2023 yılında Türkiye’de 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu

2023 yılında Türkiye’de 315 kadın öldürüldü, 248 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı rapora göre, 2023 yılında 315 kadın öldürüldü, 248 kadın ise şüpheli bir biçimde ölü bulundu.

Kadın Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu, 2023 yılını kapsayan kadın cinayetleri raporunu bugün İstanbul Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde açıkladı. Raporda, 2023 yılı boyunca toplam 315 kadının öldürüldüğü ve 248 kadının şüpheli bir şekilde ölü bulunduğu belirtildi. Platformun genel sekreteri Fidan Ataselim, öldürülen 315 kadının 155’inin evli olduğunu ve 162’nin çocukları olduğunu söyledi ve “Kadınlar en çok evlerinde ve en çok en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor” dedi.

KADINLAR BÜYÜK ORANDA EVLİ OLDUKLARI ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR

Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenen toplantıda, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, kadınların büyük oranda evli oldukları erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekti ve şunları söyledi: “Kadınları kim öldürdü? Şimdi genel bir yanlış yaklaşım vardır. Örneğin kadınlar öldürüldüğü zaman, kimi zaman manipüle etmek, kadınları suçlamak üzere şöyle söylerler ya, ‘Saat kaçmış, neredeymiş, kiminle birlikteymiş’ diye... Yani aslında şiddet hep uzakta, bir yabancı tarafından, tanımadığı biri tarafından gelen bir mesele gibi ele alınır. Bu gördüğümüz veride, aslında şiddetin öyle uzakta bir yabancıdan geldiğini görmüyoruz.”

2023 yılında öldürülen kadınların yüzde 40,63’ünün evli oldukları erkekler tarafından öldürüldüğünü belirten Ataselim, kadınların yüzde 13,65’inin ise birlikte oldukları erkekler tarafından öldürüldüğünü açıkladı.

ŞİDDET ÇOĞUNLUKLA BİR YABANCIDAN GELMİYOR

Fidan Ataselim, kadınlara yönelik cinayet ve şiddetin uzak bir yabancıdan değil aynı evin içinden geldiğini ifade etti ve “Onun dışında oğlu, akrabası, eskiden evli olduğu erkek, babası, kardeşi yani bunlar aslında büyük oranda kadınların en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğradığını ve cinayete kurban gittiklerini kadınların görüyoruz. Şiddet uzaktan gelmiyor. Kadın cinayetleri uzaklarda, hiç tanımadığımız insanlar tarafından gerçekleştirilen şeyler değil büyük oranda. Son yıllarda hiç tanımadığımız erkekler tarafından da oranları az olsa da öldürülüyor durumdayız.” İfadelerini kullandı.

ekran-goruntusu-2024-01-02-152130.png

FAİLLER NEDEN SİLAHA ÇOK KOLAY ERİŞEBİLİR DURUMDA?

Öldürülen kadınların yarısından fazlasının silahla öldürüldüğünü söyleyen ve bireysel silahlanmanın yaygınlaşmasına dikkat çeken Ataselim, “Büyük bir çoğunluğu silahla öldürülen kadınlar. Şimdi yarısından fazlası gibi bir oran varken neden hâlâ insanlar, katiller, potansiyel failler bu silahlara çok kolayca erişebiliyor durumda? İnternetten kolaylıkla sipariş ediyorlar ve kadınları öldürecekleri silahlar kargoyla adreslerine kadar teslim ediliyor burada. Şimdi göz göre göre gelen bir cinayet ve şiddet değil midir bu? Yarısından fazlası ateşli silahlarla öldürülürken kadınlar.” dedi. Fidan Ataselim, bireysel silahlanmanın yasaklanması gerektiğine de dikkat çekti.

KAZANILMIŞ HAKLAR TARTIŞMAYA AÇILIYOR

“Şimdi eğer bir çözümü konuşacaksak siyasi iktidar, Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı kadına yönelik şiddeti sonlandırmak istiyorsa eğer, bu konuda Cumhurbaşkanı samimiyse eğer önce bu haneleri, aileleri, evleri ve kadınların, erkeklerin birlikte ilişki kurduğu en sıcak noktaları ele almak, tartışmaya açmak gerekir.” diyen Ataselim, kadınların kazanımış haklarının tartışmaya açıklığını vurguladı.

Fidan Ataselim, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Orada kadınlar nasıl bir zulme uğruyor, ikinci sınıf vatandaş pozisyonuna koyuluyor ve erkekler, kadınları kolayca öldürebileceğini düşünüyor meselesinin üzerine kafa yormak gerekir fakat neyle karşılaşıyoruz? Özellikle son zamanlarda aile şuraları, aile sempozyumları gerçekleştirilerek ya da önümüzdeki, bu hafta içerisinde Adalet Bakanlığı’nın gerçekleştireceği Medeni Hukuk Çalıştayı’nı gündeme getirerek kadınların kazanılmış hakları yeniden tartışmaya açılıyor. Tartışılmaya ihtiyaç olan şey, bu düzeyde şiddetin gerçekleştiği şüpheli kadın ölümleriyle birlikte cinayetlerin gizlenmeye çalışıldığı bu hanelerin, evlerin tartışmaya açılması gerekiyor. O aileler, hangi aileler? Bu aileler içerisindeki kurulan ilişkiler nasıl cereyan ediyor? 162 kadının çocuğu varmış.”

ekran-goruntusu-2024-01-02-152637.png

ÇÖZÜM İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDE

Çöüzümün İstanbul Sözleşmesi’nde olduğunu vurgulayan Ataselim, “Sağlıklı aileler, sağlıklı kurulan ilişkiler amaçlanıyorsa eğer, önce kadın cinayetlerini durdurmak gerekir. Kadın cinayetlerini durdurmak için o karanlık kapıların ardındaki kadınların yaşadıkları şiddete, eşitsizliğe ışık tutmak, mercek tutmak gerekir.” dedi. Fidan Ataselim, “Kadınlar kapalı kapılar ardında öldürülürken neden aileyi yüceltip aile içi eşitsizliklerin üstünü örtüyorsunuz?” diye sordu ve yetkililere seslendi.

Fidan Ataselim, “Araştırmanız, tartışmanız, bakmanız gereken şey; kadınlar neden hâlâ o hanelerin, o ailelerin, o dört duvarın içerisinde en çok öldürülüyor gerçeğidir. Yüzde 65,7, yarısından fazlası evlerinde öldürülüyor. Şüpheli kadın ölümü verilerine baktığımızda 248 kadının şüpheli ölümü gerçekleşti. Şüpheli kadın ölümü gerçekleri içerisinde de en fazla kadınların ölü bulunduğu yerler, evleri.” dedi.

Fidan Ataselim, konuşmasının sonlarında da İstanbul Sözleşmesi’ni işaret ederek şunları söyledi:

“Çözüm nerede? Çözüm, İstanbul Sözleşmesi’nin 4 başlıkta anlattığı gibi kadınlar şiddete uğradığını ifade ettiğinde gerçekten korunuyor olmalarını sağlamakta fakat böyle oldu mu, maalesef olmadı.”