Sözcü gazetesinden Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre, FETÖ’cü polis Hüseyin Korkmaz, Zarrab davası olarak başlayıp, Halkbank eski Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla’nın tek tutuklu sanık olarak kaldığı davada ifade verdi. Korkmaz, Türkiye’de büyük tartışma yaratan soruyu da yanıtladı: 17 Aralık operasyonlarına ilişkin fezleke ve kanıtları ABD’ye kendisinin getirdiğini anlattı.
17 Aralık sonrasında Türkiye'de yaklaşık 17 ay hapis yattıktan sonra tahliye edilen, ancak pasaportuna el konulan Hüseyin Korkmaz, yurtdışına “kaçak yollardan çıktığını” söyledi.
Korkmaz, savcının sorduğu soruya, “Türkiye'den kara yoluyla kaçak olarak çıktım” dedi, ardından üç ülke değiştirdiğini, üçüncü ülkede “yasal bir boşluktan yararlanarak”, başka bir isim üzerine bir pasaport almayı başardığını ve bunun ardından da ABD kolluk güçleri ile temasa geçtiğini söyledi.
“17 ARALIK DOSYASINI ABD'YE BEN GETİRDİM”
Türkiye'den kaçarken bazı 17 Aralık delillerini de yanına aldığını belirten Korkmaz, ABD kolluk kuvvetleriyle temasa geçtiğinde elindeki soruşturma delillerini anlattığını belirtti. Eski polis, ABD'ye iner inmez havaalanında delilleri, ülkeye girmesini sağlayan Amerikalı kolluk yetkililere teslim ettiğini açıkladı. Korkmaz, 17 aralık dosyasındaki kanıtların bir kısmını dosyaya bakan savcıdan, bir kısmını ise dijital delillere bakan adli bilişim uzmanı bilirkişiden aldığını anlattı, bu delilleri şöyle sıraladı;
“Suç unsuru sesler, soruşma dosyasının adliyede tanmış hali, operasyonda yapılan aramalarda el konulan delillerin fotoğrafları, bazı bilirkişi raporlarının dijital ve taranmış halleri, ifadeler gibi delillerin dijital halleri.”
“SESLERİN HEPSİNİ ALAMAMIŞIM…”
17 Aralık operasyonunda yapılan dinlemelerin tümünü aldığını sandığını, ancak daha sonra “sadece bir CD'yi alabilmiş olduğunu fark ettiğini” söyleyen Korkmaz, “taranmış olan tüm belgeleri alabildim. Seslerin de tamamını aldığımı düşünüyordum. Ama daha sonra sadece 1 CD'yi alabilmiş olduğumu gördüm” dedi. Savcının, “seslerin yanı sıra, konuşmaların tapelerini de aldın mı” sorusuna ise Korkmaz, “tüm şüphelilerin transkriptlerini aldığımı düşündüm. Ancak bir şüphelinin transkriptinin taranmamış olduğunu fark ettim. Sesler 2 CD'deydi. İkisini de aldığımı düşünüyordum, ama 2'incisini almadığımı fark ettim” yanıtını verdi.
“YOK EDİLMESİNDEN DİYE ALDIM…”
New York Federal Bölge Savcılığı'nın “Türkiye'deki savcı neden delilleri almana izin verdi” sorusuna ise Hüseyin Korkmaz, “Savcı da, ben de delillerin yok edileceğine inanıyorduk. İnisiyatif aldım. Muhafaza etmek için yedekledim” yanıtını verdi.
FBI AJANI KORUMAYLA GEZİYOR
Korkmaz mahkemeye bir FBI ajanı eşliğinde geldi. Tanıklığının ilk gününün sonunda da yine duruşma salonundan aynı FBI ajanı eşliğinde ayrıldı. Bir avukat da, Hüseyin Korkmaz'ın tanık kürsüsündeki ifadesini avukatlara ayrılan izleyici sırasında izledi.
İFADELERİ BİRBİRİNİ TUTMUYOR
Korkmaz ifadesinde kendisini 17 Aralık 2013 operasyonunu yapan FETÖ'cü emniyet ekibinden “rütbeli bir polis” olarak tanıttı.
17 Aralık döneminde İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele bölümünde “komiser yardımcısı” olarak görev yaptığını, halen de ABD'de yaşandığını mahkemede beyan eden Hüseyin Korkmaz, kendisini 17 Aralık operasyonunu yürüten ekibin “şefi” olarak tanıttı, “koordinatör” olarak 17 Aralık günü tüm aramaları yapacak ekipleri kendisinin tek tek seçtiğini, ekip şeflerini yine tek tek kendisinin eğittiğini anlattı.
Operasyonun “koordinasyonunu” da kendisinin yaptığını söyleyen Korkmaz, TBMM'ye gönderilen fezlekeleri de, Savcı'ya gönderilen emniyet fezlekesinin ikisini de “bizzat kendisinin yazdığını” vurguladı.
