Vedat Bayram yazdı: Türk Futbolu için önemli bir adım

Vedat Bayram yazdı: Türk Futbolu için önemli bir adım

Bugün yazımıza bir hikâye ile başlayalım. Agop''un iki evi ve Hak ile Huk adlı iki de eşi var. Haftanın bazı günlerini Hak''ın bazı günlerini de Huk''un evinde ikametle geçiren Agop, komşu mahallelerdeki bu iki evde hayatını bu düzende sürdürüyor. Bir akşam karanlığı iş çıkışında evine gitmekte olan Agop mahalledeki kanalizasyon çukuruna düşer. Tabii uzun süre düştüğü çukurdan çıkamayınca da endişelenip hayıflanarak; "Ey Allah''ım şu düştüğümüz hale bak... Şimdi Hak der, Agop Huk da, Huk zanneder Agop Hak''ta. Bilmezler ki Agop boylu boyunca b..ta diye" mırıldanır.

Maalesef gazetede spor yazıyorsanız, hele hele bir ömür kulüpte birlikte olduğunuz insanlar ve arkadaşlarınızla ilgili tespitler yapıp ifadeler kullanmak mecburiyetinde kalıyorsanız, durumunuz Agop''tan "çok da farklı" olmuyor. Gün geliyor Beşiktaş ve Galatasaray''da yaşananlar, gün geliyor başta futbol olmak üzere tüm federasyonlardaki olumsuzluklar bu yazdıklarınızdan nasibini alıyor. Hatta mesela sorunlar yaşayan yüksek divan üyesi olduğum Fenerbahçe''de; "Camiada ara verilen diyaloğu yeniden tesis etmek" üzere sayın başkanın da iştirak ettiği ve iyi olsun diye organize ettiğiniz bir yemek dahi merak mevzusu olup, "tezvirat" konusu yapılıyor. "Nedir? Niçin, ne maksatla yapılmış? Köşe yazısını niye böyle yazmış? Ayıp etmiş, etmemiş" diye düşünülüp kurgular yapılıyor.

***

Dedik ya, aynen yukarıdaki Agop örneğinde olduğu gibi... Sadece kuru ve temelsiz bir "zan". Ve hatta "suizan". Kulüplere ve camialara da hiç bir faydası yok. Oysa bu işin bir de değişik perspektifi var. Nasıl mı? Bakış açısını değiştirmeyi becerebilmek gibi mesela. "Suizan"da bulunmak yerine "yeni çıkarımlarda bulunmak" ve faydalı olmak gibi mesela. Hatta ders alıp tecrübelerden faydalanmaya çalışmak ve muhatabı bulunduğunuz Türk futboluna "müdahil olmak gibi" faraza. İşi ehline veriniz tavsiyesine uyup iyi gitmeyen Türk futbolundaki sorunları ortadan kaldırmak için omurgalı davranmak gibi mesela. Tecrübeleri neticelerle sabit, "müsaitlerse tabii" Faruk Süren veya Aziz Yıldırım beyler ya da benzerlerini Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak tavsiye etmek gibi mesela. Ne dersiniz? Fena mı olur? Böyle davranılması futbolda bir hayra vesile olmaz mı sizce? Türk futbolunu batıran bugünkü federasyon yapısından daha mı kötü olur mesela?

İlgili Haberler