Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde yaşayan Köseoğlu ailesinin dünyası, bademcikleri şişen kızlarını tedavi için götürdükleri hastanede başlarına yıkıldı.
DHA’da yer alan habere göre Kaynarca ilçesi Kırktepe Mahallesi’nde yaşayan Tuğçe ve Resul Köseoğlu çifti, kızları Gülsüm Sare’yi geçen yıl 24 Kasım günü bademciklerinin şiştiğini düşünerek özel bir hastaneye götürdü. Doktorlar yaptıkları muayenenin ardından aileye, Gülsüm Sare’yi çocuk nöroloji bölümüne götürmelerini söyledi. Kızlarını, Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne götüren aile, burada hayatlarının şokunu yaşadı.
CERRAHİ MÜDAHALE YAPILMADI
150 bin çocukta bir görülen beyin sapı tümörü hastalığı teşhisi konulan Gülsüm Sare’nin ailesine kısıtlı bir süreleri olduğu ve tedaviye hemen başlanması gerektiği söylendi. Cerrahi müdahale yapılamayan Gülsüm Sare Köseoğlu’nun kemoterapi ve radyoterapi yöntemiyle tedavisi devam ediyor.
“CERRAHİ MÜDAHALE ŞANSI YOK DEDİLER”
Kızlarının iyileşeceğine olan inançlarını hiç kaybetmediklerini belirten Tuğçe Köseoğlu, “Bu hastalığın tedavisinin radyoterapi ve kemoterapi olabileceğini ve cerrahi müdahalesinin olamayacağını söylediler. Marmara Üniversite’sinin hastanesinde kemoterapiye başladık. Doktorların bunu kemoterapiyle kurutabileceklerini, kurumazsa tekrardan radyoterapi alabileceğimizi ve hiçbir yerde cerrahi müdahalesinin olamayacağını söylediler. Tabi ki biz bu süreç içerisinde daha çok araştırmalar içerisine giriyoruz. Bu süreç çok zor ama biz kazanacağımıza inanıyoruz ve kazanacağız” dedi.
“ALLAH KİMSEYİ İMKANSIZLIĞA DÜŞÜRMESİN”
Resul Köseoğlu ise kimsenin çare bulamadığını belirterek, “Bademcikleri şişti diye hastaneye gittik ama bademciklerinde bir sorun olmadığı söylendi. Biz de Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne gittik. Orada Sare’nin beyninde tümör olduğu söylendi. Doktorlar tedavisinin sıkıntılı olduğu ve cerrahi müdahalenin hiçbir yerde yapılamayacağını söyledi. İstanbul’da beyin üzerine iyi olan bütün hastanelere gittim ama hepsi bu hastalığın dünyada tedavisinin olmadığını, kısıtlı günümüzün olduğunu söylediler. Amerika’ya da CD’leri gönderdik, oradan da aynı cevapları aldık. Bu şekilde bir süreç var ve kimse çare bulamıyor. Bir de bu hastalığın 4 çeşidi varmış. Tek tedavi edilemeyen çeşidi de buymuş. Beyin sapının içinde olduğu için hiçbir şekilde müdahale edilemiyor, biyopsi bile yapılamıyor. Geçen hafta doktorumuzla görüştüğümde 14-15 ay gibi bir süremiz olduğunu söyledi. Tıbbın dilinde bu süreden daha fazla yaşayan olmadığını söyledi. Yetkililerin bu işe el atmasını bekliyoruz. İmkânsız diye bir şey mi var? Allah kimseyi imkansızlığa düşürmesin.” dedi.