Altaylı, yazısında, Erdoğan''ın "Nasıl ki ABD ile bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa, Taliban bu görüşmeleri Türkiye ile daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye''nin inancıyla alakalı ters bir yanı yok, onlarla bu konuları daha iyi görüşebileceğimize ihtimal veriyorum. Doha''dan oraya akan bir süreç var. Bu süreci de iyi değerlendirebileceğimizi düşünüyorum" açıklamasını ele aldı.
"FARK VARSA EĞER SADECE BURADADIR"
Altaylı, "İşin özüne indiğinizde, ''Taliban’la inanç noktasında yakınız'' ifadesi yanlış bir ifade değildir. Türkiye’nin elbette tamamı değil ama bir kesiminin bu yakınlığa sahip olduğunu kimse inkar edemez. Televizyonda da daha önce söyledim, Taliban ''Talebeler'' demektir ve Medrese talebelerine verilen addır. Hareketin başlangıç noktasına atfen aldığı addır. Taliban’ı oluşturan medreselerde ''Sünni Hanefi'' fıkıhının, Ebu Hanife’nin, Ebu Yusuf’un, talebesi sayılan İmam Muhammed bin Hasan’ın klasik eserleri üzerine bir eğitim verilir. Bizdeki Milli Eğitim’in bilgisi ve denetimi dışındaki medreselerde de, mesela İsmailağa medreselerinde de aynı kitaplar okutulur. Arada inanç bakımından esaslı bir fark yoktur. Tek fark Taliban’ın eski fetvalara sıkı sıkıya bağlı kalmış olması ve yeni durumlarda da bu fetvaları aynen uygulama niyetidir. Fark varsa eğer sadece buradadır" dedi.
"ATATÜRK''Ü DENKLEMDEN ÇIKARMA ÇABASININ NEDENİ BUDUR"
Altaylı, şöyle devam etti:
"Ancaaaaak!
Devlet anlayışı bakımından Taliban rejimi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 180 derecelik bir fark vardır. Türkiye Cumhuriyeti Taliban rejiminin anti tezidir. Taliban rejimi ile Cumhuriyet rejimi arasındaki bu büyük farkın adı da “Mustafa Kemal Atatürk’tür. Osmanlıyı yıkan emperyalistlerin amacı geride bir “Taliban benzeri” rejim kurmaktır. Osmanlı aydınlanmasının bir ürünü olan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bunu engellemiştir. Atatürk’ün laik hukuk, laik devlet ve medeniyet anlayışını ortadan kaldırdığınız ya da denklemden çıkardığınız anda geriye kalan Taliban rejimidir. Bazılarının Atatürk’ü denklemden çıkarma çabasının nedeni budur."