16 yıldır elleriniz armut mu topluyordu?
Çok özeniyorum. Çok canım çekiyor. Ben de kimi meslektaşlar gibi AKP'nin "seçim manifestosu(!)"nu şapkadan tavşan çıkarmış tonunda yazmak istiyorum...
Şunu da vaat ediyorlar, bunu da vaat ediyorlar diye sıralamak istiyorum...
Ama bir gülme geliyor...
Gülme dediysem acı acı...
***
PKK'lı teröristin gizli tanıklığıyla hapsedilen kahraman Türk subaylarını; özel kuvvetler komutanlarını, kuvvet komutanlarını, genelkurmay başkanını; Türk Ordusu'nun omurgasını hatırlıyorum...
"Terör örgütünün kasası" diye hapsedilip deri ve kemikten ibaret kalana kadar cezaevinde tutulan, tedavisine izin verilmeyen, ölüme tahliye edilen, değil bir örgütün, eşinin dostunun kasası olacak kadar dahi birikimi olmadığı cenazesinde ortaya çıkan o adamın vicdan azabı gibi bakışlarını hatırlıyorum...
Elinden "can"lanmak için sırada bekleyen yüzlerce, binlerce "hasta"sı varken, en verimli çağında hastanede tecrit edilen doktoru hatırlıyorum...
Mesleklerinin gereği olan yazıları, yorumları, eleştirileri, uyarıları, röportajları, notları "darbe faaliyeti" sayılan gazetecileri hatırlıyorum...
Cezaevinde ölenleri...
Cezaevinde ölümcül hastalıkların pençesine düşenleri hatırlıyorum...
Ve...
"Tek bir vatandaşımızın dahi adalet dairesinin dışında kalmaması için her türlü çabayı göstereceğiz" cümlesine karşılık "16 yıldır tek başına iktidardasınız o çabayı neden bugüne kadar göstermediniz ve binlerce insanı özgürlüğünden, mesleğinden, itibarından, ailesinden, canından ettiniz" sorusu dışında hiçbir şey yazamıyorum.
***
Trafoya giren kedileri, mezardakilere kullandırılan oyları, "makarna, nohut, pirinç, buzdolabı, çamaşır makinası, kömür, çekyat" gibi seçim rüşvetlerini hatırlıyorum...
THY'deki ambargoyu, TRT'deki ambargoyu, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Bakanlık akreditasyonlarında/davetlerindeki ambargoları hatırlıyorum...
"Tencere tava hep aynı hava"yı, "polisimiz destan yazdı"yı, "çatlasanız da patlasanız da"yı, miting meydanlarında yuhlatılan yaslı anaları, "hayır diyen darbecidir"i, "tek din"i, "cibilliyetsiz"i, "münafıklar çetesi"ni, "CHP tezek demektir"i, "MHP kandan beslenen vampir"i, "sözde İYİ parti"yi, "Eşek zer-dûz palan vursa yine eşektir"i hatırlıyorum...
"Her bir vatandaşımızın iradesi değerlidir, tercihi saygındır" diye "demokrasi" vaat etmelerine karşılık, "bugüne kadar neden saygı göstermediniz"den ötesini yazamıyorum.
***
"Kız mıdır, kadın mıdır bilmem"i "anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, anası ölsün"ü, "kadınlara evdeki işler yetmiyor mu"yu, "kadın çalışırsa fuhuşa hazırlık yapar"ı, "kahkaha atan kadın iffetsizdir"i, "kadının fıtratında köle olmak var"ı hatırlıyorum...
Çocuk gelinleri...
"Rızası var" rezilliğini...
"Kadına karşı her türlü cahiliye âdetini ayaklarımızın altına alacağız"a karşılık "Neden bugüne kadar almadınız"dan fazlasını yazamıyorum.
***
En ufak itirazlarında gözaltına alınan üniversitelileri hatırlıyorum; saçlarından sürüklenenleri, tekmelenenleri, kılığına-kıyafetine, yemesine-içmesine, kızlı-erkekli hayatlarına...
"Gençler, size emretmeyeceğiz. Dikte etmeyeceğiz. Sizi kalıplara sokmak için çalışmayacağız"a karşılık "neden bugüne kadar çalıştınız"dan başkasını yazamıyorum.
***
16 yıldır elleriniz armut mu topluyordu?
Siz söyleyin;
Nasıl inansın bu millet yaptıklarınızın yapacaklarınızın teminatı olmadığına!
***
Bıçağın üstüne mi düşmüşler!
Deniz Yarbay Ali Tatar, uğradığı "FETÖ kumpası"nı gururuna yediremeyip intihar ettiğinde "mermiye kafa attı" başlıkları atılmıştı bu ülkede...
Aynı vicdansızlık.
Aynı taşlaşmış kalp.
Aynı üslup.
Aynı kafa.
İYİ Parti'nin Bağcılar'daki standına dönük saldırıdan sonra da neredeyse "bıçağın üstüne düştüler" diyecekler.
Hoş çok daha kötüsünü diyebilip "mağduriyet yaratmak için kendi kendilerine saldırı planladıklarını" söylediler.
Şu köşede "ayıp" yazmaktan yıldım.
"Yazık" yazmaktan bıktım.
"Yuh" demeye ben ar ediyorum.
Millete karşı yüzünüz kızarmıyor onu çok tecrübe ettik de gece başınızı yastığa koyduğunuzda nasıl uyuyorsunuz?
Kâbusunuz olmuyor mu iftira attığınız, hakaret ettiğiniz, yarattığınız kin ve nefret ikliminde kanına girilen insanlar?
Saldırıda yaralanan İYİ Partililere geçmiş olsun diliyor, siyaset üretme, bizlere yeni, güzel, iyi, ümitvar şeyler söyleme yürek ve becerisinden yoksun olup da hedef göstermeyi, karalamayı, yalanı, çarpıtmayı, çatıştırmayı, başkalarının felaketlerine yaslanmayı ve bunun gibi daha birçok fenalığı "siyaset" diye yutturmaya çalışan herkesi/istisnasız herkesi kınıyorum!