17 Ağustos’un yıl dönümünde İstanbul’da deprem buluşması

17 Ağustos’un yıl dönümünde İstanbul’da deprem buluşması

6 Şubat'ta yaşamını yitirenlerin ailelerinin kurduğu Adalet Peşinde Aileleri ve Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, Büyük Marmara Depremi'nin yıldönümünde bir etkinlik gerçekleştirdi.

6 Şubat'ta yaşamını yitirenlerin ailelerinin kurduğu Adalet Peşinde Aileleri ve Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, Büyük Marmara Depremi'nin yıldönümünde Bakırköy'de "17 Ağustos'tan 6 Şubat'a kader değil cinayet" başlıklı etkinlikte buluştu.

Saygı duruşunun ardından Jeoloji Mühendisleri Odası üyesi ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Yıldırım Güngör söz alarak bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye'de gerçekleşen depremler ve bu depremlerden alınmayan derslere değinen Güngör, depremin değil mevcut tercih ve ihlallerin ölümlere yol açtığını ifade etti.

Güngör, kaderci bir anlayışla depremin yarattığı yıkımlara karşı mücadele edilemeyeceğini bilime inanarak ancak bu mücadelenin mümkün olduğunu vurguladı.

“Evleri yıkan deprem değil” diyen Güngör 17 Ağustos depreminden önce de yapılan uyarılara kulak asılmamasının yaşanan yıkımı ağırlaştırdığını dile getirdi. Jeolog Yıldırım Güngör'den sonra Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi üyesi ve Çevre Mühendisi Ömür Yaşayan söz aldı.

"DEPREM RİSKİ OLDUĞU İLAN EDİLEN YERLER ARSA DEĞERİNİN YÜKSEK OLDUĞU YERLERDEN SEÇİLİYOR"

Şehirlerdeki imar faaliyetlerinin insanı değil rant ve yağmayı esas aldığına değinen Yaşayan, buna dair ancak kamucu bir sistemle tedbir alınabileceğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı:

"Yüz binlerce boş konutun bulunduğu, en yüksek ve en düşük gelir grubu arasında 8,4 kat farkın olduğu İstanbul’da, bunun sebebini öngörmek zor değil. Belirli bir kurum ya da müteahhide özel her tür uygulamada, ücretlerinin büyük kısmını deprem güvenliği olmayan konutlarda konut kirasına ayırmak zorunda kalan emekçiler üzerinde baskı kurulduğu açık değil midir? Aynı nedenle, 1999 yılından beri deprem için toplanan özel tüketim vergileri binaların güçlendirilmesi ve dönüştürülmesi için kullanılmamaktadır.

Riskli alan olarak ilan edilen bölgeler, deprem riskinin değil, arsa değerinin yüksek olduğu yerler arasından seçilmektedir. Hastanelerin, polikliniklerin, okulların büyük çoğunluğu hâlâ güçlendirilmemiştir. Olası bir deprem anında toplanma alanı olarak belirlenmiş 470 alandan dahi geriye neredeyse bir şey kalmadığı yetmezmiş gibi tsunami tehdidi altındaki alanlar geçici barınma alanı olarak belirlenebilmiştir. Bu cürete rağmen, mevcut imar planına, yönetmeliğe uygun tasarlanmış, üretilmiş ve kamu gücü tarafından kontrol edilerek, denetlenmiş denilen mühendislik yapılarının sel karşısındaki çaresizliğine bakılırsa, deprem güvenliği konusunda kat edilen mesafenin yetersizliğini tahmin etmek zor değildir."

Etkinliğin devamında depremzede aileleri temsilen Avukat Eren Can verdikleri hukuk mücadelesini anlattı.

Can, 17 Ağustos depremindeki ölümlerin birçok sorumlusunun hiç yargılanmadan ya da çok az cezalara çarptırılarak kurtulduklarına dikkat çekti.

Eren Can Marmara Depremi’nin ardından tek bir kamu görevlisinin cezaevine girmediğini, en yüksek cezanın Yalova’da bir müteahhide verildiğini, onun da cezasının bir kısmını açık cezaevinde geçirdiğini anlattı.

6 Şubat depremlerinde büyük bir arama kurtarma sorunu yaşandığını da aktaran Can, yalnızca ruhsat verenlerin, binaları yapanların değil arama kurtarma faaliyetlerinin de gerektiği gibi yapılmamasına neden olanların da yargılanmaları gerektiğini ifade etti. Can sorumluların olası kastla insan öldürmeden yargılanmasını istediklerini vurguladı.

Adalet Peşinde Aileler adına yapılan konuşmada 6 Şubat depremi sonrası açılan davalarda halkın desteğinin önemine vurgu yapılarak tüm katılımcılara “Yanımızda olun” çağrısında bulunuldu.

6 Şubat depremlerinde Adıyaman’da Isias Oteli’nde yaşamını yitiren turist rehberlerinin aileleri de etkinliğe katıldı. Rehberler için Adalet platformu sözcüsü Burcu Yılmaz yaptığı konuşmada Turizm Bakanlığı’nın eğitim gezisine katılan rehberler konakladıkları otelin yıkılması sonucu yaşamını yitirirken bakanlıktan bir başsağlığı mesajı bile almadıklarını dile getirdi. Yılmaz kamu görevlilerinin de yargılanması ve sorumluların olası kastla insan öldürmekten ceza almaları için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getirdi.

Etkinlik, Avcılar Deprem Dayanışma Ağı temsilcinin konuşmasıyla noktalandı.