2020 hız kesmiyor! Dünyanın dört bir yanında kırmızı alarm: Felaketler domino etkisiyle ilerliyor

2020 hız kesmiyor! Dünyanın dört bir yanında kırmızı alarm: Felaketler domino etkisiyle ilerliyor

Arktik’teki buz tabakalarından Sibirya’ya, Amazon yağmur ormanlarından California yangınlarına kadar dünyanın dört bir noktasında küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle mücadele veriliyor. Uzmanlar, söz konusu alarm noktalarından birinde başarısız olunduğunda diğerlerinin de domino taşları gibi onu izlediğini açıkladı.

The Guardian’dan Michael Marshall’ın haverine göre dünya iklim değişikliği nedeniyle dünyanın dört bir yanında alarm veriyor. Uzmanlar ABD’nin California ayaletindeki orman yangınların, küresel ısınmanın etkileriyle daha da kötüleştiğini açıkladı.  

Temmuz ayında yayınlanan bir araştırmada ise, Kuzey Kutbu'nda muhtemelen dramatik değişikliklere yol açacak "ani bir iklim değişikliği olayının" meydana geldiği konusunda uyarı yapıldı. Öte yandan, 14 Eylül'de, Grönland'ın kuzeydoğusundaki devasa bir buz tabakasının, alttan gelen ılık sular tarafından yıpranarak parçalandığı bildirildi.

avustralya-kanguru-yangin-e1578298845654-1200x900.jpg

DÜNYANIN PEKÇOK NOKTASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE KARARSIZ HALDE BULUNUYOR

Bu gelişmeler, küresel ısınmanın zararlı etkilerinin artmakta olduğunu ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için acil önlem alınması gerektiğini gösteriyor. Bilim insanları, küresel iklimin şu anki durumundan, insanların başa çıkma deneyimi olmayan yepyeni bir evreye geçebileceğinden git gide daha fazla endişe duyuyor. Araştırmacılara göre, dünyanın birçok bölümü insan faaliyetleri, yüksek sıcaklıklar ve habitat yıkımı nedeniyle kararsız halde bulunuyor ve bunlardan birinde mücadelenin kaybedilmesi halinde, düşen domino taşları gibi diğerlerlerini de etkilemesi öngörülüyor.

KIRILMA NOKTALARI

Bilim insanları, yıllardır iklimin belli başlı kırılma noktaları olduğunusöylüyor. Bu durum, yavaş ve sabit olan ısınmanın,  tamamen orantısız bir şekilde değişebileceği anlamına geliyor. Uzmanlar söz konusu eşiklerden biri aşıldığında geri dönmenin yolu olmayacağını belirtiyor.

Grönland buz tabakası, kırılma noktalarından biri olarak görülüyor. Bölgedeki buzların hepsinin erimesi halinde,  küresel deniz seviyelerini yedi metre yükseltmeye yetecek kadar buz içeriyor. Tabakada bulunan kaçaklar ise buzların erimeye meyilli olduğunu gösteriyor. 14 Eylül tarihinde Kuzeydoğu Grönland'da 79N veya Nioghalvfjerdsfjorden olarak adlandırılan Kuzey Kutbu’nun kalan en büyük buz tabakasından büyük bir buz parçası kopmuş, bilim insanları kopan kısmın yaklaşık 110 km2'lik bir alanı kapladığını ve iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu açıklamıştı.

eriyen-buzullar.jpg

SADECE 1,6 DERECELİK ARTIŞ GÖRNLAND'IN TAMAMINI ERİTEBİLİR

Bununla birlikte, Grönland'ın devrilme noktasını geçmesine ve durdurulamaz bir şekilde erimeye başlamasına kaç derecelik bir ısı artışının neden olacağı henüz bilinmiyor. Ancak, yakın zamanda yapılan bir araştırmada, Grönland’ın tamamen erimesi için sadece 1,6 santigrat derecelik bir küresel artışın yeterli olacağı belirtildi. Dünya, endüstriyel faaliyetlerin başladığı 19. yüzyılın sonlarından beri hali hazırda 1,1C derece ısındı.

