Zamlı hayata merhaba

Yeni yıl yaklaşıyor ya, bütçe açığını kapatmak ve parasızlığı gidermek amacıyla birçok hizmete zam planlandı. Uygulama başladığında, bütün piyasalara zam gelecek, her türlü mal ve ürün pahalanacak...

Ekonomiyi berbat durumdan bu yolla çıkarmayı düşünüyorlar...

Yani zam hazırlığı sebepsiz değil...

* * *

Zam oranı da dalgalı; yüzde 15 ile yüzde 44 arasında...

En yüksek oran, trafik cezalarına ve harçlarına geliyor. Zam oranı yüzde 44, bu yolla bir yılda 470 milyon lira toplanacağı hesaplanıyor...

Yargı harçlarından beklenen miktar ise 4.5 milyar lira, bu gelirin artması, tabii ki dava sayısına endeksli. Zam oranı ise yüzde 32. Noter hizmetlerine de zam yapılıyor, oranı yüzde 17, hazinenin beklediği gelir ise 1 milyar liraya yakın, dokuz yüz küsur milyon.

Tapu harçları da zamdan nasibini alacak; 13 milyar 400 milyon lira gelir bekleniyor, zam oranı yüzde 30...

Öğrenci ve diğer harçlara yapılacak zam oranı yüzde 25, beklenen toplam miktar 25 milyar 700 milyon lira. Yüzde 25 olarak belirlenen MTV zammını da düşünürseniz hazineye bir yılda girecek paranın miktarını üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz...

* * *

Yüksek orandaki bu zamları gerektiren nedenlerin başında israf geliyor; bazı ülkelere gösteriş olsun diye yaptığımız yardımlar da paramızın azalmasına sebep oluyor. Dış ticaretimizin durma noktasına gelmesi, turizm girdilerinde yaşanan azalma, ithalatın kabararak sürmesi, zamansız ve rantabl olmayan yatırımların devreye sokulması, nihayet vergi tahsilatındaki aksamalar cebimizin boşalmasına yol açıyor...

Böyle devam edilirse korkarız iki yakamız bir araya gelmeyecek, sürekli zam yaparak para toplamaya devam edeceğiz.

Vay müzevir vay

Ahmet Takan arkadaşımızın Davutoğlu-Bahçeli kavgasının perde arkası başlıklı yazısından yaptığım aşağıdaki alıntı bana göre hayli ibret verici...

Takan'ın açıklaması şöyle:

-Davutoğlu ile Bahçeli ikili koalisyon görüşmeleri sırasında, Ahmet bey Devlet beye "Biz koalisyonu kuralım. Cumhurbaşkanı da anayasal sınırları içinde Cumhurbaşkanlığı görevini yürütür" önerisini götürdü. Devlet bey buna hiç sesini çıkarmadı. Sonradan öğrendik ki, Bahçeli bunu Erdoğan'a aynen aktarmış. Bizim kalemimiz de o gün kırılmış.

Yoruma gerek yok...

Devlet Bahçeli nasıl, nerede ve ne biçim siyasetçi olduğunu bu tutumuyla bir kez daha göstermiş oluyor...

Yanlış yaparsa başına iş alır

Yirmi üç yıl yedi, içti, parsel parsel sattı, manevi servet yaptı... Her türlü soruşturmadan sıyırdı, sonunda mecalsiz düştü...

Sıra geldi istifasına; aklı varsa direnmeyecek...

Direnirse başına gelecekleri Erdoğan hatırlattı:

-İstifa etmezse sonuçları ağır olur...

Nasıl yani?

Parsel parsel yaptığı dağıtımın hesabı sorulur; hakkındaki dosyalar dağ gibi, birer birer açıklanır, adliye mekânı olur...

Siyasi hayatı da biter!

Kolay göze alınmayacak bu tür gelişmelere herhalde imkân tanımayacak, paşa paşa çekip gidecek...

Dediğim gibi, aklı varsa....

Hesabı versinler bakalım

Sakarya Müftülüğü'nde yapılan densizliği okumuş olmalısınız. Müftülük nezdindeki dini içerikli kitapları ve mukaddes kitabımızı çöpe atmışlar; durumu temizlik işçileri ortaya çıkarmış...

O müftüyü ve diğer personeli göreve atayan AKP iktidarı, hani şu din üzerinden politikalar üretmekle maruf olan ekip...

Bu ekip Allah'ın kelâmına yapılan bu muamelenin hesabını vermeli...

Bu dünyada da, ahirette de...

* * *

Bizi yıllarca din iman diyerek kandıranların şerrinden Allah'a sığınırım!

FİSKE

Bozdağ "Görevden ayrılmalar, partimizin 2019'a daha da güçlenerek gitmesini sağlayacaktır" diyor...

Katılıyorum...

"Acaba" diyorum, "Erdoğan başta olmak üzere Bozdağ filan ayrılsalar, daha güçlü bir AKP ortaya çıkmaz mı"...

Yazarın Diğer Yazıları