2013’te “umut” beklentileri
İnsanoğlu; istese de istemese de, bu gece yarısından sonra, yeni bir yıla giriyor. Yeni yılın, gezegenimize nelere mal olabileceği tahmin edilmekle beraber, kesin olarak bilinmiyor.
Ne var ki, 1929’lardaki global ekonomik krizin ardından gelişen süreci, bilip okuyup hatırlayanlar belki de acı acı baş sallıyor.
Kaldı ki; Suriye, Afganistan, İran, Irak, Bahreyn, Filistin, İsrail, Sudan ve Yemen’de ne yazık ki “tamtamlar” çalıyor.
Neredeyse, ABD’nin meşhur “Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi” ile barış yerine savaş gündeme getirilmek isteniyor.
Bu arada, medya dünyamız gerçekten de, hem baskılar altında yaşamaya çalışıyor, hem de büyük bir sınavdan geçiyor.
Uluslararası kuruluşlar, diğer özgürlüklerin yanı sıra basının Türkiye’de sıkışıp kaldığını açıklıyor.
Yeni bir yıla, böylesine bir atmosfer içinde girilmesi, beraberinde ister istemez “kara bulutları”da getiriyor.
Zaten; dünyayı dipten sarsan ekonomik krizin yaraları sarılırken ve yeni yeni bunalım sinyalleri verilirken 2013’ün beraberinde güç kullanma isterisini de getirmeye hazırlanması, endişe uyandırıyor.
Böylece, yeni yıla insanların sebep olduğu “yoksulluk” hatta “açlıkla” giren milyonlarca “talihsiz” varken, Batı hâlâ, geri bırakılmış hangi ülkeyi sömüreceğinin planlarını yapıyor.
Dünyaya “demokrasi”yi, “refah”ı ve “huzur”u getirmeye soyunanlar, ne yazık ki çoğu kez “istilacı” veya “sömürgeci” kimliğinden kurtulamıyor.
Dünyayı bu “paradoks” içinde bırakırken, Türkiye’nin pek açığa çıkmayan “yürekler acısı” durumuna kısaca göz atmak gerekiyor.
Her şeyden önce, “hormonlu büyüme”, büyültüldükçe büyültülüyor.
Fiyatlar, çoğu “beyaz eşya” ve “Çin mallarında” düşmüşse de temel gıda maddeleri, ev kiraları, akaryakıt, elektrik, su adeta “el yakıyor.”
“Alım gücü” , ekonominin gerçek yüzünü gösteriyor.
Yeni yılın girişinde böylesine “karamsar” olmak, aslında gerçekleri belirtmek anlamına geliyor.
Türkiye nereye koştuğunun “hengâme”sini yaşıyor.
“Cari açık kapatılabilecek mi?”
“Milli gelir 15 veya 20 bin dolara çıkabilecek mi?” gibi sorular ve sorunlar Türkiye’yi zorluyor.
Ekonominin yanı sıra “siyasi” bakımdan da, Türkiye’nin üzerinde “kara bulutlar” dolaşıyor.
Dışarıdan çeşit çeşit müdahalelerle, “hükümranlık haklarımız” ihlal ediliyor.
AB’de ilerlememiz durdurulmak isteniyor.
Fransa, Almanya, İsrail ve Yunanistan gibi ülkeler önümüzü “pervasızca” kesiyor.
Irak’ın kuzeyindeki oluşum, Türkiye’yi doğrudan doğruya “tehdit” ediyor,
PKK mevcudiyetini devam ettiriyor.
Bir bir sayıldığında, sütunları işgal edebilecek kadar “uygunsuzluk” peşimizi bırakmıyor.
Her şeye rağmen; 2013 için umut kapılarını ardına kadar açmak, başarı ve sağlık dolu yeni yılın, hayırlara vesile olmasını dilemek icap ediyor.