1 gol nelere kâdirmiş
Futbolun nankör bir oyun olduğu oldum olası söylenir. Gerçekten doğru bir söz...
Yaşamını sadece “kazanmak” üzerine kuran insanlar bu sözü sürekli güncelliyor.
Geçmiş hemen unutuluyor, sadece ve sadece geleceğe bakılıyor.
Oysa, kaybetmek ve kazanmak futbolun vazgeçilmez gerçekleri.
Gelişmiş ülkelerde olaya hep bu gözle bakılır.
Maça gitmek bir keyif işi. Kimi çocuğunu kucağına alır gider, kimi eşiyle, kimi sevgilisiyle futbolu hayat biçimine dönüştürür. Maç oynanır biter, tartışması da sahada kalır. Bazen aynı trenle, bazen aynı otobüsle herkes evinin yolunu tutar.
Kazanan ile kaybeden aynı yolda yürür. Zaman zaman tartışmalar da yaşanır ama asla kin ve nefret tohumları atılmaz.
Sözü fazla uzatmama gerek yok. Buraya kadar neyi anlatmaya çalıştığımı herkes anlamıştır.
Konuyu getirmek istediğim noktaya geleyim. Gündemden bir örnek ile yazıyı bağlayayım. Yılda 3.5 milyon Euro kazanan bir santrfor düşünün. Değim yerindeyse bir yıl yan gelip yattı. Buca’da bir gol attı ve taraftarın gönlünü kaptı.
Oldu mu şimdi! O Güiza değil miydi, Fenerbahçe taraftarına saç baş yolduran. O Güiza değil miydi, geçen sezonun son maçında
akıl almaz goller kaçırarak şampiyonluğun Bursaspor’a geçmesine neden olan. Düşünüyorum, düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum.
Biraz da siz düşünün. 21 gol atan Alex. 15 gollü Niang ve 10 gollü Semih bir anda taca çıktılar.
Güiza ise baştacı oldu. Ne kadar kolay değil mi?
+++
Ağlamak istiyorum
Kendimi bildim bileli İlker Yasin’i tanıyorum. Mesleğime başlamadan önce TRT’de spiker olarak görev yapıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Halit Kıvanç’tan sonraki nesilden geliyor.
’Ve goooollll ile ağlamak istiyorum’İlker Yasin ile günümüzde hala anılıyor. Kısıcası O bir fenomendi. Döneminin en iyilerinden birisi olan İlker Yasin, TV dünyasına bir çok yeni isim kazandırdı. Çalıştığı kurumda yetenekli genç spikerler var.
Artık duayen olarak görmek istediğim İlker Yasin hala maç anlatmaya çalışıyor.
En son ’El Clasico’da Rıdvan Dilmen ile birlikte ekrandaydı.
Dinlerken üzüldüm. Dilmen’in mükemmel tesbitlerine karşın Yasin zayıf kaldı. Öyle ki, Mascherano ve Xavi gibi dünyanın tanıdığı isimleri yanlış telafuz etti.
Gençlere yol açmak isteyen bir usta, geçmişine saygı göstermeli.
Günümüzde spikerlik donanım ister. Artık yapamıyorsun İlker ağabey. Bence sen eğitmen olarak kal. İnan daha çok saygı görürsün.
Bilmem anlatabildim mi?
+++
Zafer hasar ister
Galatasaray Başkanı Adnan Polat son günlerde bir hayli moralsiz.
Mali kongrede yaşanan deprem büyük hasar verdi.
Verdi vermesine de artçılar hala devam ediyor.
Her gün yeni bir sıkıntı çıkıyor ortaya.
Bir taraftan başkan adaylarının çalışmaları devam ederken bir taraftan da mahkemeler devam ediyor.
Kafalar karışmış durumda. Takım yerlerde sürünüyor. Futbolcular geleceğini bilmiyor. Yeni sezon takımı kimin çalıştıracağı belirsiz.
Bütün bu gelişmelerin ardından Polat, “Kulüp kaosta, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Olan Galatasaray’a oluyor. Elimiz, kolumuz bağlı” açıklamasını yaptı.
Sevgili başkanım elinizi-kolunuzu siz bağladınız. Yılların tecrübesiyle bu günlere geleceğinizi bilmeniz gerekirdi. Zamanında seçim kararı almalıydınız. Camianızın çağrısına cevap vermediniz. Bir inat uğruna kulübü kaosa siz soktunuz.
Unutmayalım, zafer hasar ister...
+++
Ne dediklerini anlayamamak!..
Şampiyonluk yarışının son haftaları ilginç diyaloglara neden oluyor.
Fenerbahçe ile Trabzonspor’un amansız kapışmasında hakem hataları gündemi sürekli değiştiriyor.
Zirvenin koltuğuna her hafta bir takım
oturuyor.
Bu durum en çok medyanın işine geliyor. Deymeyin yayıncı kuruluşun keyfine.
İyi tamam da yorumculara ne diyelim.
Sahadaki hakemin 3 saniyede verdiği kararı saatler sonrasında tartışıyoruz ve işin içinden çıkamıyoruz. Herkes ayrı telden çalıyor.
Biri “penaltı” diyor. Diğeri “alakası yok” yorumunu yapıyor.
Peki sokaktaki insan ne yapsın... Onlar açık ve net olarak bir takımın sevdalısı ve taraftarı.
Siz bu kadar yıllık deneyiminize rağmen doğru noktada buluşamazsanız, onlar hiç buluşmazlar.
Bir babanın iki oğlu varmış. Biri sürekli yalan söylüyormuş, diğeri ise bazen yalan, bazen doğru konuşuyormuş.
Sormuşlar babaya; “hangisini daha çok seviyorsun?” diye.
“Sürekli yalan söyleyeni” cevabını vermiş.
Şaşkınlıkla “neden” demişler.
İşte babanın cevabı: Çünkü yalan söyleyenin ne dediğini biliyorum. Ama diğerinde karar veremiyorum...
İşte yorumcuların durumu da böyle...
Ne dediklerini bir türlü anlayamıyorum...
+++
Bunları biliyor muydunuz
Süper Lig’de en çok şampiyonluk sevinci yaşayan futbolcuların, Galatasaray’da Suat Kaya (8) ve Hakan Şükür (8) olduğunu biliyor muydunuz?
+++
GÜNÜN ESPRİSİ
Güiza demiş ki; Gol krallığında ben de varım...