Oysa Korkmaz, 17 Aralık sonrasında tutuklandığında 17 ay cezaevinde kalmış, verdiği ifadesinde “17-25 Aralık dosyalarında tek bir parafım yoktur. Ben neden 17 aydır tutukluyum?” İfadesini vererek serbest kalmıştı.
ESKİ KOMİSER YARDIMCISI, “MESLEKTE OLDUĞUM 3.5 YILDA 10-15 OPERASYON DÜZENLEDİM, TOPLAMDA 25-50 OPERASYONA BİZZAT KATILDIM” DEDİ
HAKİM BERMAN BİLE DAYANAMADI SORDU: “KAÇ YAŞINDASIN SEN?”
Polis Akademisi”nden 2010 yılında mezun olduğunu söyleyen Hüseyin Korkmaz, hapse girmeden önce “komiser yardımcısı” olarak görev yaptığı 3.5 sene boyunca, 17 aralık operasyonunun da olduğu 10 ila 15 operasyonu “bizzat yönettiğini”, 25 ila 50 operasyona ise bizzat katıldığını söyleyince, mahkeme Hakimi Richard Berman da dayanamadı ve sordu:
“Kaç yaşındasın sen?”
Korkmaz, 30 yaşında olduğunu söyledi.
AĞLADI, “İŞKENCEDEN KAÇTIM” DEDİ
İfadeleri birbirini tutmayan, 17 Aralık operasyonlarını “tek başına koordine etmiş” gibi gösteren 3.5 yıllık polis, eski komiser yardımcısı Hüseyin Korkmaz, tanık kürsüsüne kendinden çok emin bir edayla geldi.
Ancak konuştukça, ifadesindeki boşluklar ortaya çıkmaya başladı.
Kendisi de durumu anlamış olacak ki, 17 Aralık operasyonu konusunda verdiği bazı küçük detayları Hakim'den izin alarak “düzeltti”. Buna gerekçe olarak da, tıpkı “itirafçı” Reza Zarrab'ın kullandığı söylemin aynısını kullandı; Yaptığı her küçük düzeltmede, Hakim'e dönüp “yeminli ifade veriyorum. Yanlış olmasın” dedi.
Reza Zarrab da, ABD hükümetiyle yaptığı “itirafçılık anlaşmasının” gereği olarak, “sadece doğruları söyleyeceğini” taahhüt etmiş, mahkemede ifade verirken de sürekli “anlaşmanın geçerli kalması için doğruları söylemek zorundayım” demişti.
Hüseyin Korkmaz, ifade verdiği 7 gün boyunca soğukkanlılığını koruyan, duygusal tepki vermeyen Reza Zarrab'ın aksine, ifadesini duygusal tepkilerle “süsledi”.
Korkmaz, Türkiye'den kaçmasını anlatırken, jüriye yüzünü döndü, “çok sevdiğim ülkemden ayrılmak zorunda kaldım” diyerek, gözyaşlarına boğuldu.
Korkmaz'ın ifadesindeki dikkat çekici bir başka unsur ise, kendisinin 3.5 yıllık polislik hayatında, kendi ifadesine göre bizzat yönettiği 17 Aralık dahil 15-20 operasyonun “ne kadar düzgün, yasalara uygun” yürütüldüğünü anlatması, ancak daha sonraları -kendisinin artık polis olmadığı dönemde- sanıkların “işkence görmeye başladıklarını” öne sürmesi oldu.
GÜLEN'İN İADESİNİ ENGELLEMEK İÇİN YOL MU AÇIYOR
Hüseyin Korkmaz'ın Türkiye'de son dönemde gözaltında işkence yapıldığına ilişkin sözlerini “iade olasılığına” bağlaması da dikkat çekti.
Korkmaz, “Türkiye'den neden kaçtığı” sorusuna, “o dönem kamuoyu ve basında gözaltında bir şekilde suça karışmış insanlara yapılan işkenceler pervasızca yayınlanıyordu. Eğer iade olacaksam, ben resmi bir şekilde gönderilsem dahi, karşılaşacağım yüksek riskli, işkence diyebilirim, muamelenin farkındayım” dedi.
Korkmaz'ın bizzat mahkemede yaptığı bu açıklamalarla, sadece kendisinin değil, FETÖ Lideri Fethullah Gülen'in ya da ABD'deki diğer FETÖ firarilerinin de Türkiye'ye iadesinin önüne yeni bir yasal engel koymaya çalıştığı şeklinde yorumlandı.
ATİLLA'NIN AVUKATLARI DA SORGULAYACAK
Hüseyin Korkmaz'ın mahkemedeki Savcılık sorgusu bugün de devam edecek. Savcılık sorgusu bittikten sonra Korkmaz, Mehmet Hakan Atilla'nın avukatları tarafından da sorgulanacak.