10 yıl önce de böyleydi bunlar!
Dedi ki muhalefet;
- Suriye''de işler karışıyor.. Milyonlarca göçmen kapımızda.. Önlem alın.. Yoksa Türkiye bir göçmen akınına uğrayacak..
Dedi ki Tayyip Erdoğan;
- Bu işleri sizden öğrenecek değiliz.. Türkiye olarak bütün önlemleri alıyoruz.. Öyle 1 milyon-1.5 milyon göçmen falan diyorlar, yalan..
**
Dedi ki muhalefet;
- Büyük gruplar halinde ülkemize giriyorlar.. Ne yapıyorsunuz? Bu işin hem ekonomik, hem de sosyal maliyeti çok yüksek.. Önlem alın..
Dedi ki Tayyip Erdoğan;
- Siz bize akıl vermeyin.. Esad katilinden kaçan insanlar elbette kendilerine bir yer arayacak.. Ancak bizim kırmızı çizgimiz 100 bin rakamıdır..
**
Sonuç?
Türkiye''de kimilerine göre 4.5, kimilerine göre 5 milyon Suriyeli göçmen var.. Yani Tayyip Erdoğan ve iktidarının ''Kırmızı çizgisinin" 45 ya da 50 katı..
Peki sonra ne oldu?
Bu kadar milyon Suriyeli Türkiye''nin dört bir yanına dağılıp, yeni bir hayat kurunca, "100 bin kişi kırmızı çizgimiz" diyen Tayyip Erdoğan dedi ki;
- Bu bir ''Ensar-Muhacir'' ilişkisidir.. Türkiye ölümden kaçan insanlara kucak açacak kadar büyük bir ülkedir..
Yani, 100 binlik kırmızı çizgi pembeleşti pembeleşti, oldu mu sana 5 milyon..
**
PEKİ YA BUGÜN?
Bu kez de uyarıyor muhalefet..
Diyor ki;
- Afganistan karıştı.. İran transit geçiş sağlıyor.. Sınırlarımıza dikkat edin..
Yine diyor ki Tayyip Erdoğan;
- Çıkmışlar, ''1.5 milyon Afgan Türkiye''de'' falan diyorlar.. Yalan.. Türkiye''deki Afgan göçmen sayısı 300 bin..
Döndük mü başa.. Cümle aynı cümle..
Tekerrür mü dersiniz, dejavu mu bilmem..
Ama 10 yıl sonra aynı sahne, aynı laflar tekrarlanıyor..
Muhalefet yine uyarıyor, iktidar yine yalanlıyor..
Hem de ne yalanlama..
Bu defa ''Kırmızı çizgi'' 100 bin de değil, 300 binden açıldı..
**
Taliban karşısında kılını kıpırdatamayan Afgan Ordusu''nun 300 bin kişilik bir ordu olmasından hareketle, ülkemize bir ordunun giriş yaptığını söylemek yanlış olmaz..
100 bin ile başlayan bir macerasının 5 milyonla bittiğini düşünürsek, 300 binle başlayan bir maceranın sonunu ölçüp biçmemiz mümkün değil..
Hele de arada İran gibi kurnaz bir ülke varsa..
**
Afganistan''daki kaosun büyüyeceği kesin.. Tam bir bataklığa dönüşüyor.. Bu durumda kaçış hızlanacak, bu kesin..
Peki Türkiye''yi yönetenler ne yapıyor?
Gerçekleri yalanlamaya devam ediyor..
Her zamanki gibi devekuşu misali, kafa kuma gömüldüğünde, mesele kalmıyor..
**
GELDİNİZ Mİ MERAL AKŞENER''İN SÖZÜNE?
Gelin bir hatırlatmayla bitirelim..
Afganistan Kabil Havaalanı''na asker gönderme kararından itibaren itiraz edenlerden biri de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener''di..
Sürekli uyardı.. Son olarak, 16 Ağustos''ta, yani 11 gün önce dedi ki;
- Çıkmış hâlâ, "Türk askeri Afganistan''da kalmalı." diyorlar. Kardeşim; Afganistan kaldı mı da askerimiz kalsın? ABD''ye şirinlik peşinde abuk sabuk konuşmayı bırakın, askerimizi derhal o bataklıktan çekin!
Vay sen misin bunu diyen..
İktidar çevreleri saldırdı.. İktidarın ortağı partinin Genel Başkan yardımcısı meseleyi kendi seviyesine indirerek attı tuttu..
"Türkiye''nin menfaatleri, askerimizin orada kalmasını gerektiriyor" dediler..
"İP müdiresi yine saçmaladı" dediler..
"Sen bu işlerden ne anlarsın" dediler..
Dediler de dediler..
Sonuç?
Erdoğan konuşuyordu, ortağı atıp tutuyordu, saray bürokrasisi sallayıp duruyordu, ama gerçekle ilgili açıklamayı Milli Savunma Bakanlığı yaptı..
Dedi ki;
-Çeşitli temaslar, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek TSK unsurlarının Afganistan''dan tahliyesine başlanmıştır.
**
Neymiş; Afganistan''dan askerimizi çekiyormuşuz..
E ne oldu şimdi?
"Bu işten anlamayanların sözüne geldiniz mi?"
"İP müdiresi seviyesizliği, dilinize ve yüzünüze sıvandı mı?"
"Seçilmişlere atarlanan atanmışların dilleri hala yerinde mi?"
**
"Askerimizi o bataklıktan çekin" sözüne ''iş bilmezlik'' diyen akıl, "O bataklıktan çekildik" derken hiç mi utanmaz bilmem..
Dün Meral Akşener''e dünyanın lafını sayıp, bugün dediğini yaparken de ondan daha çok sahiplenen yüzsüzlük mahçup olur mu bilmem..
Bildiğim şu;
Türkiye''nin artık acil "Akl-ı Selim"e ihtiyacı var..
Aklın yolu bir..
Ama;
İktidarda "Selim" biri yok ki, çıkıp da "Aklını" kullansın..
Bütün mesele bu..
KUTLU OLSUN !
Bin yıla yaklaşan öykümüzün özeti belli;
1071''de Alparslan''la "Döndük" denilen Anadolu''yu, 1922''de "Gitmiyoruz" diyerek ilelebet vatan ilan eden bir destan..
"Çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz." Yapacak bir şey yok..
Sultan Alparslan''ın Malazgirt''te giydiği kefen de,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ün Afyon''da çektiği kılıç da, tarihimizin dönüm noktaları..
Saygı duymak yetmiyor..
Minnetle anmak da yetmiyor..
Mesele;
Kefenle-kılıçla kazanılan bir yurttaki muazzam millet öyküsünü, ve bizi bir arada tutan "Horasan Harcı"nı sulandırmamak..
Kahramanlarımızın ruhları şad, yerleri Uçmağ olsun..
GÜNÜN SÖZÜ:
Vefa, dünkü gün gibi geçip gitti. Hz. Ali