Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşe yazısında İnstagram''da Afgan kaçakçılığı başlıklı bir yazı kaleme aldı. Saymaz yazısında kaçakçıların Afganlıları Türkiye''ye götürmek için kendilerini tercih etmesi için Instagram üzerinden reklam savaşına girdiklerini kaleme aldı.
Saymaz''ın yazısının bir bölümü şöyle "İnstagram''da paylaşılan fotoğrafta, ince uzun bir kafilenin kah bir kayalıktan kah yeşil bir ovadan yürüdükleri görülüyor. Yolcuların sırtı dönük. İçlerinde kadınlar ve çocuklar var. Bu, insan kaçakçılarının reklam için paylaştığı, Afganistan''dan Van''a doğru uzanan göçmen kafilesi.
Mohajerat.aasan adlı Instagram hesabında Afganistan''dan Türkiye ve Yunanistan''a kaçak geçiş vaat ediliyor. Afgan aileler ve bekarlara uygun güzergah seçenekleri sunuluyor. Sahte ikamet belgesi tedarik edileceği vurgulanıyor. 28 Nisan tarihli videoda, Türkiye''ye geçirilen kafilenin yemek yediği görülüyor. Devlet yetkililerimize kolaylık olsun diye bu kaçakçının telefon numarasını veriyorum! Buyurun: 00447498893644
VAN GÖLÜ''NDE KAÇAKÇILIK VİDEOSU
Jamalkhan5460 adlı hesapta İran-Türkiye sınırındaki dikenli telleri birbirine tutunarak aşan erkekler, kadınlar ve çocuklardan oluşan kafilenin videosu var. 14 Haziran tarihli videoda, “Türkiye''ye pasaportsuz göç etmek isteyenler WhatsApp''tan iletişime geçebilir” diye yazıyor.
12 Nisan tarihli videoda ise Türkiye''ye otobüsle seyahat eden göçmenler görülüyor. Mutlu göçmenler kameraya el sallıyor. Jamal Khan, çektiği videoda takipçilerine sesleniyor. Belli ki ‘başarısı'' ile övünüyor. Sonuçta acımasız bir rekabet var. 23 Şubat tarihli videoda ise Van Gölü''nü balıkçı teknesiyle geçenler gösteriliyor. Jamal Khan''ın telefon numarası: 00989035808816
TAHRAN''DAN TÜRKİYE''YE HER GÜN
Afghanuio9662 adlı hesapta 14 Temmuz''da Türkiye''ye yola çıkanların videosu var. Altında “Amir abinin Türk toprağındaki yolcuları. Tahran''dan Türkiye''ye her gün kaçakçılık hareketleri” diye yazıyor.
3 Mayıs tarihli videoda, Van Gölü botla geçiliyor. Kaçakçılar ‘güvenilir'' olduklarını kanıtlamak için “İran''dan Türkiye''ye gidecek Afgan arkadaşlar varacağı yere ulaştıktan sonra ödeme yapacak” diye yazıyor. Numarası: 09303934438
Kafileyi Türkiye''ye ulaştırmakla ile övünen kaçakçı, bir evin salonunda halka halinde oturan göçmenlerin fotoğrafını paylaşarak, “Türkiye''de yurtlarda kalan Kaka Muhammad''ın yolcuları” şeklinde not düşüyor. Anlaşılan o ki kaçakçılık güzergahında ‘dinlenme tesisi'' kurmuşlar.
Aslından ayırt edilemeyen ikamet, yol ve izin belgelerinin hazırlanacağı belirtiliyor. Kaçakçılar rahatlıkla tanıtımlarını yapıyor. Bağıra çağıra müşteri topluyor. Sahte evrakları korkmadan paylaşıyor.
EVRAKTA SAHTECİLİK
Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu''nun geçen yıl hazırladığı raporda Instagram''ın kaçakçılık şebekelerince kullanıldığı doğrulanmıştı.
Raporda şöyle deniliyor: “Bu hesaplarda, verdikleri hizmetin içeriğinden yolculuk ve barınma şartlarına kadar ayrıntılı bilgiler verildiği, ihtiyaç duyulması halinde hangi tür belgelerin gerçeğe yakın şekilde hazırlanabileceğine ilişkin açıklamaların olduğu tespit edilmiştir. İl Göç idarelerince düzenlenen ikamet belgesi ve yol izin belgelerinin neredeyse gerçeğine yakın şekilde hazırlanabileceğine ilişkin reklamlara ve açıklamalara yer verilmektedir.”
ÖRGÜTLÜ SUÇ SAYILSIN
Raporda belirtildiği üzere insan kaçakçılığı “endüstriyel, organize ve örgütlü şekilde” yapılıyor. Etkin mücadele için suçun örgüt halinde işlendiği dikkate alınmalı.
ŞEBEKE DESTEK VERİYOR
Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği''nin kurucularından Doç. Dr. Didem Danış Şenyüz, “Her sene yaz aylarında yaşanan mevsimsel artış dışında olağanüstü bir durum yok” diyor.
Ancak Danış, insan kaçakçılarının ağlarının geliştiğini söylüyor.
Şöyle diyor, Danış: “Eskiye kıyasla daha profesyonelce, kolluk kuvvetlerinden bazı kişilerin şebekelere destek olduğu bir ağ var. Bazı Afganların kolluk kuvvetlerince İran''a doğru geri itildiğine dair haberler olsa da, genel olarak müdahale edilmiyor. İran''a geri gönderilenler bazen iki saat, bazen iki gün sonra tekrar sınırı geçmeyi deniyor. Bu müdahale etmemenin ardında kapasite eksiği mi var, yoksa siyasi tercih mi?”
Bu soru yanıt bekliyor."
