2012 dünya felaketleri

Evrende, canlı yaratıklar arasında en şanslısı ve en iyi donanıma sahip olanı insanlardır. Zeka, kabiliyet ve birikimiyle dünyada diğer canlılara göre, kendilerine daha konforlu bir düzen ve hayat sağlamışlardır. Dünya yaklaşık 4.5 milyar yaşında ve 1.5 milyar yıldır da canlı yaşamaktadır. Dünya artık yaşlı ve yorgundur, kötü kullanılmaktan da harap olmuş ve adeta dünyanın dengesi bozulmuştur. Bilindiği gibi dünyamızda iki türlü felakete şahit olmaktayız. Birincisi insanların neden oldukları ve yarattıkları felaketler, atom bombası, kimyasal ve biyolojik silahlar ile hava, su, toprak, gürültü ve fazla aydınlatmadan mütevellit ışık kirliliğidir. İkincisi ise doğanın kendi yarattığı felaketlerdir, deprem, tsunami, kasırga, hortum, sel, toprak kayması, çığ ve benzerleri gibi. Yerimizin darlığından dolayı bugünkü yazımızda sadece doğal afetleri ele alacağız. Geleneksel olarak her yıl birkaç yazımızı hassas olduğumuz doğa, çevre kirliliği ve hayvan hakları gibi konulara ayırmaktayız. Amacımız, bu konularda karınca kararınca Türk halkında bir hassasiyet oluşturmaktır. Günümüz uluslararası ilişkileri sadece politik ve ekonomik ilişkilerden ibaret değildir. Birçok insani ve toplumsal konular artık uluslararasılaşmıştır (daha fazla bilgi için “Uluslararası İnsani Sorunlar”, Kripto Yayınları, Haydar Çakmak). Bulaşıcı hastalıklar, Çin Gribi, AIDS, Deli Dana Hastalığı ve Kırım-Kongo gibi, uluslararası yolsuzluk, çok uluslu ve uluslararası şirketlerin dağıttıkları rüşvetler artık birer küresel sorun haline gelmiştir.
2001-2011 yılları arasında yani on yılda, 7563 doğal felaket meydana gelmiştir. Her yıl ortalama 124.423 kişi hayatını kaybetmiştir, bir başka ifadeyle on yılda 1.244.230 kişi hayatını kaybetmiş ve 1 trilyon 23 milyar dolar maddi hasara neden olmuştur. Dünyadaki doğal felaketlerin %66.5’i gökyüzü (atmosforik), %16.2’i jeolojik ve %17.5’i orman yangını ve çığ düşmesidir. Doğal felaketlerin en fazla ölüme ve maddi zarara yol açtığı yer %65 ile Asya kıtası, ikinci sırada %27.4 ile Amerika kıtası, %7.3 ile Avrupa kıtası ve geri kalan %0.3 de diğer kıtalarda cereyan etmektedir. Dünyada gelmiş geçmiş en büyük felaketi, 11 Mart 2011 tarihinde yaşadığı deprem ve depremin hemen peşinden meydana gelen tsunami olmuş, bu olayda 23.500 ölü ve 280 milyar dolar maddi hasara uğrayan Japonya büyük zarar görmüştür. 2012 yılı da 160 milyar dolar maddi hasar ile dünya felaket sıralamasında 2011’den sonra ikinci sıraya oturmuştur. Dünyanın iki yıl üst üste 2011 ve 2012’de rekor kırarak büyük felaketler yaşaması, uzmanların 2013 için kaygılanmalarına neden olmaktadır.
Doğal felaketlerin sayısal olarak artması ve eskiye nazaran daha fazla ölüm ve tahribat yapması herhalde tesadüf değildir. Günümüzün teknolojik imkanlarına rağmen bu felaketlerin önlenmesi veya tahribatlarının azaltılması mümkün olmamaktadır. Doğayı bu kadar öfkelendiren nedenlerin oluşmasında, insanoğlunun önemli payının olduğunu söylemek romantik bir davranış olmasa gerek. İşin ilginç tarafı, bu tür doğal felaketlerin önemli bir kısmının, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin ve Avustralya gibi kalkınmış, sanayileşmiş ve zengin ülke veya bölgelerde meydana gelmesidir. Bu tespit de ister istemez insanın aklına. dünyayı en fazla kirlettiği bilinen bu sanayi ülkeleri. kendi yarattıkları canavarın gazabına mı uğruyor sorusunu getirmektedir. Atmosferin, suyun ve toprağın kirlenmesi had safhadadır. Laboratuvar analizlerine gerek kalmadan çıplak gözle felaketlerin farkına artık varabiliyoruz. Yaşadığımız bu felaketler doğanın çığlıklarıdır. Kimisi bu çığlıkları duymuyor, kimisi anlamıyor kimisi de umursamıyor. Evrenin efendisi olan insanoğlu, tabiatın kurbanı olmadan doğal felaketleri artık fark etmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır. Bu tedbir ve katkılar sadece devlet tarafından değil, aynı zamanda kişi ve kurumlar da kendi imkanları dahilinde katkı yapmak zorundadır. Doğaya saygı insanlığa saygıdır ve insan olmanın en önemli erdemlerinden biridir.

Yazarın Diğer Yazıları