İngiltere’de yer alan Exeter Üniversitesi'ndenTimothy Lenton liderliğindeki araştırmacılar, iklimin ana "devrilme unsurlarını" katalogladı. Uzmanlar, Grönland buz tabakasının yanı sıra, Antarktika buz tabakasının da durdurulmaz bir çöküşe meyilli olduğunu ve  ölen Amazon yağmur ormanlarının da yerini otlaklara ve çayırlara buraktığını belirtti.

ANTARKTİKA'NIN YÜZDE 60'I RİSK ALTINDA

Columbia Üniversitesi’nden araştırmacılar, ayın başında Antarktika'daki buz tabakalarının yaklaşık yüzde 60'ının iklim değişikliği nedeniyle kırılma tehlikesi altında olduğunu açıkladı. Bilim insanları, Antarktika’daki buz sahanlığının okyanus akışını yavaşlattığını, ancak tabakaların çökmesiyle deniz seviyesinde yükselme olacağını ve kıyılarda bulunan pek çok yerleşim alanın sular altında kalabileceğini söyledi.

indir-1-017.jpg

AMAZON SÜREKLİ BÜYÜEN BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA

Güney Amerika'da yaklaşık beş buçuk milyon kilometrekarelik bir alanı kaplayan Amazon ormanlarında, 40 bin ağaç çeşidi, 2 bin kuş çeşidi ve memeli hayvan, 2 bin 200 balık çeşidi ile 128 bin 843 çeşit omurgasız hayvan türü bulunuyor. 

Bununla birlikte, dünyanın en zengin biyolojik yaşam alanlarından biri olan Amazon'daki canlılar, altın avcıları, anız yangınları ve ormanların tarım alanlarına dönüştürülmesi nedeniyle sürekli büyüyen bir tehditle karşı karşıya bulunuyor. 

50 YILA KALMADAN KOCA BİR ÇAYIRA DÖNEBİLİR

Brezilya hükümetinin uzay verilerine göre Ağustos ayının ilk 10 gününde 10 binden fazla yangın tespit edildi. Bu sayı yangınların geçen yıla göre yüzde 17 artığına işaret ediyor. Uzmanlar, yangınların bu şekilde artması halinde  Amazon ormanlarının 50 yıla kalmadan koca bir çayıra dönebileceğinden endişe ediyor.

images-036.jpg

HER AN YENİ BİR KIRILMA NOKTASI ORTAYA ÇIKABİLİR

Dünyanın kırılma noktasındaki kademelerini inceleyen araştırmacılar iki noktada birleşiyor. Birincisi, risklerin büyüklüğü karşısında politika yapıcıların ve karar merciilerinin heme harekete geçmesi önemli; çünkü hala domino taşlarının devrilmesinden kaçınmak mümkün.  İkincisi ise,  devrilme noktalarının tam olarak nerede olduğuna dair kesin bilgiyi beklenmemeli, çünkü bu tespit edilmesi zor bir durum ve her han her yerde yeni bir kırılma noktası ortaya çıkabilir. 

NE YAPILMALI?

İsveç’te Stockholm İklim Dayanıklığı Merkezi’nden Juan Rocha, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Sigara içmek kansere neden olur, ama bir doktorun kanser olmak için kaç tane sigara içmeniz gerektiğini tespit etmesi çok zor. Bazı insanlar, genetikten yaşadıkları ortamdaki hava kirliliği seviyesine kadar bir dizi faktöre bağlı olarak diğerlerinden daha hassastır. Ancak bu, sigara içmeye devam ederek ciğerlerinizle oynamanın iyi bir fikir olduğu anlamına gelmez. Aynı mantık iklim değişikliği için de geçerlidir. Yaşanacak felaketlerin etkileri gerçekten maliyetli ve telafi edilmesi zor olacak, bu nedenle küresel emisyon eşiklerini aşmamak için bireysel hükümet bazlı eylemler uygulamalıyız.”

KAYNAK: NTV