Türkiye Ekonomisi makro göstergelerinde; döviz borcu, enflasyon, cari açık ve döviz kurlarındaki yükselme gibi olumsuzluklara karşın alt göstergelerden turizm gelirlerinde olumlu gelişmeler yaşanıyor.
Kimi ekonomistlere göre – özellikler gelişmekte olan ülkelerde “cari açığın ilacı” olarak değerlendirilen turizm – 2022’nin ilk çeyreğinde umut veren ilerleme göstermiş bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’ne göre, dünyada 2022’nin ilk üç ayında 3 kat fazla seyahat yapıldı, uluslararası turizm bir önceki yıla göre yüzde 182 artış gösterdi ve ilk çeyrekte seyahat perakendesi iyi performans gösterdi. Avrupa 2021 yılı ilk çeyreğine göre 4 kat fazla ziyaretçi ağırladı ve uluslararası turizm gelirleri 602 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turistlerin yaptığı alışverişlerde ön plana çılan iki ülke ise Türkiye ve Yunanistan oldu.[1]
Türkiye’ye ilişkin dünyadan haberin öncesinde 11 Haziran günü Milliyet Gazetesi’nin Hanife Baş imzalı haber, iç turizmde benzer gelişmeyi kamuoyuna duyurmuştu:[2] Bir gayrimenkul ve yönetim firmasının turizmde 2022 yılı ilk çeyrek değerlendirmesinde, “Yılın ilk 4 ayında Türkiye’nin turizmden elde ettiği gelirlerin yüzde 26’sı turistlerin perakende harcamalarından oluşuyor.
Bu harcamalar 2019’la kıyaslandığında perakende sektöründe geliştirilen stratejilerinde etkisiyle yüzde 28 oranında kayda değer bir artış görüldü. Ayakkabı, hediyelik eşya gibi ürünler yüzde 28 paya sahip. Yeme içmenin payı ise yine 2019’a göre yüzde 16 artışla yüzde 21’e çıktı” denildi.
Ayrıca haberin bir bölümünde bu durum şöyle özetlendi:
“… AVM’lerde Türkçe konuşanı bulmak zor… alışverişlerde turist oranı yüzde 60’lara çıkıyor… her alanda alışveriş var, yeme içme de arttı…”
Aslında ayın ilk günlerinde Hürriyet Gazetesinde “CİRONUN YÜZDE 50’Sİ TURİSTTEN” başlıklı yazı daha öncesinde sektördeki bu gelişmeyi bir toplantı sırasında belirlemişti:[3] ‘Perakandeciler Yükselen Turist Sayısından Memnun’ manşetli yazarın kısaca sektörü tanımlayan yorumu şöyleydi:
“Bu yıl 21’incisi düzenlenen Perakende Günleri’nde enflasyonun perakende sektörüne etkileri ve canlanan turizmin avantajları ön plana çıktı. Bazı AVM’lerde ciroların yüzde 50’sinden fazlasının turistlerden geldiği belirten sektör temsilcileri, ‘Turizm çok canlı geçiyor. Ayrıca marka çeşitliliği sağlanarak, turizme hitap edecek markaların çoğalması da büyük önem taşıyor.’”
Tanıtım toplantısında Tescilli Markalar Derneği (TMD)’nden İzzet Stamati “Pandemi sonrası turistlerin Türkiye’ye ilgisinin ve kur avantajının değerlendirilmesi gerektiğine” ve Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz de “… iyi olan şey turizm de yeme içme sektöründe hareketliliğin devam ediyor olması…” vurgusunu yaptılar.
Turizmin yan sektör temsilcileri de daha sonra Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından belirlenen tesbitleri gözlemlemişlerdi. Meslek kuruluşları ise yakın ilgileri ile geleceğin daha iyi olmasına çalışıyorlar. Bunun anlamı, turizmin döviz gelirlerinin eskiye göre daha iyi olacağıdır.
Her ne kadar dünyada pandeminin son döneminde ek olarak Ukrayna-Rusya Savaşı ile kırılganlıklar sürmesi turizmi olumsuz etkiliyorsa da ülkemize yansıması bazı avantajları yanında getirmiş bulunuyor. Bunun en güzel örneği Rus oligarkların süper lüks yatlarının Türkiye’de limanlarda konuşlanması.[4]
Yine Hürriyet’ten Fatih Çekirge’nin haberine göre; Abramoviç’in iki dev yatı Batı’nın yaptırımları nedeniyle Türkiye’ye geldi. My Polaris adlı yatın değeri 500 milyon dolar ve diğeri Eclipse ise 1.2 milyar dolar değerinde.
Onlarca çalışanı olan söz konusu yatların günlük 10 bin Sterlin liman ve kumanya ödemeleri turizm geliri olarak ülkemizin kazancını oluşturuyor. Yapılan harcamalar turizm gelirleri beyanı zorunlu olmadığından ödemeler dengesinin net hata noksan kalemi içinde yer almaktadır. Döviz gelirlerimizi olumlu katkı yapacaklardır.
