Kayseri'de, 17 Aralık 2016'da, 15 askerin şehit olduğu 54 askerin de yaralandığı, PKK terör örgütü tarafından düzenlenen saldırıyla ilgili davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada 3 tanık ve 2 davacı dinlendi. Mahkeme heyeti, verdiği ara kararla tutuklu sanıklar Ümit Kepir ve Abdullah Akbıyık'ın tahliyelerine karar vererek, davayı erteledi.
4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşması, sanık ve davacı sayısının çok olması ve güvenlik nedeniyle Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda görüldü. Duruşmada, tutuklu sanıklar Ümit Kepir, Ekrem Uğur ve Mehmet Oluk hazır bulunurken, tutuklu sanık Kenan Çiçek ise Kırıkkale Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Tutuklu sanık Abdullah Akbıyık da Silivri Cezaevi'ndeki SEGBİS odalarının başka mahkemelerce kullanılması nedeniyle duruşmaya katılmadı. Tutuksuz yargılanan sanıklardan da duruşmaya katılan olmazken avukatları hazır bulundu.
Mahkeme salonunda, bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile şehitlerin yakınları ve gaziler de yer aldı.
"OĞLUM 81 MİLYONA BORCUNU ÖDEDİ"
Duruşmada ilk olarak, 17 Aralık 2016'da terör örgütü PKK tarafından düzenlenen saldırıda oğlu Mesut Yaşar'ı kaybeden Ayten Yaşar'ın ifadesi alındı. Adalete güveninin tam olduğunu belirten acılı anne Yaşar, "Oğlum Kayseri'de askerlik yapıyordu. Saldırıda şehit düştü. Mesut, 81 milyona borcunu ödedi. Bu şerefsizlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Adaletinize güveniyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Saldırıda şehit olan Abdülsamet Özen'in annesi Hayriye Özen de şikayetçi olduğunu belirterek, suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
"TUGAY ÖNÜNDE BEKLEYEN KİŞİ 'KARDEŞİMİ BEKLİYORUM' DEDİ"
Duruşmada tanık olarak dinlenen M.S.C. ise olay günü Zincidere'de olduğunu belirterek, "Sabah 8 gibi işe gidiyordum. İş yeri servisini beklemek üzere Zincidere yoluna çıktım. Askeriyenin orada 71 plakalı gri renkli bir aracın olduğunu gördüm. Çalışır vaziyette orada bekliyordu. Ardından aracın içinden uzun saçlı biri inerek yanıma geldi. Göz göze geldik. 'Buralı mısın?' diye sordum. 'Kardeşim asker onu bekliyorum. Kaçta çıkacaklar?' diye sordu. 'Burada beklemene gerek yok. Birazdan çıkarlar, hava soğuk. Nizamiyeden de alabilirsin oraya git. Sana izin verirler, kardeşini orada bekleyebilirsin' dedim. 'Yok' diye karşılık verdi. Ardından servisime binip işe gittim ve olayın haberini aldım" dedi.
Duruşma savcısı, eksikliklerin giderilmesini ve tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilmesini istedi. SEGBİS aracılığıyla ifade vermek istemeyen tutuklu sanık Kenan Çiçek ise "Oraya gelmek istiyorum. Sorulacak hiçbir soruya da cevap vermek istemiyorum. Aleyhime ya da lehime ne konuşuluyor bilmiyorum. Orada yüz yüze dinlemek istiyorum" dedi. Mağdur olduğunu öne süren Ümit Kepir ise "İyi niyetime kurban gittim. Doğuştan spastik engelli biriyim. Yardıma ihtiyacı olanı en iyi ben anlarım. Kenan Çiçek de saldırıda kendini patlatan Kasım Yıldırım Çakar'ı öğrenci diye tanıttı. Öğrenci olduğunu düşündüğüm için Kasım'ı evime aldım. Kenan, hayatımı bir çırpıda altüst etti. İyi niyetimi suistimal etti. Mağdurum. Tahliyemi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Duruşmanın devam ettiği sırada SEGBİS ile katılan sanık Kenan Çiçek ıslık çaldı. Bunun üzerine, mahkeme başkanı tercüman aracılığı ile sanığı uyardı. Kenan Çiçek ise sesinin salona gitmediğini düşündüğü için ıslık çaldığını öne sürdü.
Mahkeme heyeti, verdiği ara kararla, tutuklu sanıklar Abdullah Akbıyık ile Ümit Kepir'in tahliyelerine, diğer sanıkların ise mevcut hallerinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 27 Aralık'a erteledi.