16. yüzyıldan itibaren kökleri radikal dini reform hareketlerine dayanan bu topluluk, modern dünyanın sunduğu imkanları reddederek, geçmişten gelen gelenekleri bugüne taşımayı başardı.
Peki, kimdir bu Mennonite'ler ve neden günümüzde, gelişmiş teknolojiden uzak bir yaşam tercih ediyorlar? İşte tüm detaylar...
MENNONİTE'LERİN KÖKENLERİ VE TARİHSEL SÜREÇ
Mennonite'ler, 16. yüzyılın başlarına dayanan radikal bir Hristiyan reform hareketinin parçası. Bu hareketin temelleri, Avrupa'da Martin Luther ve Jean Calvin gibi figürlerin öncülüğünde gerçekleşen Protestan Reformu’na dayanmakla birlikte, Mennonite’ler, daha da radikal bir yaklaşımı benimsemişlerdi.
1525’te Zürih'teki vaftizci hareketten ayrılan grup, vaftiz işlemini yetişkinler için gerçekleştirme taraftarıydı ve devletle dini ilişkilerin kesilmesini savunuyordu. Bu düşünceleri benimseyen ilk topluluklardan biri olan Mennonite'ler, zamanla Almanya, Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerinde yayılmaya başladı.
SADE VE DİSİPLİNLİ BİR YAŞAM TARZI: MENNONİTE’LERİN MODERN DÜNYADAN KAÇIŞI
Bugün, Mennonite'ler, modern dünyanın karmaşasından uzak, tarıma dayalı, sade bir yaşam sürmekte. Elektrik, telefon, internet gibi modern teknolojilerin kullanımını sınırlayan bu topluluk, kendi çiftliklerinde tarım yaparak, çoğu zaman kendi kendilerine yetebilecek bir yaşam biçimi benimsemişti. Geleneksel giysiler, at arabaları ve el yapımı araç gereçler, Mennonite’lerin günlük yaşamının bir parçası.
Sosyolog ve dini çalışmalar uzmanı Dr. Mark Smith, "Mennonite'ler, toplumdan izole bir şekilde yaşamanın, manevi huzuru artırdığına inanırlar. Onlar için, materyalist bir yaşam tarzı, ruhsal anlamda daha fazla yıkıma yol açabilir. Bu yüzden eski gelenekleri sürdürmeyi tercih ederler" dedi.
Mennonite'ler, genel olarak eğitimde de geleneksel yöntemleri benimserler. Genellikle dini okullarda eğitim alırlar ve dünyanın hızlı gelişen bilimsel ve teknolojik ilerlemelerinden izole şekilde yaşarlar. Topluluk üyeleri arasında yazılı ve sözlü iletişimde de sadelik ön plandadır; fazla kelime kullanımı ve gereksiz lükslerden kaçınılır.
MENNONİTE'LERİN İNANÇ SİSTEMİ VE TOPLUMSAL YAPI
Mennonite topluluğu, oldukça sıkı bir inanç sistemine dayalı. Kendilerini Hristiyanlık içerisinde, "Anabaptist" olarak tanımlarlar. Anabaptist inanışının temelinde, çocuklukta vaftiz olan kişilerin yeniden vaftiz edilmesi gerektiği fikri var. Bu yüzden, Mennonite’ler sadece yetişkinken vaftiz olurlar.
Dini çalışmalar profesörü ve Mennonite araştırmaları uzmanı Prof. Dr. John H. Yoder, "Mennonite'ler, Hristiyan öğretilerine göre yaşamalarını sağlamaya çalışırken, bireysel özgürlük ve toplumsal dayanışma arasında bir denge kurmaya gayret ederler. Onlar için, bireysel inanç ve toplumsal sorumluluk arasında sürekli bir denge vardır" dedi.
Mennonite toplumu, çok katı bir şekilde cemaatçi bir yapıya sahip. Aile, toplumsal yaşamda önemli bir yer tutar ve en küçük birimden en büyük birime kadar toplumun her bireyi, bu ortak inançlar etrafında birleşir. Dini kutlamalar, geleneksel yemekler ve toplumsal etkinlikler, Mennonite kültürünün ayrılmaz parçalarından.
MENNONİTE’LERİN ZORLUKLARI VE DIŞ DÜNYAYLA İLİŞKİLERİ
Mennonite toplulukları, kendi yaşam tarzlarını sürdürmek için dış dünyadan sürekli bir izolasyon içinde olmak zorundadırlar. Ancak bu, modern dünyayla ilişkilerinin tamamen kesildiği anlamına gelmez. Bazı Mennonite grupları, tarım ürünleri ve el sanatları gibi işler aracılığıyla dış dünyayla ekonomik ilişkiler kurarken, diğerleri daha geleneksel ve izole bir yaşam tarzı benimser.
Kültürel antropolog Dr. Emily Johnson, "Mennonite’ler, dış dünyadan izole yaşamak isteseler de, ekonomik ihtiyaçlar ve diğer pragmatik gereksinimler, onları zaman zaman dış dünyayla etkileşimde bulunmaya zorlar. Ancak bu etkileşim, geleneksel yaşam tarzlarını tehdit etmeden, dikkatle ve kontrollü bir şekilde yapılır" şeklinde açıklama yaptı.
MENNONİTE’LERİN GELECEĞİ VE MODERN DÜNYAYA UYUMU
Mennonite topluluğu, zamanla modern dünyanın hızına ayak uydurmak zorunda kalsa da, geleneksel yaşamlarını sürdürme konusunda kararlıdırlar.
Son yıllarda bazı Mennonite gruplarının daha fazla eğitim ve teknolojiyi kabul etmeye başlaması, topluluğun geleceği hakkında bazı tartışmalara yol açmıştı. Ancak, büyük çoğunluk, hala eski gelenekleri yaşatarak, kendi iç dünyalarında huzurlu bir yaşam sürmekte.
Sosyolog Prof. Dr. Anna K. Schmidt, "Mennonite’ler, modernleşen dünyada hayatta kalmak için bazı değişiklikler yapmış olabilirler, ancak toplumlarının temel ilkeleri ve değerleri hâlâ aynı. Bu, onların kimliklerini ve toplumlarını güçlü kılmaktadır" dedi.