Milliyet''ten Gonca Kocabaş''ın haberine göre, Beşiktaş''ta bir gazetede çalıştıktan sonra emekli olan Emre Yılmazer, 2015 yılında Çanakkale, Gökçebayır köyü, Geyikli-Bozcaada yolu üzerinde arazini satın aldı. Ama arazi alırken dikkat edilecek husasları da sıraladı.
Yılmazer, "Beşiktaş''ta bir kafede arkadaşlarla her sohbette konu İstanbul dışında bir yaşama gelirdi. ''Kaçalım buralardan, Ege’de bir köye yerleşelim. Domates yetiştirir, geçinir gideriz'' diyorduk. Ben buna köy romantizmi diyorum. Ertesi gün herkes işinde gücünde bir daha ki buluşmaya kadar konusu açılmaz bile. Ama o iş öyle değil, bir romantizm yok. Hayal kırıklığı yaşarsınız. Yani güllük gülistanlık değil, onu demek istiyorum. Evet köyde yaşamak çok güzel bana kalırsa. Şehirleri bırakmak biraz zor geliyor insanlara" dedi.
"ZEYTİNLİK ALMAYIN"
Emre Yılmazer "Ben de bıraktığımda bir tedirginlik yaşadım. Ama beni kararlı kılan bu yaşantıyı çok istemem. 2016 yılında gazete ilavelerinden birinde bir ailenin, üçgen bir ev yaptıklarını anlattıkları röportajı okudum. Bu köye 22 sene evvel gelmiştim, aklımda kalmış. Ben bahçemi seçerken tamamen güzel ve ağaçlı cıvıl cıvıl olmasından dolayı seçtim. Teknik olumsuzluklarının farkında bile değildim. Yerel emlakçılar da bu konuda çok fazla bilgi vermiyorlar. Çok derin bir konu. Aldığınız yer tarla olmalı. Zeytinlik olmamalı, zeytinlikte yasal hiçbir yapıya izin verilmiyor. Tarla niteliği ve cephesinde kadastral yol olmalı" diye konuştu.
"5 DÖNÜM ALMALISINIZ"
"Ve en az beş dönüm olmalı" diyen Emre Yılmazer "Çünkü yasa böyle diyor. Alacağınız yeri, bağlı olduğu ilçe tapu-kadastrosuna gidip bizzat kendiniz kontrol edin ve oradan bilgi alın, acele etmeyin! Yerel arsa satıcılarına pek güvenmeyin. Ve ben bunların hiçbirini bilmiyordum" dedi.
Yılmazer "Şimdi bana da çılgınca geliyor. Dönüp baktığımda ben bunu nasıl yaptım diyorum. İstanbul’da bir sene bu ev için hazırlandım. Okuduğum röportajdan sonra ben de yapabilirim dedim ve Kadıköy’den aldığım maket malzemeleriyle ilk önce maketini ölçeklendirerek yaptım. Öncesinde binlerce sayfa A çerçeve (A-frame) evleri inceledim internette. Bu evin en büyük özelliği çatısını yaptığınızda evin iki duvarını da bitirmiş oluyorsunuz. O zaman sadece ön cephe ve arka cephe kalıyor. Ayrıca statik olarak çok sağlam bir yapı. İskandinav tipi 60 derecelik çatı eğimli evlerin en büyük özelliği de kar tutmaması. Bahçeme geldiğimde iki metre boyunda otla kaplı olduğunu gördüm ve temizlenmesi gerekiyordu. Ben kimseyi (emlakçı dışında) tanımıyordum" diye konuştu.
"EV YAPMAYA BAŞLAMAK ZAMAN ALIYOR"
"Ben amatör dağcıyım" diyen Yılmazer "İlk önce çadırlarımı kurdum bir yaşam alanı yarattım ve malzeme araştırmaya başladım. Ev yapmanın her süreci zor ama kişisel tatmin muazzam. Ama yine de tek başınıza asla ev yapmayın. En azından birileri size çay koysun veya tahtanın ucundan tutsun. Yapılıyor mu diye sorarsanız evet yapılıyor, bunu kendime zor yolla kanıtladım. Şöyle bir durum da var tabi ağaç işleri konusunda bir el yatkınlığım var. Ama daha evvel bir sandık bile çakmadım :) Bir tanım var, "eli keser tutar" diye. Motivasyonum da yüksekti. Elbette yapacaktım başka da şansım yoktu. Yeni köyüme gelmiştim artık" dedi.
Yılmazer "Yer alma konusunda çok fazla prosedür yok, emlakçınız her şeyi hallediyor. Parayı verip yeni bir yaşantı alıyorsunuz. İş aldıktan sonra hemen başlıyor. Ben İstanbul’da yaşarken su işini çözdüm. Bu işler bir-iki yıl sürdü. Hemen ev yapmaya başlayamıyorsunuz. Artık suyunuzu, elektriğinizi bir belediye değil sizin getirmeniz gerekiyor. Tabi yerleşim yerine uzaksanız... Su prosedürü uzun. İlk önce gerekli izinler alınıyor. Bahçeye jeoloji mühendisi getirip yer altı suyu araması ve suyu çıkartacak pompa için elektrik başvurusu yapıyorsunuz. Bunları öğreniyor ve çözüyorsunuz" diye konuştu.
"TÜM AHŞABI 7500 TL''YE ALDIM"
"Benim bahçem bir dönüm" diyen Yılmazer "Yaptığım ev tabanı 25 metrekare, üst katı da 7-8 metrekare sanırım. Evin tamamının ahşabını 7 bin 500 TL’ye aldım üç yıl evvel, şimdi çok pahalı. Yani su, elektrik, ahşap, cam-çerçeve bahçe hariç 25-30 bin TL gibi tutar harcadım. Evin tamamı için de arsa dahil yaklaşık 65 bin TL harcama yaptım. Bu anlattıklarım elbette benim yapabildiklerim ölçüsünde. Yani para, maliyet, fiziksel güç faktörlerini unutmamak gerek. Ben bu evi yaptım. Daha büyük bir ev yapamazmışım çok da ihtiyaç yok bana göre" dedi.
Yılmazer "Isınma için bir kuzine sobam var, eve göre biraz büyük. Kışın bir cam mutlaka 7/24 açıktır. Odunla ısınıyorum. Evin yalıtımını iyi yapmışım sanırım :) Emekli olmuştum zaten biraz da ona güvenerek burada yaşamaya karar verdim. Erken emekli olanlardanım. Köyde bana yetiyor. Ekstradan bir gelire ihtiyaç duymuyorum şimdilik. Tavuklarım var. Zeytinimi toplayıp yağını alıyorum, yiyeceğim zeytinimi yapıyorum. Yazın zaten ekip yetiştirdiklerim oluyor. Bir şekilde tencere hep kaynıyor" diye konuştu.