19. yılında Hocalı soykırımı: “Medeniyyet dediğin...”
Ermenistan, kardeş Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi, Hocalı’da soykırım suçu işlemesinin 19’uncu yılında düzenlenen toplantılarda şiddetle lanetlendi. Bunlardan biri de, tam bir milli şuur ve insani sorumluluk anlayışıyla Etimesgut Belediyesinde yapıldı. Toplantıyı “İki devlet, bir millet” olduğumuzu hatırlatarak açan Belediye Başkanı Enver Demirel, Ermeni mezalimini bütün dünyaya kararlılıkla anlatmak görevimiz olmalıdır dedi.
Azerbaycan’ın Türkiye Büyükelçisi Faik Bağırov ise meselenin özünü ortaya koydu. Bağırov; “ Ermenistan Türk soyunu temizleme politikasını 200 yıldır sürdürüyor. İlk şehitleri 1988 yılında Yukarı Karabağ’da verdik. Vahşetin doruk noktasını 1992’nin 25 Şubatının gecesinde Hocalı katliamıyla yaşadık. Kışın ortasında Ermeni silahlı kuvvetleri ve yardımcıları sivil halkı, ayrım gözetmeksizin genç, çocuk demeden hepsini kurşunladı” diyor.
Önce Büyükelçi’nin ifade edemediği bir gerçeği açıklayalım. Ermeni silahlı kuvvetlerinin “yardımcısı” denilenlerin, Rusya’nın 366’ıncı Motorize Alayı ile Ermenistan ve Rusya ile dayanışma içine giren İran olduğunu söyleyelim. Bu üçlü saldırgana karşı, 1992’de bağımsız devlet olmuş, ama ordusunu henüz kuramamış kardeş Azerbaycan vardır. Hem de tek başına. Cephede çarpışanlar fabrikaların ve kolhozların koruma görevlileridir.
Bu kahpe saldırıyla Hocalı soykırımı olmuş, 30 bin şehit verilmiş, 1993’de 58 bin nüfuslu Kelbecer’in de düşmesiyle 1 milyon insan kaçkın durumuna düşmüş, Azerbaycan topraklarının %20’si işgal edilmiştir. Çok sayıda abide, ibadethane, tarihi cami, kale, türbe, köprü ve müze yerle bir edilmiştir.
Bunun üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi aldığı 822 sayılı kararla, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmesini istemiştir. Ancak bu kararın uygulanması için kimse parmağını oynatmamıştır.
Daha sonra, bu sorunu çözmek üzere Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde, Minsk Grubu kurulmuştur. ABD, Fransa ve Rusya’nın eş başkan olduğu Minsk Grubu’nda Almanya, Finlandiya, Hollanda, İsveç, İtalya ve Portekiz yer almıştır. Yani; meclislerinde, ortada hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde, “Türkiye Ermenilere soykırım uyguladı” siyasi kararını alan ülkeler.
Minsk Grubu’nun bölgeye gönderilen bir heyetin başkanı İngiliz milletvekili, rapora; “soykırım gibi, dehşet verici ağır bir durumla karşılaştık. Konu teknik bir heyetle incelenmeli” diye yazdığı halde, dosyalar çok, ama uygulama sıfır.
Birinci Dünya Harbi, öncesi, sırası ve sonrası (1914-1920) döneminde de böyle olmadı mı? Esas soykırıma uğrayanlar Müslüman Türkler değil miydi? Emperyalistlerin “size Doğu Anadolu’da devlet kurduracağız” yalanıyla kışkırttığı, 850 yıllık ortak tarihe ihanet eden, devletimizi arkadan vuran isyancı Ermeni teröristler soykırım suçlusu olduğu halde, bugün “medeni dünya” masum ve mazlum Türk Milletini suçlamaktan utanmıyor.
O halde şimdi soralım:
-Azerbaycan Büyükelçisi; “Ermenistan Türk soyunu temizleme politikasını 200 yıldır sürdürüyor.” Bunu da “Dünyanın gözü önünde yapıyor” derken haksız mı? 19 yıldır bu dünya Hocalı soykırımının üstünü örtüp unutturmaya çalışmıyor mu?
-Büyük insan rahmetli Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızda; “Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar” derken haksız mı?
Bu açık gerçeklere rağmen hâlâ şüphesi olan iyi niyetliler varsa, tavsiyemiz şudur: Lütfen BM’nin 9 Aralık 1948 tarihli “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” nin 1 ve 2’nci maddelerini okuyunuz. Göreceksiniz ki, Hocalı soykırımı ve 1 milyon Azeri Türk’ünün zorla yurdundan çıkarılması faciasını tarif ediyor.
Bu gerçekleri, (Türk’e düşmanlık edenlere küfretmek için değil, çünkü bu bir çare olamaz.) unutmamak ve gerekli tedbirleri almak için dosdoğru bilmek zorundayız. O zaman, emin olmalıyız ki, kimse saçımızın bir teline bile dokunamaz.
Sonuç: Belediye’deki toplantıda Dünya Azerbaycanlılar Komitesi adına konuşan Sabir Rüstemhanlı; “Neden Türklerin tek devleti olmasın, neden büyük Türk Birliği kurulmasın? Türk halkı öksüz mü?” diye feryat ediyor. Bu devirde bu olur mu diyen “bilmişler” varsa, hemen söyleyelim. Olur. Ama sen inanırsan.
Beylikten Osmanlı Cihan Devleti, yoktan Yunanistan, İsrail... nasıl doğdu? Düşünmez misin?