Yüksel Kasapbaşı, “Hemen bir vasıta temin edin, biz gideriz” diyerek kararını vermişti. 29 yaşındaki Yüksel, hukuk fakültesi mezunuydu. Adliye haberleri yapıyordu. Foto muhabiri arkadaşı Abidin Behpur (26) da hazırdı. Bir araç hazırlandı. Yedek benzin ve diğer lüzumlu eşyalar da araca yüklendi. Gazete dağıtan kamyonetlerden biriyle Cağaloğlu’ndan yola çıktılar. Gazetenin şoförlerinden Yüksel Öztürk kullanıyordu kamyoneti.
Çatalca’ya yaklaştıklarında kar gittikçe yoğunlaşıyordu. Nitekim yoldan biraz sapınca kara saplandılar. Araç bir daha hareket edemedi. O şartlarda ne cep telefonu ne de başka bir teknik imkânları yoktu. Arabada oturup oradan tesadüfen geçecek birilerinin onları kurtarmalarından başka şansları da yoktu. Olmadı. Kara saplanan bir treni haber yapmak için çıktıkları yolda, hedeflerine ulaşmalarına çok az kala kendi araçları kara saplanmıştı.
Ekipten hiç haber alamayan gazete merkezi alarma geçmişti. Son irtibatın üzerinden 20 saat geçmiş olmasına rağmen hiçbir ses yoktu. Acı haber Cumhuriyet muhabiri Hakkı Aykut’un gece yarısı geçtiği yıldırım telgraf ile geldi. 27 Ocak 1963 Pazar günü Hürriyet “Üç arkadaşımız donarak öldü” manşetiyle çıktı.
Mekanları cennet olsun