Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Rojin Kabaiş’in ölümüne boğulmanın neden olduğu açıklandı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş (19), 27 Eylül’de yurttaki akşam yemeğinden sonra dışarı çıktı. Arkadaşlarına Van Gölü sahilinde çakıl taşı toplamaya gideceğini söyleyen Rojin K., bir arkadaşını davet etse de olumsuz yanıt aldı.
O gece yurda dönmeyen Rojin Kabaiş’e ulaşamayan arkadaşları, ertesi gün polise kayıp ihbarında bulundu. Aynı gün sahilde Rojin K.’e ait cep telefonu, kulaklık, kek ve su şişesi bulundu.
Polis, jandarma, AFAD ve itfaiye ekipleri tarafından 18 gün boyunca sürdürülen arama çalışmalarında Rojin Kabaiş’in izine rastlanamadı.
Ancak, 14 Ekim’de Tuşba ilçesine bağlı Mollakasım Mahallesi’nde bir vatandaş, bahçe sulama sırasında Rojin Kabaiş’in cansız bedenini fark etti. Bulunduğu yer, üniversite sahiline yaklaşık 20 kilometre mesafedeydi.
İLK OTOPSİDE ÖLÜM NEDENİ BELİRLENEMEMİŞTİ
Sabah'tan Nazlı Timur'un haberine göre; ilk otopside ölüm nedeni belirlenemeyen Rojin Kabaiş’in bedeninden alınan numuneler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Burada yapılan detaylı incelemelerde, darp, cebir, zehirlenme, cinsel saldırı ya da travmaya dair herhangi bir bulguya rastlanmadı. Adli Tıp Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu, ölüm sebebinin kesin olarak boğulma olduğunu raporladı.
BABA KABAİŞ, ROJİN'İN CESEDİNDE ERKEĞE AİT DNA BULUNDUĞUNU İDDİA ETMİŞTİ
Rojin Kabaiş’in cenazesi, otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edildi. Genç öğrenci, memleketi Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde Yeniköy Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Baba Nizamettin Kabaiş kızının cansız bedeninde erkeğe ait DNA örneklerinin bulunduğunu öne sürmüştü.
Aramaların 13’üncü gününde kızının ait başörtünün bırakıldığını iddia eden baba., “13 gün sonra da arama devam ederken, başörtüsünü getirdiler gölün kenarına bıraktılar. Telefonla başörtüsünü arasında 150 metre mesafe vardı. O başörtü de gölün kenarında değildi. Gölden 4-5 metre falan uzaklıkta ve bir avuç kum üzerine bırakmışlardı. Onu da demek ki Rojin’i darbeden insanlar bırakmışlar. İzi kaybettirmek için sonradan oraya getirdiler. Polisler de ‘Karışma’ dedi. İzin vermedi fotoğraf çekeyim. Orada beklediler, olay yeri geldi. Tahlile götürdüler. 2 defa sonucunu istedik ama halen bize gelmedi. Israr ederek Bardakçı köyünü aradılar ama öbür köyleri aramadılar, evleri aramadılar. Benden yaşça küçüktü polis, bana ‘Amca biz bu köylerin hepsini aramışız’ dedi. Ben de onlara ‘Nasıl arama ettiniz?’ dedim. Arabayla köyün içini ve sokakları gezdiler ama evleri aramamışlar. Ben polislere ‘Hocam evlerin içini de aradınız mı?’ dedim. Bana, “Valla evlerin içini aramamışız. Bunu doğru söyleyelim. Ama kameraları incelemişiz’ dedi” diye konuştu.
ADLİ TIP KURUMU 2 ERKEĞE AİT DNA TESPİT ETMİŞTİ
Kızının cesedinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede 2 erkeğe ait DNA örneğinin bulunduğunu ifade eden baba, “47 kişinin DNA örneğini aldılar. 2 farklı erkeğe ait DNA var. Onları arayıp bulurlarsa, mesele çözülür. Bunlar hariç diğer deliller de var. Kendim gözümle gördüm. Ben içeri girmeden kızımın kazağını göbeğin üst kısmına kadar kaldırmışlardı. Karnında hiç su yoktu. Sırt tarafında darp izi vardı. İkisini gözümle gördüm. Biz darp izi olduğunu söylüyorduk onlar ise morluk diyordu. Ben kendi gözümle gördüm, morluk değildi. Her iki şeyi de gördüm, otopsiye daha alınmadan yüzü şişmişti. Her iki göz kapağında ve alnında siyahlık vardı ama yüzü şişmişti. O şişkinlikte bir ilaç kokusu geliyordu. Bir de boğazın altında bilezik gibi pamuk bırakmışlardı. Demek ki oraya da zarar vermişlerdi. Zaten otopsi raporunda yemek borusunu çatlak olarak yazmışlardı. Otopsiye başlanmadan önce bu 3-4 şeyi ben gördüm ama boğazı ben görmedim. Ceset torbasının zincirini de çekmişlerdi. Tamamını açmamışlardı. Ayaklarında da demek ki darp izi varmış, onu da ben görmedim. Sonra bana bir fotoğraf gönderdiler, ben o fotoğrafta gördüm” ifadelerini kullanmıştı.
ROJİN KABAİŞ KİMDİR?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül akşamı kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmedi. Ailesinin kayıp ihbarı üzerine başlatılan arama çalışmaları, 18 gün sonra Mollakasım sahilinde sona erdi. Cansız bedeni sahilde bulunan Rojin’in ölümü şüphe uyandırdı.