İzmir Karaburun'a bağlı Bozköy Mahallesi'nde bulunan ve ilçenin simge yapıları arasında yer alan 130 yıllık tarihi cami için Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü ekipleri tarafından yıkım kararı alınması yöre halkının tepkisini çekti. Karaburun Belediye Başkanı CHP'li İlkay Girgin Erdoğan da tarihi Bozköy camisinin güçlendirilerek korunmasını istediklerini söyledi.
İzmir'de 30 Ekim'de meydana gelen 6.9'luk depremde 130 yıldır ibadete açık olan tarihi caminin ön bahçeye bakan dış duvarında çatlak meydana gelmişti. Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, ibadete kapatılan caminin tarihi özelliğinin korunarak güçlendirilmesini istediklerini belirterek, bu yöndeki görüşlerini Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ilettiklerini söyledi.
TARİHİ YAPILAR ARASINDA YER ALIYOR
Köyün meydanında bulunan ve 1891 yılında ibadete açılan caminin, kırma çatısı, kabartma şekilli taş süslemeleri ve motifleriyle Karaburun’un tarihi yapıları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, “Yunan işgalinde yaşanan acılara ve mübadele dönemine tanıklık eden camimizin yıkılmasını istemiyoruz” dedi.
BELEDİYE EKİPLERİ DE İNCELEDİ
Osmanlı mimarisinin en özgün örneklerinden biri olan caminin ön duvarında oluşan çatlakların onarılabilecek düzeyde olduğuna dikkat çeken İlkay Girgin Erdoğan, şöyle devam etti:
“Karaburun Belediyesi Meclis Üyelerimiz Murat Gül, Raife Karabatak ve Bozköy Muhratımız Tamer Baba ile birlikte köyümüzü ziyaret ederek, görüşlerimizi hemşehrilerimizle paylaştık. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekiplerinin yaptıkları incelemede, camiye ağır hasarlı raporu verilerek ibadete kapatıldı ve yıkım kararı alındı. Ancak Belediyemizin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü çalışanlarının camimizde yaptıkları inceleme sonucunda; tarihi camimizin güçlendirilerek korunacağını düşünüyouz. Bu yöndeki görüşümüzü ilgili kurumlara iletmiş bulunuyoruz. Caminin güçlendirilmesi için her türlü desteği vermeye hazırız. Böylece çok fazla tarihi eser barındırmayan ilçemizin simgelerinden birisini kurtarabiliriz.”
TARTIŞMA YARATAN İLAN
Öte yandan, dillerin ve dinlerin kesiştiği şehir Mardin'in Artuklu İlçesinde bulunan, Süryani Kilisesi olarak da bilinen 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Mor Yuhanna Kilisesi internet üzerinden satışa çıkarıldı. Kilisenin içinde 3 din adamına ait mezar, dışarıya açılan iki ayrı tünel de bulunuyor.
KİLİSE UZUN YILLAR MARANGOZ ATÖLYESİ OLARAK KULLANILMIŞ
Bugün ibadet yapılmayan kilise uzun süre boyunca marangoz atölyesi olarak kullanılmış. Kilisenin içinde atölyeden kalan eşyalar duruyor. Tahribata uğrayan kilisede haç armaları ve işlemeler belirgin şekilde duruyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma alanı olduğu tescillenen 1700 yıllık kilise binasının, emlak ve otomobil satışı yapılan bir internet sitesi üzerinden, 7 milyon 250 bin TL'ye satılığa çıkarıldı. Kilisenin satış ilanda, "Mülk şahsa ait özel bir mülktür" bilgisi verildi. Kilisenin İbrahim Aycun'dan oğlu Murat Aycun'a miras kaldığı belirtildi. Aycun, kiliseyi, beş yıl önce ve geçen yıl ekim ayında da aynı fiyattan satışa çıkarmıştı.
"KİLİSE İBADETHANE DIŞINDA BİR ŞEY OLURSA BERBAT OLUR"
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakus Ergün, ANKA Haber Ajansı’nın sorusu üzerine "Mardin dinlerin, kültürlerin şehridir. UNESCO'ya aday bir şehirdir. Yarın herkes bir tapu çıkarsa, Mardin'e diller, dinler şehri demenin bir anlamı kalmıyor" sözleriyle sitem etti. Kuryakus Ergün, kilisenin tapusunun bulunduğu Aycun'un zararının devlet tarafından karşılanıp kilisenin Süryanilere bırakılmasını isteyen Ergün, "Süryani cemaatinin yapı için istenen bedeli vermesi mümkün değil" dedi.
Süryani Cemaati Yönetim Kurulu Başkanı İliye Kırılmaz da "Uydurma bir tapu alınmış. Devletin insafına bırakıyorum. Çok üzgünüm" dedi.
"İKTİDAR KORUMUYOR, SEYİRCİ KALIYOR"
Kilise daha önce satışa çıkarıldığında araştırılması için çaba gösteren HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, şunları söyledi:
"Ülkelerin bütün inançlara eşit mesafede yaklaşması, ibadet yapılan yerlerinin ve tarihi eserlerin nereden, hangi inançtan geldiğine bakmadan koruması lazım. Türkiye'de iktidar, tam tersine araştırmayıp incelemeyip mevcut duruma sessiz sedasız seyirci kalıyor" diyerek iktidarı eleştirdi. İpekyüz, "Bu olaya herkesin karşı çıkması lazım. Kilise nasıl özel mülkiyete dönüştü? Kendi inançları dışındaki diğer inançların yerleri satın alınabilir, özel mülkiyete dönüştürülebilir ve herkes seyirci kalabilir..."
"GAYRİMÜSLİMLERİN ESERLERİ ÜZERİNDEN KAÇAKÇILIK VAR"
İpekyüz, "Zamanında insanlar bu toprakları terk etmek zorunda kadılar, kalan ibadet yerlerine de birileri el koydu. Burada mevcut durumu kötüye kullanım söz konusu. Devletin mülk sahipleriyle konuşması, kilisenin ibadete dönüştürülmesi gerekli. Kültür Bakanlığı'nın devreye girip satış ilanını kaldırtması ve yasal düzenlemeler yapılması lazım" sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu.
"Türkiye'de tarihi eser kaçakçılığı sorunu var. Bu tarihi eser kaçakçılığı, Müslüman olmayanların eserleri üzerinden gerçekleşen bir tarza dönüşmüş" diyen İpekyüz, "Birçok yerde kilise satışlarını, inanç yerlerinin harabeye dönüşmesini, başka amaçla kullanıldığını görüyoruz" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Kaynak: ANKA