23 Nisan Egemenlik Bayramı
Yazıya oturmadan önce, şehre inip, Beyaz Saray önünde düzenlenen “sessiz çığlık” mitingini izledim. Yüzlerce Türk, ellerinde, kırmızı, beyaz ve Mustafa Kemal’in resmi olan bayraklarla, tutuklu subayların adlarını okudu Beyaz Saray önünde. Toplam rakam, İkinci Dünya savaşı sonrası, Nurenberg’te müttefiklerin yargıladığı Alman Nazi subaylarından,10 kat fazlaydı.
Sen istersen, Türkiye’de demokrasi var de, istersen hak ve hukuk de. İstersen Cumhurbaşkanı, ya da cihan padişahı ol. Bu listede ismi geçen, düşman değil, kendi askerin. Kendi askerini esir edenin mazereti ne olabilir? En azından Beyaz Saray önündeki turistler, durup dinlediler, neler olduğunu o güzel ülkemde.
Yarın, 23 Nisan. Mustafa Kemal’in gurur duyduğu, Türk ulusunun, çocuklarına ve geleceğine, sevgi ve özlem için hediye ettiği, Cumhuriyetin temel taşı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Hem de dünyada ilk. Adamdaki, ileri görüşe bir bakın. Bir de, şimdikilerin, ülkeyi mağara devrine sürüklemesine. Atatürk şimdikilerin tersine, ülke çocuklarına gelecek vermeye çalıştı. Almak değil.
Seyredin bakın, bu bayram sırasında ne komiklikler yaşayacağız. O gaz fişekleri ve kapsüllerle öldürülen çocuklar, belki yaşıtları, koltuklara oturtulup, onlara sahte sevgi ve masallar söylenecek. Başbakan ve Cumhurbaşkanı koltuğuna, herhalde bu kez, askerden yeni gelmiş yandaş, çocuk demeye bin şahit bıyıkları terlemiş çocuklar oturtulur. Uydurmuyorum, yapmadıkları bir şey değil. Tabii onlar da, başarılı cumhuriyetin temel taşlarını, nasıl yıktıklarını vurgulayacak. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kanlarıyla kurulan, Cumhuriyetin taşları, tek, tek sökülüp ülkeyi parçalayıp yıkmayı kutlayacaklar.
Buna karşılık, sizlerin tersine, Amerika’da yaşayan Türkler, Florida, Orlando, Teksas Houston, New York, California ve daha birçok Türklerin yaşadığı kentlerde, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayacak. Washington’daki Türkler de, kentin merkezine diktikleri, Atatürk anıtına, karanfiller bırakacak. Adı Atatürk Okulu olan Türk okullarının öğrencileri de, bu özel gün anısına, folklar gösterileri düzenleyip şenliklere katılacak. Eminim Avrupa’da sesini çıkarabilen Türkler bu tür kutlama yapacaktır.
Siyasete gelince. Erdoğan’ın yakın çevresinden, yeni Büyükelçi, Washington’a geldi. Ancak henüz Beyaz Saray’a gidip, itimatnamesini Obama’ya sunmadı. Ama baharı yaşayan kentte, AKP aleyhtarı gösteriler öncesinde, ailesi ile birlikte Beyaz Saray önünde keşfe çıktı. İtimatnameyi sunmanın zaman alacağı da söyleniyor. Daha önce de, Ankara’dan bazı Büyükelçilerin, 20- 30 gün sonra itimatname sunma günü aldıklarını hatırlarım. Aslında, belki de Washington’a atanan, en şansız Büyükelçi olacak yeni diplomat. Biyografisini okudum. Görev yaptığı yerler içinde tek büyük başkent, senesini bile doldurmadığı Tokyo.
Öte yandan, Erdoğan ve AKP’nin, son olaylar ve yayınlanan tapeler nedeniyle, yıpranan Amerika’daki imajını kurtarma çalışmaları, başladı. Erdoğan’ın danışmanlarından İbrahim Kalın’ın kurduğu SETA, Washington’da paneller düzenleyip imaj cilalama yarışında. Buna da maşallah “yetmez ama evetçi” , Kürtçü ve yandaş gazeteciler, Oral Çalışlar, Etyen Mahçupyan, Mustafa Karaalioğlu, Fuat Keyman, Ali Bayramoğlu ve Başbakan yardımcısı Beşir Atalay katılacak. Bence 29 Nisan’daki toplantı, AKP’nin ABD başkentinde, yeniden zemin kazanma çabası olarak değerlendiriliyor.
ABD başkentinde, seçim sonuçlarına rağmen, sular durulmuyor. Mesela, Amerikalıların, hiç umurunda değil Cumhurbaşkanının kim olacağı. Erdoğan’ın başkanlık planlarına buralardan destek yok. Hayretle seyrediyorlar. Aslında AKP’nin önderlik ettiği, baraj sistemini kaldırıp, dar bölge seçim sistemine geçmek istemesi iyi bir girişim. Ama işin aslı başkanlık sistemine adım. Bir kere, her şeyden önce Başkanlık sistemine geçerken, siyasi parti liderlerinin parti içindeki diktasına son vermek gerek. Ama bizde, bırak parti içindekine, dışarıdaki muhalefete bile tahammülü yok ağanın.
Burası dediğim gibi tuhaf bir tutum içinde. Sanki ben bu havayı, daha önceden de hatırlıyorum. Özal kendini yukarı Çankaya’ya çekip, partisi siyaset sahnesinden eriyerek silinirken de Washington’da aynı hava vardı. Belki bana öyle geliyor. Belki APO’nun salıverilmesi ile AKP kendisine buradan bir avantaj sağlayacak. Gördüğünüz gibi ülkenin geleceği için bir ışık yok.