Zavallı Ankara!
Trakya Üniversitesi Uluslararası İlişkililer Bölümü’nden Doç. Dr. Fahri Türk’ün editörlüğünde çıkan hakemli akademik dergi ESBA’da (“Elektronik Siyaset Bilimi Araştırmaları Dergisi”) Dr. Burcu Sunar’ın “Britanya İmparatorluğu’nun Büyük Stratejisinde Telgraf Ağlarının Önemi (1837-1914)” (C. 5, S. 1, Ocak 2014) makalesi dikkatimi çekti.
Britanya 19. yüzyılda, emperyal gücünü anında haberleşmeyle doruk noktasına çıkarıyor.
Şu anda ülkemizin içine düştüğü zavallılığı dikkate alın:
Irak-Musul’da başkonsolosluğumuz var. IŞİD (Irak-Şam İslâm Devleti) denilen, üstelik örgüt adının açılımında “İslâm” olan katiller sürüsü Irak’ın ikinci büyük şehri Musul’a giriyor, ne olacağı belirsiz bir yerde, bir şey olmayacakmış gibi elçilik mensuplarına Ankara’dan “Siz kalın” deniyor. Katiller sürüsü, çok rahat, başkonsolosluktaki 49 kişiyi toplayıp götürüyor.
Ankara, katiller sürüsü ne isterse verecek. Hiç yolu yok... “Beyinsizler”le neyin pazarlığını yapabilirsiniz ki... “Beyler! Siz de İslâmcısınız, biz de... Lütfen, hükûmetimizi halk nazarında zorda bırakmayın. Her ne kadar insanları efsunladıysak da, bir gün sihir bozulur, biz zarar görürsek, size bir faydamız olmaz.” deseler ne yazar.
“İslâm”ı, katillik, kendisinden olmayanı amansız düşmanlık anlayan “beyinsizler”e hiçbir şey anlatamazsınız.
Telgraf geçmişin birinci derecede haberleşme ağıdır. Bu zamanın birinci derecede haberleşme ağı başta telefon ve internet ve daha bilmem ne... En ileri haberleşmeyi uygulayanlar, tehlikeyi anında değerlendirebilenler, istihbarî bilgilerle strateji belirleyenler kazanırlar.
Geçmişte İngiltere kazandı, bugün ABD kazanıyor. Teknolojide ne kadar ileri gider ve bunu ne kadar maharetle kullanırsan güçlenirsin.
Türkiye, yanı başında, üstelik yerli Türklerin de ağırlıklı yaşadığı, aslında bizim topraklarımız içinde olması gereken (Misâk-ı Millî’yi hatırlatırım.) yerlerde hazırlıksız.
Timur aklıma geliyor. Çağının teknolojisini maharetle kullanan cihan imparatoru... Casuslarını değişik kılıklarda her yere salmıştı. Bayezid’i 1402’de, Ankara’da, böyle yenmişti. Şerefüddin Ali Yezdî’nin “Emir Timur” kitabı daha yeni yayınlandı (Selenge Yay., 0212 514 45 73). Özellikle 474. sayfasını açın okuyun.
Dr. Burcu Sunar, yukarıda bahsettiğim makalesinde, “Yakın dönemde, 19. yüzyıl telgrafı için yapılan bir başka benzetme ise, ’Viktoryan Çağ’ın interneti’olduğudur.” diye yazmıştır:
“Britanya’nın... görkemli dönemine ilişkin ilk akla gelen isimlerden biri ise kuşkusuz Kraliçe Viktorya’dır. Viktorya’nın (1837-1901) tahta çıktığı tarih olan, 1837’nin aynı zamanda elektrikli telgrafın son biçimini alarak yeni bir icat olarak ortaya konduğu tarih olması bir tesadüfse de, Viktoryan Çağ’ın, bilimsel, endüstriyel ve teknolojik gelişmelere duyduğu hayranlıkla Britanya’ya damgasını vurması, bilinçli emperyal bir politikadır.”
Bırakın Britanya’nın 19. Yüzyıl “Viktoryan Çağ”ını, 14. yüzyıl “Timur Çağı”nı bile yakalayamadık.
Çapulcular kimmiş görsünler! Geziciler değil her hâlde... Hükûmet edenlerin temelde fikir birliği içinde olduğu IŞİD’çi katiller.
Konsolosluk mensuplarının da, yerli Türklerin de kılına gelecek zarardan Ankara sorumludurlar!