14. Louis sendromu
- Tayyip Erdoğan gitsin demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir!..
Çıt yok; önce bir sessizlik, tutulma, kilitlenme, "şok" hali...
Sonra...
Sonrasını biliyorsunuz; sosyal medya tarihinin gelmiş geçmiş en yaratıcı "caps"leri, "Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır"dan, "Beni de bir ana doğurmadı mı? Türk anaları daha nice Mustafa Kemal'ler doğurur"a kadar "Ah Atam; kıymetini bilemedik" dövünmeleri...
Pek dillendirilmedi; oysa ki bu haleti ruhiyenin; kendini devletleştirme yahut devleti şahsileştirme halinin biricik tarihi emsali 14. Louis'di. "Algı"nın dışında "gerçeklik" olarak da böyle bir mekanizma kurmak mümkün olabilseydi; sahiden de karşılığı "devlet"ti!
Babası 13. Louis ölüp de tahta çıktığında 5 yaşındaydı ve "ölene kadar" tam 72 yıl Fransa'yı o yönetti.
"Monşerler" diye kompleks nöbetleri geçirmek yerine; diğer devletlerle ilişkilerini, "çağının en donanımlı diplomatları"na emanet etti.
Bir Bonaparte değildi tabii ama "askeri" yönü kuvvetliydi; savaş kazanmak için "bilek"ten çok daha fazlasına sahip olmak gerektiğinin bilincindeydi; "kumpas"la çökertilmesine göz yummak yerine ordusunu "mühendislik zeka" ve "stratejik akıl"la güçlendirdi.
Tepeden tırnağa gösterişti;
Sokağın sefaletiyle dalga geçer seviyede şaşalıydı sarayı...
Kimi "Apollon" gibi tasvir etti, kimi "Mars" şeklinde anıtlaştırdı; tanrılarla yarıştı! Az şey mi; nihayetinde o da koskoca "Güneş Kral"dı!
Giyimi-kuşamı, takması-takıştırması; safi israftı;
Ve lakin "tüketmekle" kalmadı; "üreten Fransa"yı yarattı. Kumaş, mobilya, porselen, silah; devrinin çok ilerisinde bir "sanayi" hamlesiydi imza attığı...
Fukuyama ne ki;
Bir devrin, o devrin filozoflarınca "tarihin sonu" ilan edilmesi 14. Louis'le başladı; daha ilerisi olamazdı;
"Yunan, Roma ve Rönesans devirlerinden sonra beşeriyete yol gösterecek son safha"ydı!
Gelin görün ki...
"Güç zehirlenmesi" neyse artık ona kapıldı;
İngiltere tahtını dizayn etmeye kalktı; "uluslararası ittifaka" tosladı...
İspanya tahtını dizayn etmeye kalktı; "uluslararası koalisyon"un bozgununa uğradı...
Dış politikadaki saldırganlığı içeride de güç kaybetmesine yol açtı; o dev ekonomi sarsıldı.
"Gitse ne olurdu", Fransa yıkılır mıydı bilebilmemiz mümkün değil ama en azından öldüğü gün olanı biliyoruz;
Kimse ağlamadı!