Turizm sektöründe bir başka olumlu gelişme de 2022 yılı başından itibaren kruvazyer turizmin yeniden ivme kazanmış olmasıdır. Dünyanın en fazla harcama yapan turistlerine hizmet veren bu turizm, pandemi ve bazı nedenlerle son iki yıl yok denecek kadar azdı. Ancak dünya turizm pazarına çok prestijli bir giriş yapan Galataport’un yardımıyla yılın tümünü kapsayan kruvazyer turizmi hergün biraz daha yoğunlaşıyor.
Üstelik İstanbul ve Kuşadası ile sınırlı olan programlarına yolcu alımı ve değişimine daha küçük limanlar ve Ege ilçeleri de katıldı. Bu konuda Bodrum Belediye Başkanı’nın 6 Mayıs tarihli Milliyette yer alan demeci yeteri açıklıkta.[5] Başkan Aras’ın açıklaması şöyle:
“… 2022 turizm sezonunuyla ilgili öngörülerimiz doğrultusunda önemli veriler elde ediyoruz. Mesela bu sene 200 kruvazyer gemisi gelecek Bodrum’a… Kruvazyerle gelen misafirlerimiz Bodrum Ekonomisi’ne önemli katkılar sunuyor. Kruvazyer turizmi gerek gelir seviyesi gerek harcama potansiyeli ve gerekse bıraktığı katma değeri ile yüksek düzeyde bir kitleyi oluşturuyor… Dünyadan uçak seferleriyle de misafirlerimiz Bodrum’un eşsiz güzelliklerini görmeye gelecek.”
Belirtilen meslek kuruluşlarının öngörüleri ve UNWTO’nun verileri Türkiye’nin yılın ilk aylarında turizm gelirlerini olağandan fazla sağladığını gösteriyor. Dikkat edilirse medyada yer alan haberler kitle turizmi ile ilgili olmayıp ‘alternatif turizm’ alanlarıdır.
Alternatif turizm ise turizm gelirlerinin en yüksek olduğu alt sektörlerdir. Yat turizmi, yat hizmetleri, kruvazyer turizmi, sağlık ve gastronomi bunların başlıcalarıdır. Örneğin, Türkiye kitle turizminden 2021 yılında 834 dolar kazanırken dünyada bu rakam 1500 dolardı. Tüm bu gelişmeler ve veriler yeni ve olağanüstü bir sorun oluşturmazsa 2022’nin turizmde ‘özel bir yıl’ olacağını ifade ediyor.
Ekonomimizin, makro dengesi bakımından, böylesi bir döviz kaynağına gereksinimi vardır. Çünkü ilk dört ayın (Nisan 2022) yıllıklandırılmış cari açığı 25.710 milyon ABD doları olmuştur. Geçen ayın dış ticaret açığı da yüksek olduğuna göre yılın bu anlamda iyi geçmesi beklenemez. O nedenle de ekonomimizin turizm döviz gelirlerine gereksinimi ortadadır.
Cari açığın turizm döviz gelirleriyle finanse edilmesi ise ekonominin sağlıklı ve güvenli işlemesi demektir. Yeterli döviz gelir ve tasarrufu (rezervi) olmayan Türk ekonomisi döviz bütçesi açığını uluslararası piyasalardan yürütmektedir. Ekonomik göstergelerde olumsuz koşullar var olduğunda borçlanma zorlanmakta ve maliyeti de artmaktadır.
Tüm bu nedenlerle turizm gerçekten de ekonomistlerin deyimi ile “cari açık ilacı”dır. Kamu ve özel sektörün döviz borcunun varlığı bir gerçektir. Kısacası borç servisinin iyi ve kolay yürütülmesinde turizm döviz gelirleri önemli bir rol üstlenmektedir.
Üstelik turizm gelirlerinin ve cari açığın finansmanı bir çok ilgili parametreyi de etkilemektedir. Kolay ve ucuz borçlanmanın olabilmesi CDS ve priminin düşüklüğü ile sağlanabiliyor. Credit Default Swap (CDS) aslında bir sigortalama işlemi ama primi ekonominin temel göstergelerine göre hesaplanıyor. Primin 300 puanın üstünde olması ekonominin zayıfladığını gösteriyor. Bir süredir 700 puanın üzerinde olan CDS primimize cari açık en olumsuz etkiyi yapan etmenlerdendir. O nedenle de turizm döviz gelirlerinin cari açık ilişkisi ve olumlu katkısı Türkiye ekonomisinin yaşamsal sorunlarından birisidir ve iyiye gidişi ile ülke ekonomisine katkıda bulunacaktır.
[1] Gamze ŞENER, Hürriyet, “Hem Tatil Hem Alışveriş” haberi, 14 haziran 2022
[2] Hanife BAŞ, Milliyet, “Aliverişte Turist Berekti”, 11 Haziran 2022
[3] Gamze Şener, Hürriyet, “Cironun Yüzde 50’si Turistten”. 2 Haziran 2022
[4] Fatih ÇEKİRGE, Hürriyet, “Milyar Dolarlık Kovalamaca Bodrum’da Kriz Yarattı”, 12 Haziran 2022
[5] Eren AKA, Milliyet, “200 Kruvazyer Gemisi Gelecek”, 6 Mayıs 2022