Yurt faciası bir rejim kavgasıdır!
20 yıl kadar önce bir araştırma için Adana ve Mersin'in kırsal kesimlerinde, Yörük köylerinde gezmiştim. İlçe merkezlerinden ayrılıp köylere doğru gittiğimde hemen her köyde "Yatılı Kız Kur'an Kursu"na rastlamıştım.
Bizim çocukluğumuzda da her mahallede Kur'an kursları vardı ama yatılı olanı yoktu. Peki sonradan, kızlar için Kur'an kurslarını yatılı yapmak nereden icap etmişti?
Çünkü çocuğu yetiştiren annedir. Türk toplumunu dönüştürmek isteyen cemaatler, işi temelinden ele alarak "önce anneleri yetiştirmek" istedi.
***
AKP iktidarı ise cumhuriyetin temeli olan "tevhidi tedrisat" yani "öğretimde birlik" esasını yıkmak için köylerdeki ilkokulları kapattı, yerine taşımalı öğretim başlattı. Öğretmen, köyden kovulmuş oldu!
Kış şartlarında çocuklar trafik kazalarında ölmeye başlayınca bu defa ilçe merkezlerinde yurtlar açılmaya başlandı. Köylerdeki fakir vatandaşların çocukları, denetimsiz, yasa dışı yurtlarda "dinini de öğrensin" diye cemaatlerin eline bırakıldı. Fakat bu defa yurtlarda tecavüz veya istismar vakaları patladı!
Konya'nın Taşkent ve Diyarbakır'ın Kulp ilçelerinde benzer yurtlarda tedbirsizlik yüzünden çıkan yangınlarda çocuklar yanarak öldü.
Buna rağmen aynı düzen devam etti. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana'daki, 100 yurttan 80'inin Süleymancılara ait olduğunu, 11'i kız çocuğu biri görevli 12 kişinin yanarak öldüğü Aladağ ilçesindeki yurt gibi aynı nitelikte altı yurt daha bulunduğunu açıkladı.
***
Ölen çocuklardan Zeliha'nın babası Mustafa Avcı, "Burası Süleymancıların yurdu. Yurdu yıktılar, çocuklarımızı buraya getirdiler" dedi. Yine küçük Cennet'in babası Mehmet Karataş, "Köyde okul yoktu. Aladağ'da başladı. Tek yurttu burası. Başka seçeneğimiz yoktu. Mecburduk. Ücretsiz kalıyordu" diye konuştu.
Bu iki babanın sözleri, arka plandaki projeyi de ortaya çıkarıyor!
Peki nedir o proje?
Taha Akyol, toplumda yaygın olan "bir şey olmaz" algısını sorumlu tutarak "Cemaatler, dernekler, millî eğitim denetiminde elbette yurt yapabilirler. Sorun, bu yurtların profesyonelce işletilmemiş ve yeterince denetlenmemiş olmasıdır." diye yazdı! Aslında kendisi de "Cemaatler millî eğitimin denetiminde yurt yaparsa bir şey olmaz" demiş oluyor, farkında bile değil!
Üstelik "Kamu yönetimi reformunun mimarı Ömer Dinçer"in görüşlerini övüyor. Halbuki Ömer Dinçer, 1995'te "Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu bulunduğunu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum." diyen bir kişidir!
Halk cumhuriyete sahip çıktığına göre yeni nesilleri, cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirmek gerekiyordu ki bu hedefe ulaşılabilsin. Cemaatler işte bunu yapıyor! Bugün FETÖ ortaya çıktı. Diğerlerinin de devleti ele geçirmek istediği kesindir.
***
Osmanlı döneminde de bu tip kalkışmalar oldu. Naima Tarihi'ne göre Kadızâdeliler, devlete hâkim olmuş durumdaydı. Bütün atamalarda onlara danışılıyordu. 1656'da askeri ayaklanmaya kalkışan cemaatin liderleri, Vaka-i Vakvakiye denilen olayda Sultanahmet'te bir çınar ağacına asılarak idam edildiyse de Kadızâdeliler, diğer cemaatlerin mensuplarını öldürmeye, halk arasında terör estirmeye başladı. Bu arada, selâtin camilerinin birden fazla minaresini yıkmaya karar verdiler. Sonunda Kıbrıs'a sürgün edildiler.
Kadızâdeliler için o günün IŞİD'i denilebilir.
Bugün de güçlenen her dinî hareket, rejimi değiştirmeye çalışıyor. Yoksa ne diye devlet içinde örgütleniyorlar? Ve milliyetçi bir partinin genel başkanı ne diye başkanlık sistemine yol verdi?