Son dönemlerde, yeniden yükseltilmeye çalışılan şeriat söylemlerine karşı İlahiyatçılardan ortak bir açıklama yapıldı.
İlahiyatçı Cemil Kılıç, Prof. Dr. Şahin Filiz, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Prof. Dr. İsrafil Balcı, Dr. Hatice Doğan, İlahiyatçı Hakkı Yılmaz, Dr. Hıdır Temel, İlahiyatçı İdris Şahin, İlahiyatçı Yaşar Koçer, İlahiyatçı Fikret Eroğlu, İlahiyatçı Halis Dinçer, İlahiyatçı Emine Yücel, İlahiyatçı Mehmet Göl ve ilahiyatçı Mustafa Sağer'in imzasını taşıyan bildirgede; İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak esaslarında şeriattan kesinlikle ayrıldığı belirtildi.
Şeriat sözcüğünün terminolojik olarak dilimizdeki hukuk sözcüğünün bir karşılığı olduğuna dikkat çeken bildirgede, “Gerek dinsel inanışları referans alan gerekse laik ve seküler dünya görüşüne dayanan yasalar Arap dilinde şeriat sözcüğü ile ifade edilir. Bu nedenle şeriatı din ve İslam’la özdeş bir kavram olarak yansıtmaya çalışmak gerçeğe aykırıdır.” ifadeleri kullanıldı ve “İslam şeriatı denilen kavram İslam’ın kendisi demek değildir. “ denildi.
Söz konusu bildirgede, "Hangi şeriat ekolü söz konusu olursa olsun içerdiği kurallar açısından hiçbirinin günümüz toplumsal yaşamına ve insan gereksinimlerine, temel hak ve özgürlüklerine dahası çağdaş hukuksal sorunlara yanıt verebilecek bir yapıda olmadığı açıktır.” ifadeleri kaydedilirken insanlığın ve Müslümanların geçirdiği hukuki evrimi dikkate almayan şeriat taleplerine itibar etmenin mümkün olmadığı iletildi.
14 İlahiyatçı, imzaladıkları bildirgede, "İlahiyatçılar olarak bizler, bütün halkımızı, aziz dinimiz İslam’ı yaşarken aynı zamanda büyük Atatürk’ün ve şehitlerimizin emaneti olan; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletimize sahip çıkmaya davet ediyoruz" açıklamasında bulundu ve laikliğe dikkat çekti.
İlahiyatçılar, "Unutulmamalıdır ki, laiklik dinin doğru ve özgürce yaşanabilmesi için de yaşamsal önem taşımaktadır. Devletin dini ancak adalettir anlayışıyla her türlü dinsel ve mezhepsel ayrıma karşı ulusal birlik ve bütünlüğümüzü korumalı ve güçlendirmeliyiz" çağrısında bulundu.